Ekonomide Karamsar Tablo: Haziran'dan Sonrası İçin Endişe Yaratan Uyarı

TCMB’nin faiz ve TL’ye ilişkin politikalarının piyasada kredi temini ve iş yapmada sorun yarattığını belirten ekonomist İnanç Sözer, ikinci yarı yıl için kara kış uyarısı yaptı.

Ekonomist İnanç Sözer, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın döviz talebini azaltmak için uyguladığı politikaların ekonomiye yansımasına ilişkin açıklamalarda bulundu.

Ekonomim gazetesinden Burcu Göksüzoğlu’na konuşan Sözer, “Türkiye hiç de hak etmediği bir şekilde maalesef çok ağır bir fatura ödeyerek bir hastalığı geçirmeye çalışıyor” dedi.

Sözer, TCMB’nin kredi büyümesine göre menkul kıymet tesis uygulamasına ticaret ve tüketici kredilerini de eklemesini şu sözlerle yorumladı:

“- Merkez Bankası’nın politika faizi yüzde 8,5 iken TL cinsinden gecelik mevduat faizi yüzde 33. Şirketler çeklerini iskonto ettirmek istediklerinde ödedikleri faktöring faizleri yüzde 60 üzerine çıktı. Yine bugün aslında krediye ulaşma imkanı yok ama ulaşılabilecek olursa Merkez Bankası’nın koyduğu sınırlamalar nedeniyle kredi faizlerinin yüzde 20’lerde kaldığını görüyoruz.

- Dünyanın neresinde 33 liraya mal ettiğiniz bir kaynağı 20 liraya satarsınız? İşte bizim aslında bu iki kavramı sıkıştırdığımız yer buradaki dengesizlik. Politika faizi 8,5, gecelik mevduat faizi bunun dört misli üzerinde ve Türkiye Cumhuriyeti Hazinesi’nin yurt dışından borçlanma faiz oranı 9,5 mertebesinde.

- Çünkü Türkiye’nin risk primi 600’ler mertebesinde. Yani biz hayatın birçok alanında farklı farklı dengesizliklerle mücadele etmeye çalışıyoruz ve bu dengesizlikler içerisinde yaptığımızın özünde şirketlerin biraz daha manevralarını daraltmak var.

- Bankacılık sektörünün iş yapma isteğini biraz daha daraltmak var. Vatandaşların, özellikle orta ve düşük gelirlilerin biraz daha alanını daraltmak var. Türkiye hiç de hak etmediği bir şekilde maalesef çok ağır bir fatura ödeyerek bir hastalığı geçirmeye çalışıyor.”

“DENGESİZLİKLER YILIN İKİNCİ YARISINI KARA KIŞA DÖNDÜRECEK”

Merkez Bankası’nın söz konusu yeni düzenlemelerinin sonuçlarına ilişkin de konuşan Sözer, sözlerini şöyle sürdürdü:

“- Hastalığın bu yönüyle geçmesi bence mümkün değil. Burası ne yazık ki yılın ikinci yarısını kara kışa döndürecek. Türkiye’de mevcut yapının devam edeceğini varsayıyorum ben ve son iki yılda nasıl ki 300’ün üzerinde düzenleme oldu yeni dönemde de Merkez Bankası, ekonomi yönetimi kaygı duydukça önceki gece olduğu gibi ilave düzenlemeler getirecektir.

- Son düzenlemenin özetine bakacak olursak, Merkez Bankası ihtiyaç duyduğu dövizi bulmakta zorlandığı için, çok yoğun bir döviz talebi geldiği için, ben daha fazla dövizi nasıl toplarım ve bu dövize kayan talebi nasıl düşürürüm kaygısıyla menkul kıymet tesisinde bir değişikliğe gitmiş durumda.

- Eş güdümlü olarak içinden gelecek olan yabancı fonların biraz daha özendirilmesini sağlamaya çalışmış. 4 tane ana başlık içerisinde düzenleme var. Peki neye yarayacak bu diye soracak olursanız. Aslında Merkez Bankası’nın duruşu çok net.

- Mümkün olduğunca dövize talebi azaltmak ve mümkün olduğunca bankacılık sektörünü daha fazla iki yıllık veya verim eğrisinde devlet tahvilinde Hazine’nin özellikle bütçe açığı çok hızlı bir şekilde artarken onun fonlamasına zemin oluşturmak.”

“MERKEZ BANKASI YÜZDE 5’LİK FARKI İKİLİ KUR SİSTEMİ OLARAK GÖRMÜYOR”

Seçim sonuçlarıyla birlikte Borsa İstanbul’da yaşanan düşüşün kalıcı olmayacağını söyleyen Sözer, sene sonunda 6 bin endeksini göreceğini tahmin ettiğini ifade etti.

Sözer, dolar kurunun 20 TL’yi görebileceğini belirterek, “Burada Merkez Bankası’na bakıyor olmamız lazım. Merkez Bankası yüzde 5’lik farkı ikili kur sistemi olarak görmüyor. Yüzde 5’lik makas yüzde 10’lara gitti. Şimdi görüyor mu bilmiyoruz ancak şunu biliyoruz; ekonomi yönetimi, Merkez Bankası piyasa kuruyla kendi kuru arasındaki bir makastan memnun. Ve olası bir faiz artırımındansa bu faizin ima ettiği yapıları daha çok tercih ediyor. O yüzden ben bu makasın ne yazık ki uzunca bir süre devam edeceği kanaatindeyim. İhracatçıyı düşünerek biraz bu makası daraltabilir. Bunu daraltmak için de kur üzerindeki baskıyı biraz gevşetebilir. Zaten Merkez Bankası’nın aşağı yukarı her gün kabaca on kuruşluk bir artışa müsaade ediyor. Böyle gidecek olursa haziranı 20’nin üzerinde bir kurla yaşarız” şeklinde konuştu.

Ekonomi Haberleri