ABD merkezli Foreign Policy dergisi, Türkiye’yi 2022 yılında neler beklediğine dair bir analiz yazısı yayımladı. Liz Cookman imzalı yazıda, “Türkiye için 2021 yılı, hızla düşen para birimi, yükselen enflasyon ve yıkıcı iklim değişikliği olaylarının damgasını vurduğu bir yıl oldu. Korkunç yıl, anketlerde oranları düşen Türkiye Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Erdoğan’ın yönetimine olan güvenin sürekli erozyona uğramasına neden oldu.” ifadeleri yer aldı.
Foreign Policy, 2021’in Erdoğan için en zor yıllardan biri olduğunu vurgularken, 2022’nin daha zorlu geçeceğinin düşünüldüğünü vurguladı.
Eski düşmanlarla dost olmak
Türkiye’nin ekonomik açıdan en zor dönemlerinden birini geçirdiği vurgulanan yazıda, "Türkiye’nin ekonomik sıkıntıları, ‘gelir elde etme ihtiyacından’ dolayı, onu Ermenistan ve Birleşik Arap Emirlikleri ile ilişkileri düzeltmeye sevk etti.” ifadeleri yer aldı.
BAE’nin, sağlık ve enerji de dahil olmak üzere Türkiye’deki stratejik yatırımları desteklemek için 10 milyar dolarlık bir fon kurmaya hazırlandığı bilgisi de paylaşıldı.
Foreign Policy, Türkiye’nin 2021 yılında iklim değişikliğinden kaynaklı bir dizi felaketle boğuştuğunu da aktarırken, “Yıkımlara rağmen, hükümet çevreyi daha fazla hasardan korumak için henüz spesifik bir adım atmadı.” ifadeleri kullanıldı.
Yazıda, Türkiye’de kadına yönelik şiddetin artış göstermesine, siyasi tutuklulara, gazetecilerin durumuna ve Osman Kavala ile Selahattin Demirtaş’a da yer verilirken, Erdoğan’ın ‘insan hakları’na bakışı sorgulandı.
Türkiye’yi 2022 yılında neler bekliyor?
Foreign Policy, Türkiye’yi 2022 yılında neler beklediğini de mevcut duruma göre analiz etti. Dergide, “Türkiye için en büyük sorun daha da kötüleşmesi beklenen ekonomi olmaya devam edecek. Bu, Erdoğan’ı erken seçime bile zorlayabilir.” ifadeleri yer aldı.
Avrupa’nın en büyük yatırım ve portföy yönetimi şirketlerinden BlueBay Asset Management’ta kıdemli piyasa stratejisti Timothy Ash, “20 yıllık AKP hükümetinde sistemik bir kriz riskinin en yüksek olduğu dönem.” ifadelerinde bulunurken, enflasyonun yüzde 50 olmasını beklediğini ve TL’nin yüzde 25 ila 30 oranında değer kaybetmesini beklediğini ifade etti.
‘Kırılma noktası yaşanacak’
Ash, “Normal bir politikaya dönüşle bunun ele alınabileceğini düşünüyorum. Ama Erdoğan mevcut politikaları sürdürmek istiyorsa eninde sonunda kırılma noktası gelecek” dedi.
Foreign Policy, Türkiye’de asgari ücretin artırılması gibi bazı ‘yara bandı’ düzenlemelerin devreye alındığını belirtirken, “Ancak daha yüksek ücretler, işletmeler için daha yüksek maliyetler anlamına gelir, bu da tüketiciler için daha yüksek fiyatların ortaya çıkması demek ve tasarruf planı için para basmak yalnızca enflasyonist baskıyı artıracaktır.” dedi. Ash, “Erdoğan’ın, bu grubu gerilemenin en kötü etkilerinden yalıtmak ve oyların bu kısmını kazanmak için çok fazla harcama yapılmasını sağlayacağından emin olabilirim” dedi.
Sabancı Üniversitesi’nden siyaset bilimci Berk Esen de Türkiye’deki ‘erken seçim’ tartışmalarıyla ilgili konuştu. Esen, “Ekonomi istikrara kavuştuktan sonra belki yapılabilir. Yine de ne kadar uzun süre beklerse, rakiplerinin şansının o kadar yüksek olacağını düşünüyorum.” dedi.