Fuat Oktay: Ekonomimizin 2022 yılında yüzde 5 büyüyeceğini öngörüyoruz

TBMM Genel Kurulunda, 2022 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2020 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi'nin görüşmelerine başlandı. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay 2022 bütçe teklifini sunuyor.

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay yaptığı sunumda kurdaki yaşanan hareketliliğin politika faizlerinde yapılan indirime bağlanamayacağına işaret ederek "Para birimimiz manipülatif ataklara maruz kalmakta" dedi. Oktay ayrıca, Merkez Bankası rezervlerinin 35 milyar dolar artışla, 126 milyar doları aştığını söyledi.

Oktay, "Alınan politika tedbirleri ile birlikte; ekonomimizin 2022 yılında yüzde 5 büyüyeceğini öngörüyoruz. Küresel ve ulusal düzeyde döviz kuru ve fiyatlar genel seviyesindeki gelişmelere rağmen, döviz kurunda istikrar ve enflasyonla mücadele kararlılığımız sürmektedir." dedi.

Bütçe konuşmasının tam metni ise şöyle:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Plan ve Bütçe Komisyonu’nda 26 Ekim’de başlayan 2022 yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2020 yılı Kesin Hesap Kanunu Teklifi görüşmeleri, 26 Kasım’da tamamlanmıştır.

2022 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi, Plan ve Bütçe Komisyonunda 234 saat süren 21 birleşim sonunda nihai şeklini almıştır.

38 gün boyunca harcadıkları yoğun mesai ve katkıları sebebiyle Plan ve Bütçe Komisyonumuzun değerli Başkan ve Üyelerine, tüm milletvekillerine, sürecin verimli şekilde geçmesine katkı sağlayan Bakan arkadaşlarıma, kamu kurumlarımızın temsilcilerine ve komisyon çalışanlarına bir kez daha teşekkür ediyorum.

Bugün itibariyle 2022 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ve 2020 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin Meclis Genel Kurulunda görüşmelerine başlıyoruz.

Milli iradenin tecelligâhı Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde, milletimiz önünde hesap verme mecrası olarak gördüğümüz bütçe görüşmelerinin bu yıl da en hayırlı şekilde tamamlanmasını temenni ediyorum.

Sayın Başkan, Değerli Milletvekilleri,

2022 yılı bütçesi; AK Parti Hükümetlerinin 20’nci, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine geçişin ardından hazırlanan 4’üncü bütçedir.

Bütçelerimiz, Cumhurbaşkanımız liderliğinde ülkemizin bugüne kadar elde ettiği tüm kazanımlar için etkili birer araç olarak kullanılmıştır.

Bütçe disiplini ilkemiz çerçevesinde oluşan mali alan, topyekün kalkınmaya yönelik sanayi, ulaştırma, eğitim ve sağlık yatırımlarının yanı sıra sosyal hizmet harcamalarını da kapsayan beşeri ve sosyal gelişime yönelik alanlara yönlendirilmiştir.

Dünyada 5 milyondan fazla insanın hayatına mal olan Kovid-19 salgınının etkileriyle mücadelemiz, bundan önceki 19 bütçemiz temelinde yükselen sağlam altyapımız ile sürmektedir.

Bir sağlık krizi olduğu kadar etkileri itibariyle küresel ekonomik krize de dönüşen Kovid-19'un oluşturduğu tahribat; ekonomi, ticaret ve turizm başta olmak üzere pek çok alanda etkisini sürdürmektedir.

Küresel ticaret, istihdam ve sermaye dolaşımı rakamları verileri daralmaya devam ederken bizim söylediğimiz bir şey vardı; “Türkiye olarak salgın sonrası dönemde üretimde, inovasyonda, yatırımda nerede kalmıştık demeyeceğiz” diye ifade etmiştik.

Bu küresel krizi fırsata çevirerek; salgın atmosferinden, “üreterek, büyüyerek, toplumun her kesimini destekleyerek” çıkacağız dedik ve öyle de oldu.

2021 yılı Bütçemizi de bu yönde gerekli araçları kamuya sağlayacak yapıda hazırlamıştık ve yıl boyunca tüm kurumlarımız kaynaklarını en etkin ve verimli şekilde kullandılar.

Bu sürece en güçlü siyasi desteği, Cumhur İttifakı olarak AK Parti, Milliyetçi Hareket Partisi ve Büyük Birlik Partisi birlikte vermiştir.

Büyüme oranlarından ihracatta kırdığımız rekorlara, sanayi üretimindeki artıştan iş gücüne katılıma kadar pek çok gösterge, Kovid-19 salgınına rağmen Türkiye’nin yoluna güçlenerek devam ettiğini ortaya koymaktadır.

Bunların yanında, hastaneler, otobanlar, köprüler, barajlar, içme suyu ve sulama tesisleri, organize sanayi bölgeleri, Teknoparklar, enerji ve savunma sanayi projeleri gibi sayısız yatırımı, içinde bulunduğumuz bütçe döneminde hayata geçirdik.

Yeni yatırımlara bugün de hız kesmeden devam ediyoruz.

2022 bütçe teklifini her türlü küresel etki, yaptırım ve manipülasyon girişimine rağmen “güçlenen-kalkınan-büyüyen Türkiye” vizyonuyla hazırladık.

2022 Yılı Bütçe Kanunu Teklifi, doğrudan milletimizin beklentileri esas alınarak hazırlanmıştır ve kaynak tahsis edilen kamu hizmetleri ile harcama önceliklerini net şekilde göstermektedir.

“Performans Esaslı Program Bütçe” özelliklerine sahip teklif, kamu hizmetleri performansının kolayca ölçülmesine, izlenmesine ve tüm kamuoyuyla şeffaf şekilde paylaşılmasına imkan tanımaktadır.

“Bölgesel Kalkınma”, “İstihdam”, “Ticaretin Geliştirilmesi”, “Gençlik”, “İnsan Hakları”, “Uzay ve Havacılık” gibi 67 stratejik programdan oluşan Bütçe teklifimiz, daha müreffeh bir Türkiye hedefimizin dayanağını oluşturmaktadır.

Ülkemizin gerçeklerine ve ihtiyaçlarına uygun olarak güncellediğimiz tam bağımsız ekonomi rotamız ile de örtüşmektedir.

Bu doğrultuda 2022 Bütçesi; Yatırım, Üretim, İstihdam ve Büyüme odaklı bir yapıda; Yeşil Kalkınma Devrimi ile Milli Teknoloji Hamlemizi güçlendirecek bir çerçevededir.

Özellikle tüm sektörleri içine alan yeşil dönüşümü, karbon nötr yatırımları ve yeşil ekonomiye geçiş sürecini hızlandıracak niteliktedir.

2022 Bütçesi; Dijital Türkiye’nin yenilikçi ve çevreci bütçesidir.

Bütçemiz, hem işçimizin emeğine hem işverenimize; esnafımızdan çiftçilerimize, teknoloji girişimcilerimizden mühendislerimize, genciyle yaşlısıyla; emeklisiyle çalışanıyla toplumun her kesimine sahip çıkmakta, milletimize hitap etmektedir.

“Kadının Güçlenmesi”, “Çocukların Korunması”, “Engellilerin Toplumsal Hayata Katılımı” ve “Ailenin Güçlendirilmesi” gibi özel programları barındıran 2022 Bütçesi ile toplumsal yapımızı daha da güçlendireceğiz.

Ülkemizin huzurunu, milletimizin birliğini, beraberliğini ve devletimizin uluslararası itibarını da tavizsiz şekilde korumayı sürdüreceğiz.

Sağlıktan eğitime, tarımdan ulaştırmaya, sanayiden ekonomiye ve sosyal yardımlara kadar her alanda en isabetli politikaları, bütçemiz temelinde birer birer uygulamaya geçirmeye devam edeceğiz.

Sayın Başkan, Değerli Milletvekilleri, 2022 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ve 2020 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifine ilişkin sunuşumda; bütçenin bütününe dair detaylı verileri paylaşmanın yanı sıra Plan ve Bütçe Komisyonu’ndaki görüşmelerde üzerinde sıklıkla durulan hususlara da değineceğim.

Küresel ekonomideki gelişmeler

Küresel ekonomik görünüm ve dünya ekonomisindeki gelişmelerden başlayacak olursak;

2020 yılında başlayan küresel Kovid-19 salgınının olumsuz etkileri, 2021 sonu itibarıyla büyük ölçüde bertaraf edilmiş olsa da, dünya ekonomisi önümüzdeki yıla göz ardı edilemeyecek belirsizliklerle girmektedir.

