AKP iktidarının politikaları nedeniyle yüksek enflasyon dar gelirlinin belini büktü. Çiftçiler, artık elektrik maliyetine çalışmaya başladı.
Yüksek enflasyona rağmen birçok çiftçi, sattığı ürünün geçen seneki fiyat ile aynı olmasına isyan etti.
Yurdun dört bir yanında çiftçiler, protestolara başladı. Birçok kentte emekçiler, traktörleri ile sokaklara çıktı.
Yaşanan içler acısı durumu bu sefer de Kastamonulu çiftçiler anlattı.
Ürünlerinden zarar ettiğini belirten Deniz Yıldırım şunları dile getirdi:
"KAN AĞLIYORUZ"
"Geçen sene iki kez sulama yaptığım şeker pancarı bundan daha güzeldi. Bu sene kuraklıktan dolayı tam 7 kez sulama yaptım ve pancarım şu an bu şekilde küçücük. Biz bu pancardan verim elde edemedik bu sene. Fiyat zaten bizi hiç tatmin etmiyor. Fiyatlar şu an çok kötü bir durumda. Çiftçi bu fiyatlardan çok muzdarip. Çok kötüyüz, kan ağlıyoruz. Fiyatlara çok güzel bir şekilde, çiftçinin mutlu olabileceği bir şekilde güncelleme istiyoruz.
"TAMAMEN ZARAR EDECEĞİZ"
"Şartlarımız çok zor, girdiler çok yüksek, maliyetlerimiz çok yüksek. Aldığımız paralar bizim girdilerimizin altında kalıyor ve zarar ediyoruz. Bu şekilde olursa benim yaşımda hiçbir çiftçi arkadaşım kalmayacak ben de dahil. Şeker pancarının şu an fiyatı açıklanmadı. Şu an biz şeker pancarını 1,80 liradan teslim edeceğiz. Ama bu şeker pancarı 3 liranın altında olursa ve daha fazla olmazsa biz tamamen zarar edeceğiz"
"FİYATINI BİLMEDİĞİ ŞEYİ KİM EKER?"
"Bu sene kuraklıktan dolayı kök çürüklüğü hastalığı ve diğer tüm hastalıklara karşı ne kadar mücadele etsek de tarlalarımızı kurtaramadık. Devletten biz çok büyük bir şeyler istemiyoruz. Biz sadece emeğimizin karşılığını istiyoruz. Biz köyde hayata tutunabilmek, çiftçilik yapabilmek adına güzel şeyler bekliyoruz. Çiftçilere destek verilmesini bekliyoruz. Ama devletimiz bize pancarı teslim edene kadar fiyat açıklanmıyor. Fiyatını bilmediğiniz bir şeyi kim ekebilir? Biz fiyatını bilmeden pancar üretmeye çalışıyoruz."
"ÇİFTÇİLİĞİ BIRAKAN BİR SÜRÜ GENÇ ARKADAŞIM VAR"
"Biz hayvancılıkla da uğraşan bir aileyiz. Hayvanlarımızda azalmaya gittik. Çünkü yem maliyetleri yüksek. Ahırdaki hayvanların bakım maliyet değeri yüksek. Bunlar hep girdi olduğu için bize hayvanlarda azaltmaya gittik. Böyle giderse tüm hayvanlarımızı satacağız. Yaklaşık 7-8 senedir kötü gidişatla devam ediyorduk. Ama son 4 yıldır çok kötü durumdayız. Çiftçiliği bırakan bir sürü genç arkadaşım var. Ben buranın en büyük çiftçilerinden biriyim ve neredeyse ben de bırakacağım. O kadar kötü bir duruma geldik. Sarımsak için 'beyaz altın' diyorlardı, artık gümüş kadar değeri kalmadı. Çünkü sarımsak işçi maliyetlerini bile karşılamıyor. Biz veriyoruz sarımsağı 100 liraya, pazara gidene kadar 200 lira oluyor. 70-80 lira maliyetim oluyor, 100 liradan veriyorum. Onlar pazarda 200 liraya satıyorlar. Ayrıca pembe kök hastalığı var. Devletimizin ziraat mühendislerimiz gelip bizle ilgilenmiyor burada. Bizi kendi halimize, kendi başımıza bırakıyorlar."
"GÖREN YOK, ÇOK ZOR DURUMDAYIZ"
Çiftçi Mehmet Yıldırım da isyanını şöyle dile getirdi:
"Her türlü masraf ettim. Mesela pancar dönümüne 9-10 ton verecekse 4-5 ton oluyor. Bunun sebebi de hastalıklar, kuraklaşma. Fiyatlar da düşük. Mesela geçen sene bin 500 yüz liraydı, bu sene bin 850 liradan aldılar. Ama bu sene 3 bin lirayı geçmesi lazım ki çiftçi para kazansın. Bizim köyümüzden bir çiftçi 100 dönüm pancar ekmiş, hesap ediyor yani tohumunu, sulamasını, gübresini, ilacını, benzin parasını, mazotunu hesap ediyor, 'zarar ediyoruz' diyor. Madem zarar ediyorsun, neden ekiyorsun dedim, 'çark dönsün' diyor. Artık çiftçi karında veya zararında değil. Bir türlü çark dönsün diye, ayakta durmak için ekiyor. Bunu gören yok. Şu an çok zor durumdayız, sıkıntıdayız. Sabrede ede ede artık çiftçilik bitecek."