Yazılı açıklama yapan Uyar, "AKP iktidarının 2003 yılından itibaren ısrarla ve inatla kıdem tazminatını ortadan kaldırma hayalinden bir türlü vazgeçmiş değil. İktidar şimdi de orta vadeli programda kıdem tazminatının ismini geçirmeden kıdem tazminatını fiilen ortadan kaldıracak hamleler yapma peşinde. 2020 yılında da tartışılan tamamlayıcı emeklilik sisteminin özü kıdem tazminatını ortadan kaldırmaktır. İktidar, kıdem tazminatını tamamlayıcı emeklilik sistemine entegre ederek işçilerin mevcut durumdaki kıdem tazminatı hakkını elinden almayı amaçlamaktadır. Bu durumda 16 milyon işçinin 87 yıllık kazanımı olan kıdem tazminatı iktidar eliyle ortadan kaldırılacaktır" dedi.
2020 yılında tamamlayıcı emeklilik sistemine kıdem tazminatının entegre edilmesinin öngörüldüğünü hatırlatan Uyar, şunları kaydetti:
“Bu durumda mevcut kıdem hakkı ortadan kaldırılarak, işçilere emekli olduklarında aylık ödeme şeklinde yapılacaktır. Bir başka deyişle tamamlayıcı emeklilik sistemi ile kıdem tazminatı; işçinin işten ayrıldığında her bir yıl çalışma karşılığına denk gelen toplu ödeme şeklinde olmayacak, işçilere emekli olduklarında toplu ödeme olarak sistemde biriken paranın sadece yüzde 25’i ödenecek, geri kalan kısmı ise aylık olarak ödenecektir.
GÜVENCESİZ BİR İSTİHDAM BİÇİMİ
Türkiye’de 16 milyon 182 bin işçiden 7 milyon 872 bini zaten iş güvencesi olmadan çalışmaktadır. Bir başka deyişle Türkiye’de istihdamda olan her 10 işçinin 5’i iş güvencesi kapsamı dışındadır. İktidar bu gerçekliği görmezden gelerek şimdi çalışma yaşamını tamamen esnek ve güvencesiz bir yapıya büründürerek, işçiler adına iş güvencesini tamamen ortadan kaldırmayı amaçlamaktadır.
Esnek çalışma; iş güvencesinin olmadığı, belirli süre ve aralıklarla istihdam olanağı sağlanan, örgütlenme ve toplu pazarlık hakkını ortadan kaldıran güvencesiz bir istihdam biçimidir. Ayrıca esnek çalışma biçimlerinin yaygınlaşması, ucuz iş gücünün daha fazla ucuzlaştırılması ve ücretlerin daha fazla baskılanmasını da beraberinde getirecektir. İktidarın orta vadeli program ile hedeflediği tam da budur."