Türkiye Gazetesi'nde yer alan habere göre, kamuoyunda bir süredir özellikle en düşük emekli aylığı ile ilgili artışları içeren düzenlemelerin yapılması, bu nedenle daha fazla prim ödeyen ile düşük prim ödeyenlerin aldığı maaş arasındaki makasın kapanması, sosyal güvenlik sistemine yönelik eleştirileri artırdı. TBMM tatile girmeden önce en düşük emekli aylığının yeniden artırılmasına ilişkin düzenlemenin hazırlıkları sırasında AK Parti içinde de sosyal güvenlik sisteminin sil baştan ele alınarak tüm tartışmalı alanlarda yeni adımların atılmasına ilişkin başlıklar gündeme geldi.
TBMM’nin ekim ayında yeniden açılmasıyla birlikte, Türkiye'deki sosyal güvenlik sisteminde köklü değişikliklerin gündeme gelmesi bekleniyor. AK Parti ve ilgili bakanlıkların, mevcut sosyal güvenlik yapısının yeniden yapılandırılması konusunda kapsamlı çalışmalar yapacağına dair işaretler var. Bu çalışmaların, mevcut sistemin aksayan yönlerini düzeltmek ve uzun vadede sürdürülebilir bir emeklilik sistemi oluşturmak amacıyla yapılacağı belirtiliyor.
Son dönemde, özellikle EYT (Emeklilikte Yaşa Takılanlar) düzenlemesi, ekonomik zorluklar nedeniyle ödenemeyen primler, çalışan-emekli sayısındaki dengesizlik ve kayıt dışı istihdam gibi sorunlar, sosyal güvenlik sisteminin işleyişinde ciddi sorunlara yol açtı. Bu sorunların çözülmesi için çeşitli reform önerileri gündeme gelmiş durumda.
Prim Ödeme Gün Sayısı ve İntibak Düzenlemeleri:
Kamuoyunda, en düşük emekli maaşlarıyla ilgili artış beklentileri, daha fazla prim ödeyenlerle düşük prim ödeyenler arasındaki maaş farklarının kapanması gerektiği yönünde eleştiriler yükseliyor. Bu çerçevede, prim ödeme gün sayısının yeniden gözden geçirilmesi ve intibak yasası ile farklı maaşlar alan emeklilerin durumlarının düzeltilmesi gibi konular, yeni dönemde ele alınacak önemli başlıklar arasında yer alıyor.
AK Parti içerisindeki bazı kurmaylar, sosyal güvenlik sisteminin baştan aşağı yeniden yapılandırılmasının gerekli olduğunu vurguluyor. Bu kapsamda, EYT düzenlemesiyle birlikte bozulan aktüeryal dengenin düzeltilmesi ve çalışan-emekli oranının ideal seviyelere getirilmesi gerektiği belirtiliyor. Mevcut durumda Türkiye’de bir emekliye karşılık 1,5 çalışan düşerken, sağlıklı bir sosyal güvenlik sisteminde bu oranın 4 çalışana 1 emekli olması gerektiği ifade ediliyor. Bu dengesizlik, sistemin uzun vadede sürdürülebilirliğini tehdit eden en büyük sorunlardan biri olarak görülüyor.