Ekonomistler Güçlü Faiz Artışını Böyle Değerlendirdi: "TL'nin İtibarı Açısından Önemli Adım"

Merkez Bankası'nın mart ayı PPK toplantısında yapılan 500 baz puanlık faiz artırımı, ekonomistler tarafından olumlu karşılandı. Bu adım, seçim öncesi faiz artışı yapılmaz algısını kırdığı gibi, bugüne kadar en güçlü PPK metnine imza atıldığı görüşünde birleştirildi. Ekonomistler, PPK metninde risklerin açıkça belirtilmesi ve gerekirse daha sıkılaştırılacağının ifade edilmesini olumlu buldu.

Merkez Bankası'nın mart ayı PPK toplantısında gerçekleştirdiği 500 baz puanlık faiz artırımı, Ekonomim'den Şebnem Turhan'ın ekonomistlerden aldığı görüşlere göre olumlu karşılandı. Bu adımın, seçim öncesi faiz artışı yapılmaz algısını kırdığı ve bugüne kadar en güçlü PPK metninin kaleme alındığına dikkat çekildi.

Seçimden Önce Artış Yapılmaz Algısını Kırdı

Ekonomist Uğur Gürses:
İlk olarak Merkez Bankası seçimden önce faiz artışı yapılmaz algısını kırdı. İkinci olarak da oldukça güçlü sıkılaştırma yaptı. Bu sıkılaştırmayı da çift taraflı yaptı. Hem repo faizini 5 puan artırmış hem de bugün itibariyle yüzde 46,5 olan gecelik borç verme faizi yüzde 53’e çıkarmış oldu. Son dönemde özellikle bankaların gecelik borçlanmaya kaymaları sebebiyle bu taraf oldukça güçlü bir sıkılaştırma. Yapılan faiz artışı hem Merkez Bankası’nın itibarı açısından hem de Türk Lirası’nın lirasının itibarı açısından önemli bir adım. Merkez bankaları başka ülkelerin bastığı paraları satarak değil faiz yükselterek kendi paralarını korurlar. Merkez Bankası PPK’da faizi yükselterek yaptığı da bu. Daha önce de sık sık dile getirdim. Seçimden sonra kur atağı beklemiyordum hala da kurda zıplama beklemiyorum. Faiz artışıyla TL mevduat faizini de yükseltiyorsun. Her ay kur yüzde 5 gidecek diye bir şey yok artık.

Merkez Bankası Daha Rahat Karar Alabiliyor Gibi

TOBB ETÜ Öğretim Üyesi Prof. Dr. Fatih Özatay: Merkez Bankası’nın doğru yaptığını düşünüyorum. Ancak Merkez Bankası’nın tek faiz artırımıyla tüm sorunlar çözülmüyor. Politika faizi artırımıyla sanki artık Merkez Bankası daha rahat karar alabiliyor gibi. Faiz artışı döviz talebini azaltır mı ve enflasyonu tersine çevirir mi söylemesi zor bu ülkede. Çünkü seçim sonrasına yönelik halen endişeler devam ediyor piyasada. Ama her şey aynı kalacaksa ve hiçbir şey değişmeyecekse Merkez Bankası’nın gerektiğinde faiz artırabileceklerini görmüş olduk. Bu adımlar atılabildiği için de kurların acayip artması için bir gerekçe kalmaz.

Son Zamanların En Gerçekçi Ppk Metni

Bilkent Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hakan Kara: Merkez Bankası bugün isabetli bir karar aldı. Faizi artırmasaydı piyasada stres giderek artacaktı. TCMB’yi bu zor karardan dolayı tebrik ediyorum. Ayrıca açıklanan metin de son zamanların en gerçekçi metniydi. Dolandırmadan açıkça risklerden bahsedilmesi ve gerekirse daha da sıkılaştırılacağının ifade edilmesi olumlu oldu. Son 10 yılda yapılan bütün ciddi faiz artırımlarının döviz piyasasının bastırması ile geldiğini unutmayalım: Ocak 2014, Haziran 2018, Eylül 2018, Kasım 2020, Mayıs 2023 seçim sonrası ve nihayet Mart 2024.. Bu defa da gelenek bozulmadı. Ekonomi yönetiminin itibar yolculuğu daha yeni başlıyor. Talebi cidden soğutup büyümeyi %2’lere düşürmek gerekiyor. Bu yapılabilirse işte o zaman yeni bir dönemde olduğumuzu söyleyebiliriz.