Dünya genelinde görülen virüs varyantları, kalıcı küresel toparlanma önünde ciddi bir engel olarak varlığını korumakta ve salgınla devamlı mücadeleyi zorunluluk haline getirmektedir.

Bütçemizi, bu risklerin ve belirsizliklerin halen devam ettiği bir ortamda ihtiyatlı bir yaklaşımla hazırladık.

Salgına karşı alınan tedbirler özellikle hizmetler sektöründe ağır ekonomik yıkımlara yol açmış, dünya genelinde eşine rastlanmayan arz ve talep şokları tecrübe edilmiştir.

2021 yılının ikinci yarısında dünya genelinde aşıların yaygınlaşmasıyla birlikte aşamalı da olsa ekonomilerin küresel düzeyde açılması mümkün olmuş ve ekonomik toparlanma hissedilmeye başlanmıştır.

Ülkeler ve ülke grupları arasında ayrışmalar olmakla birlikte 2021 yılı küresel toparlanmanın devam ettiği bir dönem olarak görülmektedir.

Dünya Bankası Haziran ayı Küresel Ekonomik Beklentiler Raporuna göre gelişmiş ekonomilerin 2021 yılında yüzde 5,4; 2022 yılında ise yüzde 4 büyümeleri öngörülmektedir.

Gelişmekte olan ekonomilerin ise 2021 yılında yüzde 6 ve 2022 yılında yüzde 4,7 büyümesi beklenmektedir.

Sayın Başkan, Değerli Milletvekilleri;

2021 yılı ikinci çeyreğinde küresel ekonomilerde bir önceki yıla kıyasla iyileşme yaşanmasıyla iş gücü piyasaları da kısmen toparlanmıştır.

Ancak 2021 yılında, istihdamdaki artış eğilimine rağmen işsizlik oranları hala salgın öncesindeki ortalamaların üzerinde seyretmektedir.

Küresel enflasyon, genişlemeci para politikalarının devam etmesi, 2021 yılında petrol ve emtia fiyatlarındaki yukarı yönlü gelişmeler ile küresel talepteki toparlanmaya bağlı olarak yüksek seyretmektedir.

Bu ortamda Uluslararası Para Fonu tahminlerine göre, gelişmiş ekonomilerde ortalama tüketici enflasyonunun, 2020 yılında yüzde 0,7 oranındaki seviyesinden, 2021 yılı itibariyle yüzde 2,8'e yükseleceği öngörülmektedir.

Gelişmekte olan ekonomilerde ise 2020 yılında yüzde 5,1 olan yıllık ortalama tüketici fiyatları artışının, 2021 yılında yüzde 5,5 düzeyinde gerçekleşeceği tahmin edilmektedir.

Brent petrol fiyatları salgın nedeniyle 2020 yılında oldukça düşük seviyelere geriledikten sonra 40-45 dolar bandına yerleşmiş, 2021 yılında ise küresel talepte yaşanan toparlanma, Kovid-19 aşılama oranlarındaki artış ve diğer faktörlerin de etkisiyle yükselme eğilimine girerek 80 dolar eşiğini aşmıştır.

Bugün itibariyle 71 dolar seviyelerinde olduğunu gördüğümüz petrol fiyatları, dalgalı seyrini sürdürmektedir.

Günümüzde emtia ve enerji fiyat artışları ile çip üretimi başta olmak üzere tedarik zincirlerinde küresel çapta yaşanan sıkıntılar otomotiv ve elektronik sektörü gibi dayanıklı mal tüketiminde arz sorunlarını beslemekte ve enflasyon risklerini artırmaktadır.

Küresel sermaye piyasalarında meydana gelebilecek oynaklıklar, kur dalgalanmaları, yüksek küresel enflasyon ve yeni virus varyantları da dünya ekonomisi açısından belirli düzeyde riskleri barındırmaktadır.

Ayrıca süregelen ABD–Çin eksenli ticaret gerilimleri, kontrolsüz göç hareketleri, jeopolitik çatışmalar, siber saldırılar ve iklim değişikliği nedeniyle artan doğal afetler, küresel toparlanmaya zarar verebilir.

Dönüşen küresel tedarik zinciri şartları ile ülkemizin coğrafi konum avantajı ve esnek üretim olanaklarının, Türkiye'ye küresel ekonominin yeni üretim merkezlerinden biri haline gelmesi için önemli bir fırsat sunduğunu önceden gördük. Bu fırsatları en iyi şekilde değerlendirdik ve şimdi bunun sonuçlarını alıyoruz.

Ülkemizin güçlenen makro politikaları ile üretim ekonomisine dönük çabaları bu fırsatın değerlendirilmesine katkı sağlamaktadır.

Türkiye ekonomisinde görünüm

Sayın Başkan, Değerli Milletvekilleri,

Küresel ekonomik gelişmelerin ardından, Türkiye ekonomisindeki gelişmeler ve genel görünüme değinmek isterim.

Türkiye ekonomisi 2020 yılında yüzde 1,8 oranında büyüme kaydederek, Kovid-19 salgınından en az hasarla çıkabilmiş ve G20 ülkeleri arasında Çin’le birlikte büyüme kaydetmeyi başaran iki ülkeden birisi olmuştur.

Bu performans, 2021 yılında da devam etmiştir.

Türkiye ekonomisi, 2021 yılının üçüncü çeyreğinde yıllık yüzde 7,4 büyümeyi başarmıştır. Böylece yılın ilk dokuz ayında yüzde 11,7 oranında büyüyerek oldukça güçlü bir görünüm sergilemiştir.

Bu dönemde ihracatın sürüklediği dış talep ve sanayi üretiminde yaşanan güçlü artış büyümeye belirgin şekilde katkı vermiştir.

Halihazırda ekonomik aktivitedeki dinamik ve canlı gidişat ile artan ihracat desteğiyle, yılın son çeyreğinde de yüksek bir büyüme performansı öngörülmektedir.

2021 yılının tamamında yüzde 10’u aşabilecek düzeyde bir büyüme oranı kaydetmeyi bekliyoruz.

Başta bütçe olmak üzere tüm politika araçlarımızla işçi, memur, esnaf, çiftçi ve emeklilerimiz dâhil olmak üzere tüm kesimlere bu büyüme refah olarak yansıyacaktır.

Sayın Başkan, Değerli Milletvekilleri,

Salgının iş gücü piyasası üzerinde tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de önemli olumsuz etkileri olmuştur.

Bu etkilerin azaltılması amacıyla pek çok tedbir uygulamaya geçirilmiş; kısa çalışma ödeneğinden yararlanma şartlarının esnekleştirilmesi, nakdi ücret desteği, fesih yasağı ve normalleşme desteği bu kapsamda öne çıkan tedbirler olmuştur.

Bu tedbirlerin ve toparlanma sürecinin etkisiyle, salgının başta hizmetler sektörü olmak üzere istihdamda ve iş gücüne katılımda meydana getirdiği kayıplar telafi edilmiştir.

2021 yılı Eylül ayı itibarıyla toplam istihdam düzeyi salgının hemen öncesindeki 2020 Şubat ayına göre mevsim etkilerinden arındırılmış verilerle yaklaşık 1,7 milyon kişi daha fazladır.

Tarım, sanayi, inşaat ve hizmetler sektörlerinin tümünde istihdam, salgın öncesindeki düzeyinin üzerindedir.

Eylül ayı itibarıyla ilk defa istihdamımız 29 milyonu, iş gücümüz 33 milyonu aşmıştır.

2021 yılında gözlenen iktisadi faaliyetteki hızlı toparlanmayı takiben 2022 yılında hedeflenen yüzde 5’lik güçlü büyümenin iş gücü piyasalarına olumlu yansımalarının olmasını, iş gücüne katılım ve istihdam oranlarında önemli iyileşmelerin kaydedilmesini öngörmekteyiz.

İktisadi faaliyetteki toparlanmaya ek olarak, istihdam teşviklerinin etkili bir şekilde uygulanması sürdürülecektir.

Bunun yanı sıra, dijitalleşme ve yeşil dönüşüme uyumun hızlandırılması, kadınlar, gençler ve engelliler gibi özel politika gerektiren grupların iş gücü piyasasına girişleri ve kalıcılıkları, beşeri sermayenin güçlendirilmesi, aktif iş gücü programları, iş sağlığı ve güvenliği, girişimciliğin geliştirilmesi alanlarında yapısal adımlar atılacaktır.

Bu çerçevede, Orta Vadeli Program tahminlerine dayalı olarak, 2022 yılında istihdamın 2021 yılına göre 1 milyon 277 bin kişi artması, işsizlik oranın ise yüzde 12’ye gerilemesi beklenmektedir.

