Maltepe’de dün düzenledikleri miting ile seslerini duyurmaya çalışan emeklilikte yaşa takılanlar ‘devlete göre genç, özel sektöre göre yaşlıyız’ diyerek isyan etti. 1999 yılında çıkarılan yasayla haklarının gasp edildiğini savunan vatandaşlar, ‘artık emekli olalım’ dedi. İşte Sözcü muhabiri Sevgim Begüm Yavuz'un Maltepe'deki mitingten izlenimleri...
Emeklilikte yaşa takılanlar seslerini duyurmak için dün İstanbul Maltepe’de Emeklilere Yaşa Takılanlar (EYT) Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği’nin öncülüğünde miting düzenledi. Binlerce kişinin katıldığı mitinge ailece, kucağında çocuklarıyla birlikte gelen vatandaşlar, 1999 yılında çıkarılan 4447 sayılı yasa nedeniyle mağduriyetlerini bir kez daha dile getirdiler.
‘TÜRKİYE ŞARTLARINDA BU YAŞI GÖRECEK MİYİZ?’
Özel sektörde satış temsilcisi olarak çalışan Hakim Çiçek, “Sigortam 1998'de başlatıldı. 42 yaşındayım. 50 yaşında emekli olmak varken 65 yaşında emekli olacağız. Türkiye şartlarında 65 yaşı görecek miyiz? Avrupalılarla bizim şartlarımız bir değil. Onlar buraya tatile geliyor. Biz ülkemizde tatile gidemiyoruz. Ben, eşim, baldızlarım EYT mağduruyuz. Ailece 7 kişi geldik. Beşimiz EYT mağduruyuz” dedi.
‘MEZARDA EMEKLİ OLMAMAK İÇİN UĞRAŞIYORUZ’
Mitinge ailesiyle katılan ve İstanbul’da esnaf olan Savaş Koçyiğit ise “99 depreminde bir yasa çıkardılar. Sendikalar ses çıkartamadı. Bu yasayı geçirdiler. Emekli yaşımızı haksız bir şekilde ileriye attılar. Yasa geriye dönük işlemez. Ama Türkiye’de bu oldu. Çocuklarımızın geleceği için, mezarda emekli olmamak için uğraşıyoruz. Sosyal medyada, fabrikalarda, sanayi sitelerinde, emeğin olduğu her yerde örgütlendik. Sesimizi susturmaya çalışanlar oldu. Arkasında hiçbir parti olmadan, kazanılmış hakkını almak için bu kitle burada” diye konuştu.
‘BASTONLARLA İŞE GİDEMEYİZ’
Yaklaşık 30 yıldır sigortalı çalıştığını söyleyen mali müşavir Işıkay Korkmaz, “1999’da çıkan bu yasayla mağdur edildim. Kadınım, ikiz çocuklarım var. Çocuklarımı evde bırakıp, onlar belli bir yaşa gelene kadar ağlayarak işe gittim. Çok emek, hizmet verdiğimi düşünüyorum bu devlete. Bu memlekete bir kadın olarak değer kattığımı, katma değer yarattığımı düşünüyorum. Ama artık bizler de çocuklarımızın yanında, onların da bize en çok ihtiyacı olduğu zamanlarda, gençlerimize de ön vererek kendi sıramıza çekilmek istiyoruz. Devletimin bana böyle bir borcu olduğunu düşünüyorum. Yapacağım görevi yaptım, hakkımı istiyorum. 45 yaşındayım. 50 yaşında sağlığımın olacağını düşünmüyorum. Şimdiden şekerim, tansiyonum var. Artık emekli olalım. Gençler sokakta işsiz geziyor. Bastonlarla işe gidemeyiz. Bizi istihdam edebilecek bir kurum yok. Bizi istihdam etmiyorlar ama emekli de etmiyorlar” diyerek duruma tepki gösterdi.
‘BU YAŞTA İŞVEREN BİZDEN VERİM ALAMAZ’
‘Kazanılmış haklarımızı istiyoruz’ diyen Ayşe Mengeş ise “Sağlığımız kalmadı zaten. 49 yaşındayım ama artık gücümüz kalmadı. biz bu hakları elde etmek için çocuklarımızın üstüne kapıları kitleyip işe gittik. Devletin eğri çivisi bizim sırtımızda düzelmesin. Bu yaştan sonra bizden bir verim alamaz işveren. Dolayısıyla bizi işe de almaz. Devletin hala bize siz gençsiniz diye diretmesinin hiçbir anlamı yok” ifadelerini kullandı.