Dolar/tl’de Düşüş Olmaz Ama Dolar Talebi Kesilir

Doç. Dr. Atılım Murat: Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın hafta başından beri tüm programlarında sürekli enflasyonla ilgili konuşması, “enflasyonu düşüreceğiz, enflasyon yüksek’ ifadelerini kullanması Cumhurbaşkanı’nın da faiz artırımına destek verdiği izlenimini güçlendiriyordu. Yanı sıra son iki üç gündür bankacılık endeksindeki yukarı yönlü hareket de faiz artırımı ihtimalini güçlendirmişti. Merkez Bankası faiz artırımıyla ön almış oldu, çok doğru bir hamle yaptı. Piyasada haftalardır devam eden çok ciddi döviz talebi vardı, rezervler çok ciddi düştü. Metin de çok güçlü, şahin bir metin. Merkez Bankası enflasyonla mücadele konusunda ne gerekiyorsa yapacağını seçime 10 gün kalmasına rağmen verdi. Kafalardaki soru işareti giderildi, bu hamleyi Cumhurbaşkanı’nın desteklediği açık. Enflasyonla mücadele konusunda ciddiyet ortada. Dolar/TL’de düşüş olmaz ama dolar talebi kesilir. Merkez Banası güven sağladı, metin de güçlü olduğu için piyasa şunu da düşünecek gelecek ay 500 baz puan daha artış olur mu? Böylece dolar alayım TL satayım stratejisi çok kolay çalışmayacak. Zaten şu an TL satmanın maliyeti yükseldi.

Dolar/tl Tahminleri Mecburen İyileşecek

Virtus Glocal Yönetici Ortağı Dr. İnanç Sözer: TCMB enflasyondaki katılık ve talebin halen gücünü koruması gerekçesiyle beklentilerin ötesinde politika faizini yüzde 45’ten yüzde 50’ye yükseltti. Karar enflasyonist riskleri yönetmek açısından özellikle yabancı yatırımcı gözünde kredibilite kazandıracak bir araç gibi dursa da, Türkiye’ye özgü dengeler açısından değerlendirildiğinde sistemik riskleri yönetme ihtiyacının arttığını düşünüyorum. Zira bu karar sonrası mevduat ve kredi faizleri artacak olsa da, makroekonomik dengeler açısından gözler TL’nin ve enflasyonun seyrinde anlamlı bir düzelme olup olmamasında, yabancı yatırım girişinin seviyesinde ve en önemlisi vatandaşın döviz mevduatlarından/kur korumalı mevduattan TL'ye geçme isteğinin artıp artmamasında olacak. Bana kalırsa bugünkü faiz artırımı yerine likidite politikasıyla ilave bir sıkılaştırma daha yerinde olurdu. Nitekim TCMB, aylardır yapamadığı etkiyi son üç haftada likiditeyi sıkılaştırarak mevduat faizlerinin %40’lardan %50’nin üzerine gelmesi ile gerçekleştiğini ima ederek, riskleri yönetmede güçlü adımlar atıldığını vurgulayarak önümüzdeki dönemde bunu daha rahat yapabilmek adına faiz koridorunu da genişletme kararı aldı. Karar sonrası TL’deki iyileşmenin sınırlı kalacağını öngörüyorum ancak geçen seneden beri ısrarla savunduğumuz gibi siyasi risklerin yönetilmesi halinde bugünkü karar yılın geri kalanında Dolar/TL'de 40 üzeri bekleyenlerin tahminlerini mecburen iyileştirmesine yol açacaktır.

Likidite Koşulları Sıkı Kalmaya Devam Edecek

Orca Marco Finansal Danışmanlık Kurucusu ve Stratejist Evren Kırıkoğlu: Politika faizinde atılan adım son derece belirgin. Haftalık yüzde 50 faizin yıllık bileşik karşılığı yüzde 65'e tekabül ederek ileri vadeli enflasyon beklentilerinin oldukça üzerine çıkmakta. Buna ek olarak "koridor" konusunun yeniden gündeme gelmesi de önemli, zira likiditenin sıkı yönetilerek piyasanın üst banda itilmesi durumunda oluşacak yüzde 53 faizin yıllık bileşik karşılığı da yüzde 69'a denk düşüyor. Ancak koridorla ilgili basit faiz hesaplarından daha da önemli olan konu, koridorun aktif kullanılmasının ima edeceği piyasa dinamikleri olacak. Her ne kadar atılan faiz adımı enflasyon beklentilerini aşağı dengeleyebilecek olsa da, kullanılan bu dil TCMB'nin kendi enflasyon tahminini de bir sonraki Enflasyon Raporu’nda yukarı revize edebileceğini sinyalliyor. Likidite koşulları hem finansal hem de reel piyasada sıkı kalmaya devam edecek. Uzun süredir paylaştığımız ve TCMB’nin de teyit ettiği bu öngörü, TL yokluğunda ve faiz maliyeti yüksekliğinde özellikle varlıklar tarafında neden TL cinsi fiyat baskıları oluşacağının ve neden TL likiditenin dövizden zorunlu olarak daha değerli hale geleceğinin de temeli.

Ekonomi Haberleri