Sayın Başkan, Değerli Milletvekilleri,

2021, ihracatçılarımızın salgının dönüştürücü etkilerine hızlı adapte olmaları sayesinde ihracat performansı bakımından büyük başarıların yakalandığı bir yıl olmuştur.

21,5 milyar dolar seviyesinde gerçekleşen 2021 yılı Kasım ayı ihracatımız ile en yüksek aylık ihracat değerine ulaşılmıştır.

Kasım sonu itibariyle yıllıklandırılmış ihracatımız 221 milyar dolar gerçekleşerek Cumhuriyet tarihi rekoru kırılmıştır.

2021 Ocak-Kasım dönemi ihracatın ithalatı karşılama oranı, geçen seneye kıyasla 6,8 puan artışla yüzde 83,8’e yükselmiştir.

Hızla artan küresel enerji fiyatları nedeniyle enerji ithalatımızdaki yüzde 65,9’luk artışa rağmen bu başarının yakalanmış olması önem arz etmektedir. Enerji hariç olarak bakıldığında Ocak-Kasım döneminde ise bu oranın yüzde 98,3 seviyesine çıktığı görülmektedir.

Mal ve hizmet ihracatındaki yükselişle birlikte cari işlemler dengesi Ağustos ve Eylül aylarında fazla vermiştir.

Her ne kadar salgın turizm gelirlerimizi etkilemiş ve son dönemde enerji fiyatları yükseliyor olsa da bu dönemde yaşanan yüksek büyüme oranlarını cari açıktaki iyileşmeyle sağlıyor olmamız oldukça kıymetlidir.

Küresel salgının etkisiyle 2020 yılında 10 milyar dolar seviyelerine düşen seyahat gelirlerimiz, içinde bulunduğumuz yıl toparlanma kaydetmiş ve Eylül ayı itibarıyla yıllıklandırılmış olarak 17 milyar dolarlık OVP hedefinin üzerine çıkmıştır.

Yılsonunda bu rakamın 20 milyar Dolar’ın üzerine çıkmasını öngörmekteyiz.

Turizm gelirlerinde de 24 milyar dolara ulaşmayı bekliyoruz.

Önümüzdeki yıl için de seyahat gelirlerindeki artışın devam etmesini ve bu kanaldan cari işlemler dengesine olumlu katkının sürmesini hedeflemekteyiz.

Türkiye; yüksek büyüme, ihracatta artış ve cari dengenin iyileşmesi ile istihdam piyasasında salgın döneminin başarıyla atlatılmasına ek olarak, diğer birçok gösterge açısından da bu dönemde oldukça iyi bir konumdadır.

Ülkemiz akranlarına göre düşük kamu borcuna ve hanehalkı borçluluğuna sahiptir.

AB tanımlı genel yönetim borç stokunun milli gelire oranı 2021 yılı ikinci çeyreğinde yüzde 38,4’e gerilemiştir.

AB ülkelerinde bu oranın ortalaması yüzde 90’ın üzerindedir.

Bu oran yılsonu itibariyle, kur riskine bağlı olarak bir miktar daha yukarıda gerçekleşse bile AB ülke ortalamasının çok çok daha altında olmaya devam edecektir.

2020 yılında dünyada bütçe açığının milli gelire oranı ortalama olarak yüzde 10’un üzerindeyken ülkemizde bu oran yüzde 3,5 gibi oldukça düşük bir seviyede gerçekleşmiştir.

Bu durum ülkemizin mali disiplindeki başarısını tesciller niteliktedir.

Mali disiplin kararlılığımız dün nasılsa bugün de aynı şekilde devam etmektedir. Böylece kamu maliyesi Türkiye ekonomisinin en güçlü çıpası olmaya devam edecektir.

Salgın koşullarının belirsizliğinin yaşandığı 2021 yılında da bir yandan vatandaşımıza, esnafımıza, reel sektörümüze ve ihtiyaç duyulan tüm alanlara yönelik desteklerimizi sürdürürken diğer yandan bütçe açığımızı yüzde 3,5’in altında tutarak kamu maliyesi göstergelerinin sürdürülebilirliğine önem veriyoruz.

Bankacılık sektörümüz de oldukça sağlıklı bir duruş sergilemektedir. Sektördeki kredilerin takibe dönüşüm oranı Ekim ayında yüzde 3,5 ile yönetilebilir düzeyde olup, bankacılık kesiminin sermaye yeterlilik oranı yüzde 17,3 ile yasal oranın oldukça üzerindedir.

Merkez Bankasının rezervleri de son dönemde 35 milyar doların üzerinde bir artışla 126 milyar doları aşmıştır.

Sayın Başkan, Değerli Milletvekilleri,

Bir ekonomiyi değerlendirirken sadece bazı göstergeleri göz önünde bulundurup geri kalanını göz ardı etmek doğru bir yaklaşım değildir ve bütünü görmekten bizleri alıkoyar.

Kurlarda son dönemde yaşanan hareketlenmeyi sadece politika faizi çerçevesine bağlamak son derece yanlıştır ve Türkiye’nin büyüme, ihracat, cari denge ve mali disiplinde sahip olduğu başarıyı yok sayma anlamına gelmektedir.

Salgının getirdiği olağanüstü koşullarla birlikte sadece Türkiye’de değil, diğer pek çok ülkede de politika faizinin enflasyonun altında yer aldığı bir dönemden geçmekteyiz.

ABD, Almanya, İngiltere, Fransa, Güney Kore, Brezilya, Endonezya, Malezya, Hindistan, Macaristan, Polonya ve Rusya gibi birçok ekonomide negatif reel politika faizi uygulanmaktadır.

Ayrıca, politika faizinin yüksek olduğu dönemlerde de kurlarda hareketlenmeler görülebilmektedir.

Son dönemde yaşanan gelişmeleri; doların dünyada güçleniyor olması, para birimimize karşı yapılan spekülatif hareketler ve ülkemizin döviz talebini artıran etmenler çerçevesinde ele almak gerekmektedir.

ABD başta olmak üzere gelişmiş ekonomilerin sıkılaştırma programını devreye alacağı beklentisiyle dolarda, diğer tüm ülke para birimleri karşısında bir yükselme söz konusudur.

Nitekim geçtiğimiz günlerde avro/dolar paritesi 1,12 seviyelerine kadar gerilemiştir.

Küresel etkilerle ülkemizde artan ekonomik kırılganlıkların bilincindeyiz; bunun üstesinden gelecek olan da yine bizleriz.

Birçok göstergede son derece iyi seviyeleri yakaladığımız, en yüksek büyüme ve ihracat artışlarını gerçekleştirdiğimiz bu dönemde para birimimiz, manipülatif ataklara maruz kalmaktadır.

Son günlerdeki kur hareketleri, ekonominin gerçeklerine uygun değildir.

Bu manipülasyon girişimlerinin bize olduğu kadar, bunu yönlendirenlere de giderek artan bir maliyeti vardır ve bu sınama, ekonomi üzerinden ülkemize sözde diz çöktürmek isteyenler için de sürdürülebilir değildir!

Biz yatırım, üretim, istihdam ve ihracatı önceliklendiren bakış açımızla ülkemizin döviz ihtiyacını en aza indirecek ve bu saldırılara karşı çok daha dayanıklı bir ekonomik yapıyı hızlı bir şekilde tesis edeceğiz.

Bu doğrultuda ülkemizin ara malı ithalatı ve enerji harcamalarını azaltan, üretim ve ihracatı destekleyen projelerimizi birer birer hayata geçiriyoruz.

Böylece ara malı ihtiyacı yerli üretimle giderilerek ülkemizin önemli ithalat kalemlerinin yerli üretimi sağlanacak; hatta bu alanlar yeni ihracat kalemleri olarak ekonomimize katma değer sağlayacaktır.

Bununla birlikte yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklarımızın artması, daha fazla üretilmesi ve daha verimli bir biçimde kullanılması yönünde yatırımlarımızı hızlı şekilde artırıyoruz.

Bu gibi yatırımların hayata geçebilmesi ve daha fazla üreten bir Türkiye için faizlerin yatırım ortamını destekleyici olması önem arz etmektedir.

Amacımız daha çok üreten, daha çok istihdam sağlayan, oluşan katma değerden tüm milletimizin yararlandığı tam bağımsız bir ekonomik yapıyı oturtmaktır.

AK Parti’nin Türkiye’ye sağladığı istikrarı, refahı, kalkınmayı sürdürülebilir kılacağız.

Sayın Cumhurbaşkanımızın ifade ettiği gibi “Artık ekonomide de Dünya 5’ten büyüktür!” diyoruz.

