Dolar/TL, sabah saatleri itibariyle 2022 yılı içinde gördüğü en yüksek seviyeyi 15,2450'ye kadar çıkardı. Günün ikinci yarısının başında 15,26'yi gören dolar/TL sonrasında 15,22-15,23'ler civarında işlem görüyor. Euro/TL ise 16 lirayı aşarak 16,15'e kadar tırmandı.
Dolar/TL Rusya'nın Ukrayna'yı işgalinin başlarında 11 Mart'ta da 14,9950 seviyesini test etmiş, TCMB'nin de döviz satışlarıyla 15 seviyesini aşamamıştı.
Borsa İstanbul'da BIST 100 endeksi, güne yüzde 0,70 artışla 2.483 puandan başladıktan sonra günün ilk yarısında kazanımlarını yüzde 1'in üzerine taşıdı.
Türkiye'nin CDS'leri 700 baz puanın üzerindeki rekora yeniden yaklaştı.
Küresel piyasalarda son durum
Yatırımcıların güvenli varlıklara yönelmesiyle ABD Doları 20 yılın zirvesine yakın seyir izlemeye devam ederken ABD Dolar Endeksi 103,8 seviyesinde.
Petrol fiyatları, dünyanın en büyük petrol ithalatçısı olan Çin'deki tecrit uygulamaları, doların güçlenmesi ve artan resesyon riskinin küresel talep görünümü ile ilgili endişeleri kuvvetlendirmesiyle dün yüzde 5'in bulan kayıplarına devam ederek yüzde 1'in üzerinde geriledi. Brent petrolün varil fiyatı gün içerisinde 103,2 dolara kadar geriledikten sonra yeniden 105 doların üzerine çıktı.
Altın fiyatları, güçlü doların altın üzerinde oluşturduğu baskıya karşılık ABD tahvil getirilerinin gerilemesinden destek bularak yükseldi. Altının spot piyasadaki ons fiyatı yüzde 0,2 artışla 1,856.75 dolara yükseldi.
Avrupa borsaları yükselişte; Asya karışık seyirle kapandı
Avrupa borsaları, güne yükselişle başladı. Açılışın ardından Stoxx Europe 600 gösterge endeksi yüzde 0,66 artışla 420,26 puan, Almanya'da DAX 30 endeksi yüzde 1,22 değer kazancıyla 13.543 puan oldu.
Asya borsalarında haftanın ikinci işlem gününde karışık bir seyir izlendi. Çin'de yeni tip koronavirüs salgınıyla mücadele kapsamında Şanghay ve Pekin'de tedbirlerin sıkılaştırılması ve açıklanan makroekonomik verilerin beklentilerden daha az gelişme kaydetmesi, ülke büyümesine ilişkin endişeleri artırdı. Bu gelişmelerle Çin'de Şanghay bileşik endeksi yüzde 0,9 artarak 3.030 puandan ve Güney Kore'de Kospi endeksi yüzde 0,6 azalarak 2.597 puandan kapandı. Japonya'da Nikkei 225 endeksi yüzde 0,6 düşüşle 26.167 puandan günü tamamlarken, dolar/yen paritesi önceki kapanış seviyesine göre yüzde 0,1 değer kazanarak 130,5 seviyelerinde dengelendi. Dün dolar karşısında Nisan 2002'den bu yana en düşük seviyeye gerileyen Japon yeninin yıl başından bu yana toplam değer kaybı ise yüzde 14'e yaklaştı.
Yabancı bankalar uyarmıştı
ABD’nin önde gelen bankalarından JPMorgan geçen hafta yayımladığı raporda, “TL’nin son dönemdeki istikrarını, küresel finansal koşullardaki sıkılaşma ve cari denge pozisyonundaki bozulma ile uyumsuz görüyoruz” demişti.
Fransız banka Societe Genarale ise dün yayımladığı bir raporda TCMB’nin yüksek enflasyona rağmen para politikası duruşunun değişmesinin düşük ihtimal olduğuna dikkat çekerek, “TL’de kademeli değer kaybı bekliyoruz” demişti.
‘Kamu desteği değer kaybını sınırladı'
Reuters’ın görüşlerine başvurduğu iki işlemci de benzer para birimlerinde son bir ayda ABD Merkez Bankası (Fed) ve Ukrayna’daki savaş kaynaklı sert kayıplar yaşandığına işaret ederek, TL’nin de benzer şekilde değer kaybetmesi gerektiğine ancak kamunun desteği nedeniyle değer kaybının daha sınırlı kaldığına dikkat çektiler.
Bir işlemci, “TL’nin bir miktar daha değer kaybetmesi piyasa şartları açısından daha sağlıklı olur” dedi.
Benzer para birimlerinde sert kayıplar var
TL bugün dolar karşısında yüzde 1’e yakın değer kaybederken, son bir aylık değer kaybı ise son üç günde yaşanan yüzde 2,5 değer kaybına eşit.
Benzer para birimlerinde ise son bir ayda yüzde 7-10 arasında daha belirgin kayıplar görülüyor. Kayıpların ana nedeni ABD başta olmak üzere küresel faiz artışları ve yine küresel riskten kaçışın belirginleşmesi.
Riskten kaçış var
Küresel yatırımcılar, Çarşamba günü açıklanacak olan ABD TÜFE verileri öncesinde de kaygılı kalmayı sürdürüyor. TÜFE’nin oldukça az gerileyeceği ve bu oranda bir gerilemenin Fed’in Haziran’daki politika toplantısında faizleri en az 50 baz puan artırmasının önüne geçemeyeceği öngörülüyor.
Bu süreçte S&P 500 endeksi yılbaşından beri yüzde 15’in üzerinde kaybederken, gelişmekte olan piyasalarda tahvil borsa vb. yatırım araçlarında özellikle son 10 günde belirgin değer kayıpları görülüyor.
Kontrollü kur rejimi
Piyasalar mevcut kur politikasını kamu kontrollü bir rejim olarak nitelendiriyor. TCMB ihracatçı döviz gelirlerinin yüzde 40’ını ve KKM uygulamasının döviz kısmını rezervlerine katsa da bankanın rezervleri aynı oranda artmıyor. Aradaki fark kamunun yön belirleyici olduğu kurda hükümetin tanımıyla “istikrar” için kullanılıyor. TCMB resmi olarak kurdaki müdahalelerini kabul etmezken hareketleri dalgalı kur rejimi olarak yorumluyor.
Artan enerji maliyetlerinin de etkisiyle Türkiye ekonomisinin ihtiyaç duyduğu döviz finansman miktarı her geçen gün artıyor. Türkiye’nin enerji ithalatının neredeyse tamamı TCMB’nin rezervlerinden karşılanıyor. Bankanın swap hariç eksi 45 milyar dolarlık rezervi bulunuyor.
Tahvile de müdahale
TCMB’nin bilançosunun yüzde 5’ine kadar devam eden tahvil alımlarının da desteğiyle gösterge 10 yıllık tahvilde ise bileşik getiri Mart ayında yüzde 28,57 ile test ettiği zirveden gerilemiş durumda. Gösterge 10 yıllık tahvilde geçen ay yüzde 22’nin altı test edildi. Cuma günü son işlem yüzde 22,91 olurken, dün saat 15.52’de son işlem yüzde 22,93 seviyesindeydi.
Türkiye’nin 5 yıllık CDS’leri (risk primi) martta 700 baz puanı aşarak rekor seviyeye yükseldikten sonra gerilemişti. CDS Cuma günü sert yükselişle 661/671 seviyesinden günü tamamlarken, dün aynı saatte 680/692 seviyesinde.