’45 YAŞINDAYIM, 6 AYDIR İŞSİZİM’
Çerkezköy'den katılan 4 çocuk babası Şükrü Durmuş haklarını aramak için ailecek geldiklerini belirterek, “Benim 1999 yılında sigorta girişimi oldu. 99 yılında çık 4447 sayılı kanunla hakkımız gasp edildi. Kanunlar geriye doğru işletilerek kazanılan hakkımız ötelendi. 3 senedir maaş almam lazımdı. 45 yaşındayım ve 6 aydır işsizim. Yaş sınırı var. Yaşlısın diye işe almıyor iş veren. Hükümet hakkımızı vermiyor, ‘gençsin çalış' diyor. Hükümet bizi görsün. Kazanılmış hakkımızı istiyoruz” dedi.
‘DEVLET İÇİN GENÇ, ÖZEL SEKTÖR İÇİN YAŞLI’
Üç çocuk okuttuğunu söyleyen Osman Kartal, “26 senelik sigortalıyım. 8 bin 600 gün oldu. Daha ne diyeyim? Emekli olmak istiyoruz. Yaşa, yasaya takıldık. 44 yaşındayım. Devlet için genç, özel sektör için yaşlı. Özel sektör 35 yaşın üzerinde işçi almıyor. Ne yapmamızı istiyorlar? Yaşamayalım, ölelim. Eşim ev hanımı. Üç çocuk okutuyorum ve hakkımı istiyorum” ifadelerini kullandı.
‘3 ARKADAŞ GELDİK’
Çerkezköy’de bir fabrikada çalışan 3 arkadaş olarak geldiklerini söyleyen Soner Tabak, “1988’den beri çalışıyorum, On bin gün primim var. Daha ne kadar çalışacağım? Bunu sormak için buradayım. Yaşım 47 benim. Hükümet bu kadar insanı görebilir diye umut ediyoruz. Görmeli, bu kadar mağdur var. Bugün bu ülke Suriyelilere bakıyor. Sayın Cumhurbaşkanı kendisi söylüyor. 35 milyar para harcadık diyor. Biz de mağduruz. Bize de onların üçte biri kadar para harcasa, mağduriyetimiz ortadan kalkar. Şeker ve yüksek tansiyon hastasıyım. Kanser riski olan bir işte çalışıyoruz” ifadelerini kullandı.
‘DEVLET BİZİ ALDATTI’
Sözcü'den Begüm Yavuz'un haberine göre, devletle yaptığımız sözleşmedeki haklarını talep ettiklerini anlatan EYT Sosyal Yardımlaşma Derneği İstanbul İl Temsilcisi Adem Müdeli, “Devletin kurumu olan SGK ile yaptığımız sözleşmeyi yerine getirdik. SGK sözleşmeye sadık kalmayarak tek taraflı fes etmiş. Kendine olan inancını yitirmiş vatandaş olarak, devletin kurumunun beni aldattığını düşünüyorum. ‘Ben sizi aldattım, kandırdım, haklarınızın elinizden alıyorum’ lüksü olmamalı. Sadece kazanılmış hakkımızı istiyoruz” ifadelerini kullandı.
‘SADAKA DEĞİL, HAKKIMIZI İSTİYORUZ’
EYT Sosyal Yardımlaşma Derneği Kocaeli Temsilcisi Naim Avcı ise, 3 gün gibi kısa sürede mitingi organize ettiklerini söyleyerek, “Milyonlarca insanların buraya toplanması siyasi partilerin bile başaramadığı bir şey. Biz başardık. Bilinçli bir kitleyiz. Eylemlerde her alanda demokratik eylem yaptık. Ülkemize milletimize sadık insanlarız. Ekonomik şartları biliyoruz. 1999 ekonomik verilerle bugünkü veriler aynı değil. Sadaka değil kazanılmış hakkımızı istiyoruz” diyerek tepki gösterdi.
Kılıçdaroğlu’nda EYT’lilere çağrı
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener ile birlikte Balıkesir’de düzenlediği ortak mitingde “EYT’lileri, Emeklilikte Yaşa Takılanların sorunlarınızı biliyorum. Kanun teklifi de verdik. MHP ile Ak Parti sorunlarını çözmek istemedi. Erdoğan size ‘türedi’ lafını kullandı” ifadelerini kullandı.