Türkiye’de nasıl vesayetleri geride bırakarak daha demokratik bir yapıyı hakim kıldıysak, nasıl güçlü bir kalkınma altyapısı oluşturduysak aynı şekilde üretime ve istihdama dayalı topyekün bağımsız bir ekonomiyi de ülkemize kazandıracağız.

Döviz kurlarındaki yükseliş, bazı bütçe giderlerinde artışa neden olurken aynı zamanda bütçe gelirlerini de olumlu yönde etkilemektedir. Bu çerçevede, toplam bütçe dengesine bakıldığında bu etki sınırlı ve yönetilebilir düzeydedir.

Bütün bu gelişmelere rağmen ekonomik büyümede sağladığımız başarı ve mali disiplindeki kararlı duruşumuz sayesinde 2021 yılı bütçemizde yüzde 4,3’lük bir bütçe açığı öngörmüşken, OVP’de yüzde 3,5 olarak revize ettiğimiz bu yılı bu oranın altında bir bütçe açığıyla kapatacağız.

Önümüzdeki dönemde de mali disiplin ve büyüme hedeflerinden vazgeçmeyerek olası riskleri etkin ve dinamik bir şekilde yöneteceğiz.

Sayın Başkan, Değerli Milletvekilleri,

Son dönemde tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de “fiyatlar genel düzeyi”nde artışlar yaşanmaktadır.

Enflasyon konusunu da yine tek bir parametre yerine farklı dinamikleri ile açıklamak daha doğru olur.

Konunun salgının etkileri ve tedarik zincirlerinde tüm dünyada yaşanan bozulmayla birlikte ele alınması gerekmektedir.

Tüm dünyada artan emtia, enerji ve navlun fiyatları ile birlikte küresel olarak enflasyon olgusunun oluştuğu bir dönemden geçiyoruz.

Enflasyon ve hayat pahalılığını tüm yönleriyle ele alıyor ve vatandaşlarımızın fiyat artışlarından en az etkilenmesi için politika tedbirlerimizi oluşturuyor ve uyguluyoruz.

Vatandaşlarımızı fiyat artışlarından korumak amacıyla doğal gazda maliyetin dörtte üçünü ve elektrikte ise yarısını hükümet ve devlet olarak biz üstleniyoruz.

Diğer ülkelerle kıyaslandığında, küresel enerji fiyatlarındaki yüksek artışı en az şekilde vatandaşlarımıza yansıtıyoruz.

Önümüzdeki dönemde hem yurt içinde hem de yurt dışında üretim alanlarının genişletilmesiyle çıktı artışını sağlayacak ve fiyatların daha sağlıklı bir zeminde oluşmasına katkı vereceğiz.

Enflasyonun yükselmesi konusunda aldığımız tedbirler, haksız ve fahiş fiyat artışlarının etkin bir şekilde denetlenmesi ve gerekirse kamu kaynaklarından feragat edilmesi yoluyla enflasyonun vatandaşlarımıza en az şekilde yansıtılması hususunda büyük gayret sarf ediyoruz.

Bu duruşumuzu sürdürmeye kararlıyız ve vatandaşlarımızı enflasyonun etkilerine karşı korumaya devam edeceğiz.

İşçimiz, memurumuz, asgari ücretlimiz, sağlık personelimiz, öğretmenimiz, güvenlik güçlerimiz, esnafımız ve çiftçimiz dâhil milletimizi enflasyon karşısında ezdirmeyecek ve enflasyonda kalıcı düşüşü temin edecek tüm politika tedbirlerini kararlılıkla uygulayacağız.

Temel icraatlarımız

Sayın Başkan, Değerli Milletvekilleri,

Türkiye Büyük Millet Meclisi çatısı altında milletimize vereceğimiz en önemli hesap, büyük ve güçlü Türkiye için ne yaptığımız ve ne yapacağımızdır.

Hamdolsun milletimiz için gece gündüz çalışan kadrolar olarak başımız dik, alnımız ak şekilde ifade edebileceğimiz bir icraat geçmişimiz ve gurur duyduğumuz başarılarımız var.

Reformlar ve sürdürülebilir büyümeyi merkeze aldığımız 19 yıllık yatırımlarımıza ek olarak bugün de devam eden; yarın da sürdüreceğimiz güçlü ve büyük Türkiye yol haritamız var.

Tüm bunlar; 84 milyon vatandaşımızın ihtiyaç ve beklentisini gözeten; gelecek hayallerine yer veren, kapsayıcı ve vizyoner politikalarımızın yansımasıdır.

Kovid-19 salgınının etkileri, ülkeler arasındaki ticari gerilimler ve dijital dönüşüm gibi dış faktörleri de göz önünde bulundurarak üretim, teknoloji, ticaret, eğitim, sağlık ve tarım gibi alanlara özellikle eğiliyoruz.

Sanayi altyapımız, firmalarımızın üretim esnekliği, nitelikli insan kaynağımız ve yenilikçiliği teşvik eden Ar-Ge ekosistemimizle sanayi üretiminde atılım dönemindeyiz.

Çığır açan teknolojileri, yerli ve millî imkânlarla üretmek amacıyla uyguladığımız Teknoloji Odaklı Sanayi Hamlesi Programı’nı genişletiyoruz.

Geçen yıl başlatılan makine sektörü çağrısı kapsamında 20 projeye 2 milyar liralık destek kararı aldık.

Bu kapsamda Servo motorlar, CNC tezgâhlar gibi ithal edilen birçok ürün artık yerli ve millî imkânlarla üretiliyor.

Aynı zamanda 84 milyonun ortak hayali olan Türkiye’nin Otomobili Projesi yoluna emin adımlarla devam ediyor. Bugüne kadar 2,5 milyar liralık yatırım tamamlandı, yılsonunda bu tutarın 3,5 milyar lirayı bulması bekleniyor.

Kayseri’de yapımına devam edilen Lityum İyon Pil Üretim Tesisi’nde makine sistemleri kurulumunun Ocak 2022'de tamamlanması, Nisan 2022'de ise seri üretime geçilmesi planlanıyor.

Şu anda devam eden küresel çip, magnezyum ve lityum tedarik krizini düşündüğümüzde, bu tür yerli teknolojiye dayalı yatırımların ne denli önemli olduğu ortadadır.

Gururla ifade etmek isterim ki; Küresel İnovasyon Endeksi'nde bu yıl 10 basamak birden yükselerek 41. sıraya ulaştık.

Son on dokuz yılda yerli patent başvuru sayısı 20, yerli patent tescil sayısı ise 30 kat artış gösterdi.

Marka başvurularında ise 2011 yılından bu yana her yıl Avrupa birincisi konumundayız.

Yerli sınai mülkiyet başvurularında İngiltere, Rusya ve Hollanda gibi ülkeleri geride bırakarak 10’uncu sıraya yükseldik.

Ankara ve Bursa’dan sonra İzmir, Kayseri, Konya, Gaziantep, Mersin ve Adana’daki model fabrikaları faaliyete geçirdik.

KOSGEB aracılığıyla 61 bini aşkın işletmeye yılbaşından bu yana 1 milyar 740 milyon lira kaynak aktardık.

Ayrıca Yeşil Mutabakat’a uyum kapsamında öncelikli AR-GE ve yenilik konularına ilişkin 90 projeye TÜBİTAK vasıtasıyla destek sağladık.

“Yeşil OSB Ulusal Çerçevesi” taslağını hazırladık, dönüşüm için gerekli alt yapıların inşasında kullanılmak üzere Dünya Bankası’ndan yaklaşık 300 milyon dolar tutarında kaynak temin ettik.

Çığır açan teknolojilerin belirleyici unsurlarından olan yapay zekâ alanında da Türkiye olarak iddialıyız.

Yol haritamız Ulusal Yapay Zekâ Stratejisi’ni Ağustos ayında yayımladık ve bu yönde yapay zeka ekosistemimizi güçlendirmeyi sürdürüyoruz.

Kamu hizmetlerinin neredeyse tamamını e-Devlet’e entegre ettik ve Ocak ayından bu yana 2,7 milyardan fazla giriş sayısına ulaştık.

Siber vatanda tam anlamıyla egemen olmak için Siber Güvenlik Kümelenmesi’ndeki tüm paydaşlara destek veriyor, siber kapasitemizi her geçen gün geliştiriyoruz.

Türkiye'nin uzaydaki 10 yıllık vizyon, strateji, hedef ve projelerinin yer aldığı Milli Uzay Programı’nı uygulamaya geçirdik.

En büyük uluslararası uzay örgütü Uluslararası Uzay Federasyonu’na üyeliğimiz de 25 Ekim’de tescil edilmiştir.

TÜRKSAT 5A uydumuzu, bu yıl içinde başarılı bir şekilde uzaya fırlattık.

