Deprem ekonomiyi de vurdu!

Dün yaşadığımız deprem felaketi 13,3 milyon insanın yaşadığı, yani ülke nüfusunun yaklaşık altıda biri olan 10 şehrini etkiledi. Deprem yönetmeliğindeki plansızlıkların hem bölge halkına hem ekonomiye maliyeti ise çok fazla olacak. Peki bu yaşadığımız felaket ekonomiyi nasıl vuracak?

Pazartesi günü Gaziantep şehri yakınlarında şafaktan önce meydana gelen 7.7 büyüklüğündeki deprem, yaklaşık 33.000 kişinin hayatını kaybettiği 1999 depreminden bu yana Türkiye'deki en şiddetli deprem oldu. Saatler sonra, Kahramanmaraş ilini 7,6 büyüklüğünde ikinci bir sarsıntı sarstı.

Mısır ve Kıbrıs'a kadar hissedilen depremler Suriye'de de yüzlerce kişinin ölümüne yol açtı.

Avrupa Birliği ile birlikte 40'tan fazla ülke, Türkiye'nin ülkenin uluslararası yardıma ihtiyacı olduğu anlamına gelen “Düzey 4 Alarmı”nı etkinleştirmesinin ardından yardım teklifinde bulundu.

Binlerce binanın çökmesi nedeniyle, ölü sayısının dramatik bir şekilde artacağına neredeyse kesin gözüyle bakılıyor.

Yetkililer, depremlerin 13,3 milyon insanın yaşadığı, yani ülke nüfusunun yaklaşık altıda biri olan 10 şehri etkilediğini söyledi. Bölgenin ekonomik çıktısı, Türkiye'nin gayri safi yurtiçi hasılasının yaklaşık 10’da birini oluşturuyor.

Depremin Türkiye Cumhuriyetine maliyetinin 35 ile 50 milyar dolar arasında olması bekleniyor. Türkiye’nin iç dış ticaret açığı 110 milyar iken bu depremin %30 ile %40 arası ek külfet doğurması, bunun da ekonomik büyüme rakamını 1 ile 2 puan gerileteceği tahmin ediliyor.

Deprem nedeniyle Türkiye, geçen ay günde yaklaşık 1 milyon varil ile küresel arzın %1'ini ihraç eden Ceyhan’daki ham petrol akışını durdurmak zorunda kaldığı için küresel piyasalar üzerindeki petrolün fiyat artış etkisi hemen görüldü.

Depremin neden olduğu ekonomik hasar değişkenlik göstermekle birlikte öncelikle yıkılan konutların, okulların, fabrikaların, yolların, barajların ve köprülerin yeniden inşası ekonomiye ek bir maliyet yükleyecektir. Sermaye varlıkları ve altyapı kaybının yanı sıra beşeri sermaye kaybı daha büyük bir önem arz etmektedir. Özellikle eğitim öğretimi aksatan eğitim altyapısının yıkımı nedeniyle nitelikli iş gücü yetiştirilmesine kısa ve orta dönemde sekte vuracağı beklenmektedir.

Kaynak: Halktv.com.tr

Ekonomi Haberleri