Dolar İçin 37, Euro'ya 40 TL Tahmini. Böyle Artış Devam Ederse O Tarihlerde Mümkün Gözüküyor

ŞİMDİDEN 30’A ALIŞIN HELE 35’TE BİTERSE ŞÜKREDİN!

Duvar'dan Süleyman Karan'ın yazısında dolara ilişkin değerlendirmeler yer alıyor.

Karan özetle şunları kaydediyor:

Borsada dalgalı seyir devam ederken, yatırımcı sayısında önemli bir düşüş yaşanmakta; altın ise dalgalı ancak yükselen bir eğilim izliyor. Döviz cephesinde ise zayıf fakat istikrarlı bir yükseliş görülmekte. Geçen hafta ABD Doları tarihi zirveye ulaşarak 30 TL'yi test etti. Euro da 33 TL'yi aşarak yılbaşından bu yana dolar/TL kuru yüzde 1.6 artış gösterdi. Yerel seçimler sonrasında doların artış hızının hızlanması bekleniyor. 2024'ün son çeyreğinde doların 35-37 TL arasında olması tahmin ediliyor. Euro ise 40 TL'yi geçebilir. Ancak bu durumda Türkiye'nin ekonomik durumu yanı sıra Fed'in politikaları ve küresel ekonomik eğilimler de belirleyici olacak. Sonuç olarak, önümüzdeki hafta dolarda 30 TL seviyesine yaklaşma ihtimalimizin olduğu bir hafta olabilir.

KREDİ HACMİNDE ARTIŞ SÜRÜYOR

5 Ocak itibarıyla, bankacılık sektörünün kredi hacmi 31.7 milyar TL artarak toplam kredi hacmini 11.63 trilyon TL'den 11.66 trilyon TL'ye çıkardı. Tüketici kredileri 1.52 trilyon TL'ye yükselirken, konut, taşıt ve ihtiyaç kredilerinden oluştu. Taksitli ticari krediler 8.74 milyar TL artarak 1.39 trilyon TL'ye ulaştı. Bireysel kredi kartı alacakları yüzde 1.6 artışla 1.17 trilyon TL oldu, bunun 510.45 milyar TL'si taksitli, 662.89 milyar TL'si taksitsiz borçlardan oluştu. Bankacılık sistemi ve reel sektördeki belirsizliklerin azalmasıyla birlikte kredi iklimi olumlu yönde gelişiyor.

MOODY’S TEMKİNLİ İYİMSER

Moody’s kredi derecelendirme kuruluşu, Türkiye'nin B3 kredi notunu teyit ederek not görünümünü 'pozitif' olarak güncelledi. Bu değişikliğin ana nedeni, özellikle para politikasındaki ortodoks dönüş ve ekonomi politikasındaki belirgin değişiklik olarak vurgulandı. Moody’s, kısa vadeli enflasyon artışının olasılığını belirtse de, para politikasının güvenilirliğindeki artışa dikkat çekti. Ayrıca, parasal sıkılaştırmanın dış dengesizliğin azaltılması ve TCMB döviz rezervlerinin yeniden yapılandırılma olasılığını artırabileceğini ifade etti. Yerel seçimlerin ardından benzer bir para politikası izlenmesi, büyümenin yavaşlaması, enflasyonun düşmesi ve makroekonomik dengesizliklerin azalmasına dair göstergelerin görülmesi durumunda Türkiye'nin notunun yükseltilebileceği belirtildi. Moody’s, olumlu bir seyir tespit etse de, çok iyimser bir tablo için bekleyip gözlemleyeceğini vurguladı.

OECD İÇİNDE ENFLASYON; REKORTMENLİĞİNE DEVAM

Küresel enflasyonun genel olarak kontrol altına alındığı bir dönemde, Türkiye hala olumsuz bir ayrışma içinde bulunuyor. İki yıllık irrasyonel politikaların ardından yeni ekonomi yönetimi, ekonomik hasarı neoliberal önlemlerle sınırlamaya çabalıyor. Ancak 2024, sıkılaştırma politikalarının doğal bir sonucu olarak ekonomik durgunluğa işaret ediyor. Eğer 2024'ün ikinci yarısında enflasyon düşüşü beklentilerin altında kalırsa, zorlu bir süreçle karşılaşılabilir. Türkiye'deki manşet enflasyon, OECD ortalamasının on katından fazla, çarpıtılmış TÜİK verilerine rağmen. En yakın rakip olan Kolombiya'nın bile bu oranın çok üzerinde seyrettiği bir dönemde, 2024'te Türkiye'nin enflasyonunun yüksek seyretmesi bekleniyor.

YAŞLI NÜFUS VE EMEKLİLERDE YOKSULLUK KISKACI DARALIYOR

Dünya genelinde 65 yaş ve üzeri bireyler, özellikle emeklilerin yaşam şartları giderek kötüleşiyor. Türkiye, bu durumu satın alma gücü açısından değerlendirdiğimizde, emeklilerin yüzde 40'ının açlık sınırının oldukça altında bir gelire sahip olduğunu gösteriyor. Emeklilerin çoğunluğu ise oldukça düşük bir maaşla yoksulluk sınırının altında yaşıyor. Bu hafta emekli maaşlarına yapılacak zam konusunda konuşulan oranları dikkate aldığımızda, emeklilerin mali durumunda herhangi bir iyileşme olmayacak gibi görünüyor. Türkiye'de genel nüfusla yaşlılar arasındaki gelir uçurumu, çoğunluğun asgari ücret ve benzeri düşük gelirlere yönelmesinden kaynaklanıyor. Diğer OECD ülkeleri de benzer sorunlarla karşı karşıya. Gelişmiş ülkelerin başlıca sorunlarından biri, sosyal güvenlik sistemlerinin sürdürülemez bir duruma gelmesi. Bu sorunun temel nedenlerinden biri demografik faktörler; yetersiz nüfus artışı ve yaşam süresinin hızla uzaması. Bu soruna yönelik tek çözüm kapitalist sistem içinde emeklilik yaşını ileriye taşımak gibi görünüyor, ancak bu çözüm büyük dirençle karşılaşıyor. Türkiye'nin de orta vadede benzer sorunlarla yüzleşmesi kaçınılmaz gibi görünüyor, zira bugünden itibaren bile emeklilerin durumu oldukça zorlu.

ŞİMŞEK DIŞ DENGE İÇİN DE İYİMSER, AMA YA GERÇEKLER?..

2024, küresel ticaretin olumsuz bir seyrine işaret ediyor. İsrail-Filistin ve Rusya-Ukrayna savaşları, küresel sıkılaştırma politikaları, ekonomide daralmaya yol açabilir. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, cari açıktaki düşüşü vurgulayarak iyimser bir tablo çizdi. Ancak, ihracatçılar, Avrupa'daki durgunluğun ve Kızıldeniz'deki güvenlik krizinin sorunlara neden olabileceğini belirtiyor. Gerçeklerle hayaller arasındaki uçurum hala belirgin.