Savunma sanayimizin dışa bağımlılığını azaltarak Türk Silahlı Kuvvetleri ile tüm güvenlik birimlerimizin ihtiyaçlarını yüzde 80’e varan oranda yerli ve milli imkanlarla karşılıyoruz.

2021 yılı Ocak-Kasım döneminde yapılan savunma ve havacılık sanayi ihracatı kilogram başına 48,6 dolar olarak gerçekleşmiştir.

Son 10 yıl içinde 170 ayrı ülkeye 228 farklı savunma sanayi ürünü ihraç edilmiştir.

Yıl sonu itibariyle 3 milyar doları geride bırakacağımız savunma sanayi ihracatımızı, 2022 yılı ve sonrasında çok daha ilerilere taşımayı hedefliyoruz.

Artan sanayi üretim ivmesiyle, global tek merkezli üretim ağına, güçlü bir üretim ve lojistik merkezi alternatifi oluşturma yolunda hızla ilerliyoruz.

En büyük sermayemiz olan gençlerimize, bilim insanlarımıza, üniversitelerimize, araştırmacılarımıza, sanayicilerimize, girişimcilerimize, KOBİ’lerimize, işçi ve emekçilerimize güveniyoruz.

Tasarlayarak, üreterek, tüm çalışanların emeğine sahip çıkarak ve sanayide rekabetçiliği artırarak yolumuza emin adımlarla devam edeceğiz.

Ulaştırma ve altyapı, hükümetlerimizin en başarılı hizmet alanlarından birisidir.

443,4 kilometre uzunluğundaki Kuzey Marmara Otoyolu’nun ve bu proje kapsamındaki Yavuz Sultan Selim Köprüsünün; Kınalı-Odayeri/Odayeri-Kurtköy/Kurtköy-Akyazı kesimlerini, en son kısmı bu yıl içinde olmak üzere trafiğe açtık.

330 kilometre uzunluğundaki Ankara-Niğde Otoyolunun, Kırşehir Bağlantı Yolu da dâhil olmak üzere tamamını 2020 yılı sonunda hizmete aldık.

Ayrıca ülkemizin ekonomik ve stratejik gücüne güç katacak Kanal İstanbul Projesi çalışmalarını başlattık. Kanal İstanbul üzerinden geçen Sazlıdere Köprüsü’nün temelini attık.

2021’den 2053’e ulaştırma ve haberleşme vizyonumuzu; “yeşil lojistik, verimli mobilite ve yerli-milli dijitalleşme” olarak belirlemiş durumdayız.

Sürekli artan bölünmüş yol ağımız ve otoyol uzunluğumuz, şehirleri birbirine bağlayan köprüler, viyadükler; Demir İpekyolu Türkiye hattımız, 127 ülkeye ulaşan hava ağımız ve büyük tonajlı gemilerin yeni adresi olan limanlarımız sayesinde güvenilir bir üretim güzergâhına dönüşmüş durumdayız.

Ulaştırma, lojistik ve haberleşme yatırımlarımıza ağırlık vermeye devam edeceğiz.

Kalkınmanın temel unsuru olan enerji konusunda da geçtiğimiz 19 yılda Cumhuriyet tarihinde tüm yapılanları kat be kat aşan başarılar yakaladık.

Enerjide, kendi su, güneş, rüzgâr, termal ve kömür kaynaklarımızı en etkin şekilde değerlendirmeye öncelik verdik.

2018 yılı Temmuz ayında 87 bin megawat olan elektrik kurulu gücümüzü 2021 yılı Ekim ayı sonu itibariyle 99 bin megawat’a çıkardık.

2018 yılı Temmuz ayında 6 bin 917 olan elektrik santral sayımızı 2021 yılı Ekim ayı sonu itibariyle 10 bin 262’ye yükselttik.

Ülkemiz bugün sahip olduğu yenilenebilir enerji kurulu gücüyle Avrupa’da beşinci, dünyada on ikinci sırada yer almaktadır.

Sadece 2020 yılında devreye alınan yenilenebilir enerji kurulu gücü, yirmi dört Avrupa ülkesinin toplam yenilenebilir enerji kurulu gücünden fazladır.

Akkuyu Nükleer Güç Santrali’nin tüm ünitelerinde yapım çalışmalarını sürdürüyoruz.

Enerjide dışa bağımlılığın azaltılmasını sağlamak üzere hidrokarbon aramaları iki sismik araştırma ve üç derin deniz sondaj gemimiz ile aralıksız devam etmektedir.

Fatih, Yavuz ve Kanuni sondaj gemilerimizin ardından dünyada sadece 5 adet olan yedinci nesil 4. sondaj gemimizi de filomuza ekledik.

Yerli ve milli enerji yatırımlarımızla Türkiye’ye güç katmaya devam edeceğiz.

Turizmde; sağlıktan yayla turizmine, kruvaziyer turizminden gastronomi turizmine kadar pek çok yeni alanda yeni destinasyonlarla ülkemizin turizm yelpazesini genişlettik.

Dünyadaki emsalleriyle yarışacak şekilde inşa edilen Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası Konser Yerleşkesi’ni Ankara’da hizmete açtık.

Salgın koşullarına rağmen Atatürk Kültür Merkezi binasının yapımını iki buçuk yıl gibi kısa bir sürede tamamladık ve sembol bir kültür sanat eseri olarak İstanbul’a kazandırdık.

Mimarisiyle tarihi Beyoğlu’na uyumu yanında mühendislik yöntemiyle de ülkemizde ve dünyada sayılı projeler arasında yer alan Taksim Camii’ni tüm engellemelere rağmen tamamlayarak hizmete açtık.

Fethin yadigârı Ayasofya’yı 86 yıl sonra ibadete açtık ve Ayasofya’nın yeniden dirilişine vesile olduk.

UNESCO Dünya Mirası Listesi'ndeki eserlerimizin sayısı, Malatya Arslantepe Arkeolojik Alanı'nın eklenmesiyle 2021'de 19'a yükselmiştir.

Ayrıca UNESCO İnsanlığın Somut Olmayan Kültürel Mirası Temsili Listesi’ne kayıtlı kültürel değerlerimizde dünyada ilk 5 ülke arasında yer almaktayız.

Kültür, sanat ve turizm potansiyelimizi değere dönüştürmeye ve vatandaşlarımıza en iyi şekilde sunmaya devam edeceğiz.

Sağlıkta gerçekleştirdiğimiz büyük dönüşümle vatandaşlarımızı hastane kapılarında eziyet çekmekten kurtardık, herkese insanca hizmet ulaştırdık ve ulaştırmaya da devam ediyoruz.

Şehir Hastanelerinden sağlık sigortası sisteminin geliştirilmesine; tıbbi araç gereçlerin dönüşümünden altyapı ve personel eksikliğinin giderilmesine kadar birçok alanda büyük sağlık yatırımları yaptık.

Kovid-19 salgınının başladığı ilk günden itibaren hastanelerimizin hizmet kapasitesinden sağlık personelimizin gayretine, aşılama hızımızdan güçlü sağlık altyapımıza kadar salgınla mücadele alanında örnek alınan bir ülke konumundayız.

Kovidle mücadelede köy köy, mahalle mahalle, ev ev tarama yaparak yüzde 99’un üzerinde filyasyon ve temaslı takibi sağladık.

Sahada görev yapan ekiplerimizle aşılarımızı ülkenin en ücra köşelerine ulaştırdık.

Dünya Sağlık Örgütü tarafından belirlenen kronik hastalık yönetimi politikalarının hayata geçirilmesinde Norveç’le birlikte dünya lideri olarak literatüre geçtik.

Şehir Hastanelerimiz sayesinde vatandaşlarımızın, tüm teşhis ve tedavi süreçleri tek bir kampüs içerisinde tamamlanmaktadır.

Hasta, refakatçi ve çalışan konforu odaklı tek ve çift kişilik nitelikli odalara, geniş dinlenme alanlarına, nitelikli yoğun bakım ünitelerine, büyük acil servislere, yüksek teknoloji ile inşa edilmiş akıllı binalara sahip bu hastanelerimiz kaliteli sağlık hizmet sunumunu önemli ölçüde desteklemektedir.

81 ilimiz ve tüm ilçelerimizde, her bir vatandaşımıza en iyi sağlık hizmetini vermek için çalışmaya devam edeceğiz.

KOVİD-19 salgınına yönelik ekonomik destekler

Sayın Başkan, Değerli Milletvekilleri,

Salgının ülkemizde görülmeye başladığı ilk günlerden itibaren hızlı ve etkili olarak Kovid-19 ile mücadele kapsamında önemli tedbirleri uygulamaya koyduk.

