EMEP’li Bayhan: Kimse açlıktan ölmüyor yalnız karın tokluğuna çalışıyor

EMEP İstanbul Milletvekili Bayhan, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı bütçe görüşmelerinde konuştu. Bayhan, "Herkesin açlıktan ölmeyecek şekilde, karın tokluğuna çalıştığı ve işsizliğin olmadığı bir düzen kurmak demek ne demek? Bu söylediklerinizin tekelci kapitalizm koşullarında gerçekleştiği rejimler hangileri biliyor musunuz?" dedi.

TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile bağlı kuruluşlarının 2025 yılı bütçe görüşmeleri devam ediyor.

EMEP Milletvekili İskender Bayhan, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı bütçesinin görüşüldüğü Plan ve Bütçe Komisyonu’nda yaptığı konuşmada, şunları söyledi:

"Size bir yıl boyunca işçi kardeşlerimizle birlikte; onlarca grev direniş meydanından, eylem ve miting alanlarından seslendik ama duymadınız. Yine size fabrikalarda estirilen sermaye terörüne ilişkin 40 tane soru önergesi verdik, 15’ine hiç yanıt vermediniz. 25’ine de "kes kopyala yapıştır" yanıtları verdiniz. Çünkü biz bunları yaparken siz sermaye örgütlerinin, yerli yabancı tekellerin temsilcileri arasında sermayenin ağustos böceği gibi dolaşıyordunuz. Yılda bir iki kez işçi konfederasyonlarının başkanları ile görüşünce de işçiler cephesini hallediyordunuz.

Size bunu nasıl başardığınızı soralım derken bir de baktık gördük ki "Tükenmişlikten mutluluğa stres yönetimi" adlı kitabınızla 2016’da ödül almışsınız. O kitapta şöyle diyorsunuz, "Zamanı iyi yönetemeyen stresi de yönetemez. Eve gelince iş yerindeki sorunları paspasa silip atın." Sermaye temsilcileri ve sömürücülerle al gülüm ver gülüm ilişkisi kurup işçi ve emekçilere kulağınızı tıkayarak, onların sorunlarını paspasa silip atınca, strese de girmiyorsunuz galiba. Stres yönetimindeki ustalığınızdan olsa gerek sunumuzda sermaye düzeninden-sömürü düzeninden, yeni teknolojik ilerlemelerden, yeni üretim rejimlerinden, birer doğa kanunu-birer ilahi yasa gibi bahsediyorsunuz. Altın varaklı sarayların, lüks otellerin, plazaların konferans salonlarından kapitalist sömürü düzeni böyle görünüyor belli ki.

"İŞÇİLERİ KAPI ÖNÜNE KOYAN YERLİ VE YABANCI SÖMÜRÜCÜLERİN ADI VE SAYISI NEDEN YOK"

Sayın Bakan bütçe sunumunuzda; Yaşanan iş kazalarının ve iş cinayetlerinin sayısı neden yok? İş yasasının 25/2 kodlarından tazminat hakları bile gasbedilerek atılan işçilerin sayısı neden yok? Bakanlığınızın sendika yetki verdiği fabrika sayısı ve kaçında toplu sözleşme yapılabildiği neden yok? Verdiğiniz yetkileri ayaklar altına alan, yetkiyi düşürmek için işçileri kapı önüne koyan, kırıntı halindeki toplu sözleşme ve sendikal haklara uymayan yerli ve yabancı sömürücülerin adı ve sayısı neden yok? İş mahkemelerindeki yetki davaları ve kaç işçiyi kapsadığı neden yok?

"TÜRKİYE’DE SÖMÜRÜNÜN YAŞINI MESEM’LER İLE 10 YAŞINA İNDİRMEK NE DEMEKTİR"

Peki sunumunuzda neler var? İşçinin, emekçinin ücretini en düşük seviyede tutarak büyümek, ucuz emek sömürüsüne dayalı yüksek istihdam, esnek, kuralsız, kısa süreli, güvencesiz çalışmayı yaygınlaştırmak. Bütün bunlar ne demektir biliyor musunuz? Türkiye’de sömürünün yaşını MESEM’ler ve benzer projelerle eğitim adı altında 10 yaşına indirmek ne demektir? 'İş beğenmiyorlar, genç yaşta emekli olmak istiyorlar' deyip 12 bin 500 lira emekli maaşıyla övünmek ne demektir? Ortalama yaşam süresi 75 olan bir ülkede, emeklilik yaşını 72 yapmaya kalkmak, kademeli emeklilik, emeklilikte adalet isteyenlere 70 yaşındaki Cumhurbaşkanını örnek göstermek ne demektir? Siz Cumhurbaşkanına sağlanan koşulların on binde birini bu ülkenin işçi ve emekçilerine sağlayın; onlar ölene kadar çalışırlar. Herkesin açlıktan ölmeyecek şekilde, karın tokluğuna çalıştığı ve işsizliğin olmadığı bir düzen kurmak demek ne demek?

"BÖYLE BİR DÜZENİ SAVUNAN BİR BAKANLIĞIN İSMİ DE ÇALIŞMA BAKANLIĞI OLAMAZ"

Bu söylediklerinizin tekelci kapitalizm koşullarında gerçekleştiği rejimler hangileri biliyor musunuz? Hitler Almanya'sı, Mussolini İtalya'sı, Franco’nun İspanya'sı. Sizi dinlerken bazen gerçekten söylediklerinizin farkında mısınız diye düşünüyorum. Ama öyle görünüyor ki stres yönetimiyle durumu kurtarıyorsunuz. Ama merak etmeyin bütün işçi ve emekçi kardeşlerimiz her geçen gün yaşayarak durumu daha iyi anlıyorlar. Memleketi nereye sürüklediğinizi adım adım görüyorlar. Böyle bir üretim, çalışma düzeni kuranların düzeni er ya da geç kendi üzerlerine çöker Sayın Bakan. Böyle bir düzeni savunan bir bakanlığın ismi de Çalışma Bakanlığı olamaz. Onun için gerçeğe uygun davranın ve Bakanlığınızın adını "Büyük Sermayenin Sömürü İşleri Bakanlığı" yapın. Somut duruma yakışan en uygun isim budur."

Ekonomi Haberleri