Deutsche Bank analistleri, Türkiye'de 2025'te yapılacak asgari ücret artışının, enflasyonla mücadele açısından belirleyici bir adım olacağını ifade ediyor. Christian Wietoska ve Yiğit Onay, asgari ücret artışının tek seferde yapılmasının en ideal seçenek olduğunu savunarak, artış oranının yüzde 25-30 aralığında olmasının gerekli olduğunu belirtiyor.
Türkiye'nin 2025 yılı asgari ücret tartışmaları, finans çevrelerinde yakından izleniyor. Bu artış, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın popülist politikalara geri dönüp dönmeyeceğinin bir göstergesi olarak kabul ediliyor. Aralık ayında başlaması öngörülen görüşmeler, siyasi açıdan büyük önem taşıyor. Erdoğan, geçmişte asgari ücreti önemli oranda artırarak, hayat pahalılığıyla mücadele eden seçmenlerin desteğini kazanmıştı. Bu yıl yapılan yüzde 49'luk artış da bunun bir örneği olarak öne çıkıyor.
Para Analiz'in Bloomberg'den aktardığı bilgilere göre, Türkiye'de işgücünün üçte birinden fazlası asgari ücretle çalışıyor. Ancak Erdoğan, 2023 seçimlerinden sonra, Mehmet Şimşek liderliğinde daha piyasa dostu bir ekonomi ekibi oluşturdu. Merkez Bankası Başkanı Fatih Karahan, göreve geldiği Şubat ayından bu yana, nominal faiz oranını yüzde 50'ye çıkardı. Yabancı yatırımcılar ise Merkez Bankası'nın 2025 için öngördüğü enflasyon hedefine yaklaşmak için daha düşük bir ücret artışı beklentisi içinde.
Deutsche Bank analistleri Wietoska ve Onay, 2024 yılı sonunda enflasyonun yüzde 42 olacağını, 2025 yılında ise yüzde 23’e gerileyeceğini tahmin ediyor. Fiyat baskılarının 2025'te daha da azalacağı öngörülürken, asgari ücrete yapılacak artışın yüzde 25-30 aralığında kalmasının makul olacağı belirtiliyor.
Konuya yakın kaynaklar, reel sektör temsilcilerinin benzer bir mesajı hükümete ilettiğini ifade etti. Ancak, yetkililerin daha yüksek bir zam konusundaki endişeleri anladığını fakat kesin bir taahhütte bulunmadığını belirttiler. Görüşmelerin gizli olması nedeniyle isimlerinin açıklanmasını istemeyen kaynaklar, Türk hükümetinin de Bloomberg'in yorum talebini reddettiğini söyledi.
Asgari ücret artışının Merkez Bankası'nın enflasyon tahminleriyle uyumlu olması, Türkiye'nin enflasyonu kontrol altına almak konusunda kararlı olduğunun bir göstergesi olacak. Erdoğan, geçmişte büyümeyi hızlandırmak için düşük faizli kredileri teşvik ederek enflasyonist baskıları artırmıştı.
Wietoska ve Onay, “yüzde 30’un üzerindeki bir artış, Merkez Bankası'nın 2025 sonuna kadar hedeflediği enflasyon görünümünü zorlaştırabilir” uyarısında bulundu. Analistler, “tüketicilerin alım gücünü desteklerken, aynı zamanda enflasyon üzerindeki baskıyı sınırlamak için yüzde 25’e yakın bir artış muhtemelen en uygun seçenek olacaktır” şeklinde değerlendirdi.