Salgından etkilenen işletmelerimize ciro kaybı, kira ve nakdi destek, vergi ve sosyal güvenlik prim ödemelerinde ertelemeler, KDV ve kira stopajlarında indirimler gibi birçok önemli destek sağlanmıştır.

Vatandaşlarımıza ve çalışma hayatına yönelik olarak kısa çalışma ödeneğinin kapsamı genişletilmiş, asgari ücret desteği uygulamasının süresi uzatılmış, ihtiyaç sahibi ailelere nakdi destekte bulunulmuş, ilaç, tıbbi malzeme, sağlık personeli ödemeleri gerçekleştirilmiştir.

Ayrıca, iş sözleşmesinin ahlak ve iyi niyet kuralları dışında işveren tarafından feshedilememesine yönelik düzenleme yapılmış, Hızlı İşe Dönüş Desteği, İstihdama Dönüş Desteği ve İlave İstihdam Teşviki uygulamaya alınmıştır.

Finansman koşullarının kolaylaştırılması için Kredi Garanti Fonu limiti 25 milyar liradan 50 milyar liraya çıkarılarak, teminat sıkıntısı yaşayan işletmelere finansmana erişim kolaylığı sağlanmıştır.

Kamu bankalarının sermaye yapıları güçlendirilerek kredi imkânı sunulmuştur.

Salgın nedeniyle temerrüde düşen firmaların siciline mücbir sebep açıklaması imkânı getirilerek ticari faaliyetlerine devam edebilmeleri için gerekli adımlar atılmıştır.

Bu kapsamda;

İlaç, Tıbbi Malzeme ve Sağlık Personeli ödemeleri için 27,3 milyar lira,

Kısa çalışma ve ücretsiz izin uygulamalarından yararlanan kişiler için SGK’nın prim desteği için 29,2 milyar lira,

Kovid-19’a özgü ek sübvansiyonlu krediler için 1,7 milyar lira,

Esnafa yapılan nakdi, ciro kaybı ve kira desteği hibeleri için 9 milyar lira,

Emekli maaşlarının iyileştirilmesi için 900 milyon lira,

İhtiyaç sahibi ailelere Merkezi Yönetim Bütçesinden yapılan nakdi yardımlar için 4,4 milyar lira,

Ertelenen vergi ve SGK primlerinin finansman maliyeti için 4 milyar lira,

Vazgeçilen gelir 43,8 milyar lira olmak üzere toplam 120,6 milyar lira Merkezi Yönetim Bütçesinden destek sağladık.

İşsizlik Sigortası Fonu ve Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Fonundan yapılan ödemelerin büyüklüğü ise 68,8 milyar liraya ulaştı.

Ayrıca, işletmelerimize vergi ve SGK prim ödemelerinde 70,2 milyar lira tutarında erteleme imkânı sağladık.

Bütün bu kalemlere ertelenen ve kullandırılan kredi büyüklüklerini de eklediğimizde salgın ile mücadele kapsamında açıkladığımız tedbirlerin büyüklüğü 717,8 milyar liraya ulaşmaktadır.

2021 yılı sonu itibariyle de toplam destek büyüklüğünün 733,1 milyar liraya ulaşması beklenmektedir.

Salgınla mücadele kapsamında, bütçe içi ve dışı kaynaklarımızı kullanarak vatandaşlarımızın ve işletmelerimizin yanında olmaya devam ediyoruz.

Geçtiğimiz günlerde Sayın Cumhurbaşkanımız iki yeni destek paketini daha kamuoyumuz ile paylaşılmıştır.

Küçük ve orta ölçekli işletmelerimize yönelik İlave İstihdama Destek Paketi’ni hayata geçiriyoruz.

İşverenlerimize finansman kolaylığı sağladığımız bu teşvikimiz ile 50’nin altında çalışanı olan işyerlerimizin ilave istihdam sağlamaları veya nakdi ücret desteğinden yararlanan çalışanlarını tam zamanlı istihdama geçirmiş olmaları durumunda her bir çalışan için 100 bin liralık Kredi Garanti Fonu (KGF) teminatlı kredi kullanma imkânı sağlanacaktır.

KGF teminatı altında kullanmış oldukları kredilerin faizi 12 ay boyunca İşsizlik Sigortası Fonundan karşılanacaktır.

Bu da bir çalışan için aylık bin 341 liralık destek anlamına gelmektedir.

Diğer destek paketimiz; “İmalata Dayalı İthal İkamesi Destek Programı”dır.

Bu programla amacımız; orta-yüksek ve yüksek teknolojili üretimin payını, uluslararası pazarlara entegre bir biçimde daha da artırmaktır.

Program kapsamında ayrıca orta-yüksek ve yüksek teknolojili sektörler için kritik öneme sahip ara malları ve hammaddelerin üretimini de destekleyeceğiz.

Bu sayede asgari 6 ay, azami 24 ay ödemesiz dönem dâhil olmak üzere, azami 120 ay vadeli kaynak kullanılabilecektir.

Yararlanıcı KOBİ’ler için kefalet üst limiti 35 milyon lira, kefalet oranı ise yüzde 90’dır.

KOBİ dışı yararlanıcılar için ise kefalet üst limiti 250 milyon lira, oranı yüzde 85’tir.

Orta vadeli programdaki temel politikalar ve bütçe öngörüleri

Sayın Başkan, Değerli Milletvekilleri,

Ekonomide 2022-2024 döneminin temel politikalarına, ilkelerine, hedef ve gösterge niteliğindeki ekonomik büyüklüklerine geçtiğimiz Eylül ayında yayımlanan Orta Vadeli Program’da yer vermiştik.

Orta Vadeli Program (OVP) ve Orta Vadeli Mali Plan (OVMP); bütçe sürecinin sadeleştirilmesi ve kamuoyunun tek temel belgeye odaklanmasının sağlanması amacıyla OVP altında birleştirilerek tek belge haline getirilmiştir.

Orta Vadeli Programla salgın sonrası toparlanma sürecinde makroekonomik istikrar çerçevesinde, cari açığın kademeli olarak düşürüldüğü; sürdürülebilir, yüksek, kapsayıcı büyüme ortamını sağlamayı hedefliyoruz.

Bu dönemde, küresel tedarik zincirlerindeki değişimler, dijital ve yeşil dönüşüm gibi eğilimler dikkate alınarak; uluslararası arenada rekabet gücü yüksek, üretim ve istihdam potansiyeli barındıran sektörler desteklenecektir.

Böylece küresel ticaretten alınan payın artırılması ve bu kapsamda cari işlemler dengesinde kalıcı ve sürdürülebilir iyileşmenin sağlanması hedeflenmektedir.

Diğer taraftan iş gücü piyasasında etkinliği ve beceri uyumunu geliştirmeye, insan kaynağını güçlendirerek istihdam edilebilirliği artırmaya yönelik yapısal reformlar ve nitelikli bir büyüme kompozisyonuyla istihdam oranının artırılması amaçlanmaktadır.

Program döneminde, para ve maliye politikalarının güçlü eşgüdümü ile mal ve hizmet piyasalarında rekabet ve verimliliği artıracak yapısal politikalar hayata geçirilecektir.

Önümüzdeki dönemde krediye erişim imkanı daha da kolaylaştırılarak yatırımlarda daha fazla artış hedeflenmektedir.

Alınan politika tedbirleri ile birlikte; ekonomimizin 2022 yılında yüzde 5 büyüyeceğini öngörüyoruz.

Küresel ve ulusal düzeyde döviz kuru ve fiyatlar genel seviyesindeki gelişmelere rağmen, döviz kurunda istikrar ve enflasyonla mücadele kararlılığımız sürmektedir.

Program döneminde; enflasyonla mücadeleyi kararlılıkla sürdürmek, yurt içi tasarrufları artırmak, özel yatırım kaynaklı büyüme yapısını oluşturmak ve alternatif finansman yöntemleri ile yeni yatırım araçları oluşturarak para ikamesini azaltacak uygulamaları hayata geçirmek ve bu bağlamda finansal istikrarı güçlendirmek temel makroekonomik önceliklerimiz olacaktır.

2020 yılı merkezi yönetim kesin hesabı

Sayın Başkan, Değerli Milletvekilleri,

Konuşmamın bu bölümünde, bütçe gerçekleşmeleri çerçevesinde 2020 yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifine ilişkin bazı büyüklükleri sizinle paylaşmak istiyorum.

2020 yılında;

• Bütçe giderleri 1 trilyon 204 milyar lira,

• Bütçe gelirleri 1 trilyon 28 milyar lira,

• Bütçe açığı 175,3 milyar lira,

• Faiz dışı açık 41,3 milyar lira,

olarak gerçekleşmiştir.

2020 yılı Merkezi Yönetim bütçe tahmini ve yıl sonu gerçekleşmelerine bakılacak olursa;

2020 yılı bütçe giderleri; bütçe başlangıç tahmininin yüzde 10 üstünde, yıl sonu gerçekleşme tahmininin ise yüzde 0,7 altında kalmıştır. Buna karşın, bütçe gelirlerimiz bütçe başlangıç tahminine göre yüzde 7,5 oranında, yıl sonu gerçekleşme tahminine göre yüzde 5,5 oranında artış göstermiştir.

2020 yılında 175,3 milyar lira olarak gerçekleşen bütçe açığı başlangıçta öngörülen açığın 36,4 milyar lira üzerinde; yıl sonu gerçekleşme tahmininin ise 63,9 milyar lira altında gerçekleşmiştir.

Tüm bunlar 2020 yılında, Kovid-19 salgını nedeniyle tüm dünyada hayat ve ekonomik aktivite durmuşken, ülkemizde özel sektör ile kamunun birlikte özverili çalışmaları sonucunda mali disiplinden ödün vermeden salgınla başarılı bir mücadele verildiğini göstermektedir.

2023 hedeflerimize yaklaşırken, hesap verebilirliğin ana omurgasını oluşturan mali saydamlıktan asla taviz vermeyeceğiz. Doğrudan milletimizden aldığımız yetki ile yürüttüğümüz çalışmaların hesabını en nihayetinde milletimize vermek asli sorumluluğumuzdur.

Bu çerçevede merkezi yönetim kapsamındaki kamu idareleri ve sosyal güvenlik kurumlarının 2020 yılındaki faaliyet sonuçları ile mahallî idarelerin malî yapılarına ilişkin genel değerlendirmeleri içeren 2020 yılı Genel Faaliyet Raporu, Haziran ayı sonunda kamuoyunun bilgisine sunulmuştur.

Sayıştay Başkanlığı’nın Meclisimize sunmuş olduğu 2020 hesap yılına ilişkin denetim raporları, Plan ve Bütçe Komisyonumuzda değerlendirilmiştir. Hükümetimizin önem verdiği hesap verebilirlik ve mali saydamlık ilkeleri çerçevesinde, raporlarda tespit edilen hususlarla ilgili çalışmalar titizlikle yapılmakta olup, gerek yapısal iyileştirmeler, gerek mevzuat düzenlemeleri ve gerekse meslek içi eğitimlerle bulguların tekerrür etmemesi konusunda hassasiyet gösterilmektedir.

Bütçe gelişmeleri ve 2022 yılı bütçe öngörüleri

2021 yılı merkezi yönetim bütçe gerçekleşme tahminleri

Sayın Başkan, Değerli Milletvekilleri,

2021 yılında merkezi yönetim bütçe gerçekleşmelerine ilişkin olarak;

• Merkezi yönetim bütçe giderlerinin 1 trilyon 506,3 milyar lira,

• Merkezi yönetim bütçe gelirlerinin 1 trilyon 276,3 milyar lira,

• Bütçe açığının 230 milyar 16 milyon lira,

• Faiz dışı açığın 50 milyar 473 milyon lira

şeklinde gerçekleşmesi, detay bazında bütçe giderlerinde ise;

• Personel giderlerinin 351,4 milyar lira,

• Sosyal Güvenlik Kurumlarına devlet primi giderlerinin 57,7 milyar lira,

• Mal ve hizmet alım giderlerinin 130,6 milyar lira,

• Cari transferlerin 587,1 milyar lira,

• Sermaye giderlerinin 125,1 milyar lira,

• Sermaye transferlerinin 18,5 milyar lira,

• Borç verme giderlerinin 56,5 milyar lira,

• Faiz giderlerinin 179,5 milyar lira

olarak gerçekleşmesi,

Benzer şekilde, 2021 yılında vergi gelirlerinin ise yaklaşık 1 trilyon 58 milyar lira, vergi dışı gelirlerin ise yaklaşık 218,4 milyar lira olacağı öngörülmüştür.

Salgınla mücadele ve fiyat istikrarının sağlanmasına destek olmak amacıyla önemli miktarda vergi gelirinden vazgeçilmesine rağmen 2021 yılında GSYH’nin yüksek büyümesi, talebin güçlü seyretmesi, e-ticaretin ve kartlı harcamaların artışı, gelir artırıcı tedbirler ile yapılandırma gelirlerinin etkisiyle bütçe gelirlerinin daha yüksek gerçekleşeceğini tahmin ediyoruz.

Bu çerçevede, bütçe açığının milli gelire oranının Orta Vadeli Program’da öngörülen yüzde 3,5 oranının da altında gerçekleşmesini bekliyoruz.

2022 yılı merkezi yönetim bütçesi

Sayın Başkan, Değerli Milletvekilleri,

Konuşmamın bu bölümünde sizlere 2022 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi hakkında bilgi vermek istiyorum.

2022 yılı bütçemizde;

• Bütçe Giderleri 1 trilyon 751 milyar lira,

• Faiz Hariç Giderler 1 trilyon 510,6 milyar lira,

• Bütçe Gelirleri 1 trilyon 472,6 milyar lira,

• Vergi Gelirleri 1 trilyon 258,3 milyar lira,

• Bütçe Açığı 278,4 milyar lira

olarak öngörülmüştür.

2022 yılı bütçe giderlerinin ekonomik sınıflandırmaya göre dağılımı ise şöyledir:

• Personel giderleri 424,8 milyar lira

• Sosyal Güvenlik Kurumlarına devlet primi giderleri 69,1 milyar lira

• Mal ve hizmet alım giderleri 128,2 milyar lira

• Cari transferler 657,3 milyar lira

• Sermaye giderleri 132,3 milyar lira

• Sermaye transferleri 10 milyar lira

• Borç verme giderleri 61,6 milyar lira

• Yedek ödenekler 27,3 milyar lira

• Faiz giderleri 240,4 milyar lira

2022 yılında Merkezi Yönetim Bütçe gelirlerinin 2021 yılı gerçekleşme tahminine göre yüzde 15,4 artışla 1 trilyon 472,6 milyar lira, vergi gelirlerinin yüzde 18,9 oranında artarak 1 trilyon 258,3 milyar lira, vergi dışı gelirlerin ise 214,3 milyar liraya ulaşacağı tahmin edilmektedir. 

2022 yılı gelir bütçesi

Sayın Başkan, Değerli Milletvekilleri,

Merkezi yönetim bütçe gelirlerinin 2022 yılında bir önceki yıla göre yüzde 15,4 oranında artarak 1 trilyon 472,6 milyar lira olarak gerçekleşmesini tahmin ediyoruz.

Vergi gelirlerinin 2022 yılında yüzde 18,9 oranında, nominal milli gelir artışı olan yüzde 18,5’e çok yakın artacağı öngörülmüştür. Vergi gelirlerinin GSYH içindeki payının ise 2022 yılında yüzde 16 olacağı tahmin edilmektedir.

2022 yılı Bütçesi gelir tahminleri ilave bir tedbir ve vergi artışı öngörülmeden yapılmıştır. 2020 ve 2021 yıllarında küresel salgın nedeniyle yapılan geçici vergi indirim ve ertelemelerine 2022 yılında ihtiyaç olmayacağı varsayılmıştır.

2022 yılında turizm sektörü başta olmak üzere hizmetler sektörünün ekonomik büyümeye ve vergi gelirlerine daha fazla katkı sağlayacağı değerlendirilmektedir.

Bu çerçevede 2022 yılında;

• Gelir vergisi gelirlerinin 257,2 milyar lira,

• Kurumlar vergisi gelirlerinin 172,4 milyar lira,

• Dahilde alınan KDV gelirlerinin 124,9 milyar lira,

• ÖTV gelirlerinin 219,4 milyar lira,

• İthalde alınan KDV gelirlerinin 290,8 milyar lira,

• Damga vergisi gelirlerinin 34,3 milyar lira,

• Harç gelirlerinin 43,7 milyar lira,

• Banka ve sigorta muameleleri vergisi gelirlerinin 34,3 milyar lira,

• Motorlu taşıtlar vergisi gelirlerinin 24,6 milyar lira,

• Diğer vergi gelirlerinin 56,7 milyar lira

olarak gerçekleşeceği tahmin edilmektedir.

2022 yılı bütçesinin temel özellikleri

Sayın Başkan, Değerli Milletvekilleri,

2022 Yılı bütçemizin temel özelliklerine değinmek isterim.

Performans Esaslı Program Bütçe Sistemine göre hazırlamış olduğumuz 2022 Yılı Merkezi Yönetim Bütçesi, toplumun ihtiyaç ve beklentilerinin bütçede daha isabetli bir şekilde yer almasına, kamu kaynakları ile kamu hizmetleri arasında bağ kurulmasına ve harcama önceliği geliştirilmesine imkân tanıyan ve kamu mali yönetimini güçlendiren bir yapıya sahiptir.

Amacı; küresel salgına da bağlı olarak dengelerin yeniden şekillendiği bir konjonktürde, Türkiye ekonomisinin güçlü bir biçimde yükselişini sürdürmesi ve halkımızın refahının artmasıdır.

Bunun yanı sıra; ekonomik dengelenme çerçevesinde elde edilen kazanımların korunması ve geliştirilmesi, üretim ve verimlilik odaklı sürdürülebilir büyüme ile adaletli paylaşımın kalıcı olarak tesisi ve Kovid-19 salgınının ekonomi üzerindeki olumsuz etkilerinin giderilmesidir.

Ayrıca yeşil kalkınma devrimi ve milli teknoloji hamlesini odağına alan bütçe çalışmamız, yenilikçi ve çevreci bir yapıdadır.

2022 yılı Bütçesi de önceki yıllarda olduğu gibi dev eserlerin, sürdürülebilir katkıların bütçesi olacaktır.

Sayın Başkan, Değerli Milletvekilleri,

Merkezi yönetim bütçesinden sağlığa ayrılan kaynağı, 2022 yılında 122,6 milyar liraya çıkarıyoruz.

Bu kapsamda sağlık harcamalarının bütçe içerisindeki payı 2022 yılında yüzde 7 olmuştur.

Eğitim bütçesini 2021 yılına göre yüzde 29,4 artışla 273,5 milyar liraya çıkarıyoruz.

Milli Eğitim Bakanlığı bütçesini ise 189 milyar liraya yükseltiyoruz.

2022 yılında bütçemizden tarıma ayırdığımız kaynağı 57,6 milyar liraya çıkartıyoruz.

Bu kapsamda;

• Tarımsal destek programları için 25,8 milyar lira,

• Tarım sektörü yatırım ödenekleri için 16,3 milyar lira,

• Tarımsal kredi sübvansiyonu, müdahale alımları, tarımsal KİT ve ihracat destekleri için 15,5 milyar lira kaynak ayırıyoruz.

Ayrıca TBMM’de kabul edilen kanun gereğince; çiftçilerimize yapılan tarımsal destekleme ödemelerinden yaklaşık yıllık 600 milyon lira olan gelir vergisi stopajı kesintisi artık yapılmayacak, geriye dönük olarak 5 yıllık kesintiler ise, anapara ve faiz olmak üzere toplam 3,5 milyar lira iade edilecektir.

Sayın Başkan, Değerli Milletvekilleri,

Reel sektör destekleri için 2022 bütçemizden 68,9 milyar lira kaynak ayırıyoruz.

Üretimi ve istihdamı desteklemek amacıyla 2022 yılında:

• İşveren primi desteği için 35,2 milyar lira,

• Hazine destekli kefaletle sağlanan krediler için 6,2 milyar lira,

• İhracat destekleri kapsamında mal ve hizmet ihracatçılarımıza 5,2 milyar lira kaynak ayırıyoruz.

Bunların yanı sıra;

“Kadının Güçlenmesi” programının ödeneğini iki kattan fazla arttırarak 943 milyon liraya yükseltiyoruz.

“Ormanların ve Doğanın Korunması” programı ödeneklerini bir önceki yıla göre yüzde 55 artırarak 4 milyar 738 milyon liraya,

“Sürdürülebilir Çevre ve İklim Değişikliği” programı ödeneklerini bir önceki yıla göre yüzde 48 oranında artırarak 2 milyar 696 milyon liraya yükseltiyoruz.

Sayın Başkan, Değerli Milletvekilleri,

Sosyal devlet anlayışımızın bir gereği olarak sosyal harcamalara, 2022 yılında bütçenin yüzde 6’sını tahsis ederek 104,2 milyar lira kaynak ayırıyoruz.

Bu kapsamda,

2022 yılında;

• Yaklaşık 9,5 milyon ödeme gücü olmayan vatandaşımızın sağlık prim giderleri için 23,4 milyar lira,

• 65 yaş üstü yaşlılarımız, bakıma ihtiyacı olan engelli vatandaşlarımız ve yakınlarından oluşan yaklaşık 1 milyon 400 bin kişiye bağlanan aylıklar kapsamında 15,6 milyar lira,

• Ekonomik yoksunluk içinde olan 138 bini aşkın çocuğumuzun ailelerin yanında yetişmesine imkân sağlayan sosyal ve ekonomik destek ödemeleri için 2,5 milyar lira,

• Elektrik tüketim desteği kapsamında 2,4 milyar lira,

• Kömür yardımı için 1,4 milyar lira,

• 8 bin 242 çocuğumuzun aile ortamında yetişmelerine imkân veren koruyucu aile uygulaması için yaklaşık 295 milyon lira kaynak ayırdık.

2022 yılı bütçemiz, sağladığımız ilerlemeleri daha da öteye taşıyacak; her bir vatandaşımızın beklentisi, talepleri ve hayalleri doğrultusunda yeni başarı hikâyelerimizin dayanağını oluşturacaktır.

Gelir politikaları ve uygulamaları

Sayın Başkan, Değerli Milletvekilleri,

Gelir politikaları ve uygulamalarına değinecek olursak;

Vergi sistemi yaşayan bir sistem olup, ekonomik, sosyal ve çevresel ihtiyaçlar doğrultusunda sürekli gözden geçirilmesi ve geliştirilmesi gerekmektedir.

Bu hassasiyetle, neredeyse tüm kesimlerle kapsamlı istişareler gerçekleştirdik. Vergisel açıdan ekonomik reformları oluşturduk ve belirlediğimiz bir takvim dahilinde bu eylemleri hayata geçiriyoruz. Bu kapsamda; Yüce Meclisimizin kararıyla;

Yaklaşık 835 bin basit usulde vergilendirilen esnafımızın kazancını tamamen vergiden istisna tuttuk.

Çiftçimizi desteklemek amacıyla tarımsal destekleme ödemelerinden gelir vergisini kaldırdık.

Geçmiş 5 yıl içinde yapılmış kesintileri de iade ediyoruz. Bu düzenleme sonucunda çiftçimize yaklaşık 3,5 milyar lira ödeme yapmış olacağız.

Gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerimizin ve meslek mensuplarının iş yüklerini son dönem geçici vergi beyan ve ödemelerini kaldırarak hafiflettik.

Vergilemede vatandaşlarımız ve reel sektörümüzün ihtiyaçlarını gözeterek, istikrarı ve öngörülebilirliği merkeze aldığımız politika ve uygulamalarımıza mali disiplinden taviz vermeksizin devam edeceğiz.

Kamu gelirlerinin kalitesinin daha da artırılması amacıyla kalıcı gelir kaynaklarına daha fazla odaklanacak, vergiye gönüllü uyumu daha da güçlendirecek, vergi tahsilatında etkinliği artıracak, kayıt dışılıkla mücadelemizdeki kararlı duruşumuzu devam ettireceğiz.

SONUÇ

Sayın Başkan, Değerli Milletvekilleri,

2022 yılı bütçemizin, ülkemizin kalkınması ve vatandaşlarımızın refahının artırılması doğrultusunda en kaliteli kamu hizmetlerine dayanak teşkil edeceğine inanıyoruz.

Bütçemizin uygulanmasında bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da mali disiplinden taviz vermeyeceğiz.

Sözlerime son verirken, 2022 yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu ve 2020 yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tekliflerinin ülkemize ve milletimize hayırlı olmasını diliyorum.

Sürecin her aşamasında sağladığı perspektif, liderlik ve destek nedeniyle Sayın Cumhurbaşkanımıza şükranlarımı arz ediyorum.

Strateji ve Bütçe Başkanlığımız ile Hazine ve Maliye Bakanlığımız başta olmak üzere bütçe teklifimizin oluşturulmasına katkıda bulunan tüm bakanlıklarımıza, bağlı, ilgili, ilişkili kamu kuruluşlarımıza bir kez daha teşekkür ediyorum.

Verdikleri katkı için Plan ve Bütçe Komisyonumuzun değerli Başkan ve üyelerine bir kez daha teşekkür ediyorum. Vereceğiniz katkılar için, Sayın Başkan siz ve Genel Kurul üyelerine şimdiden teşekkür ediyor, hepinizi bir kez daha saygı ile selamlıyorum.

Ekonomi Haberleri