Kasım 2017 Dönem Raporu’nda, asgari ücretin geçtiğimiz yıl aralık ayında yapılan yüzde 7.9’luk artışla AGİ (Asgari Geçim İndirimi) dahil bin 404 lira seviyesine ulaştığı hatırlatılarak, vergi dilimi nedeniyle işçilerin eline eylül ayından bu yanan 75.5 lira daha az geçtiğine dikkat çekildi. Buna göre asgari ücretlinin eline son üç aydır AGİ dahil bin 346 lira geçiyor. Torba yasa ile aradaki kayıp işçilere geri ödenecek. Ancak asgari ücretlinin kaybı vergi diliminden kaynaklanan kayıpla sınırlı değil.
TÜİK tarafından Kasım 2017 için enflasyon (TÜFE) oranı yüzde 13 olarak gerçekleşti. Buna göre asgari ücret vergi kaybı dahil enflasyon karşısında alım gücünü yüzde 9.6 seviyesinde kaybetti. Vergi diliminden kaynaklı olarak yaşanan kayıp telafi edilse bile asgari ücretlinin enflasyon karşısında alım gücü kaybı yüzde 4.6 seviyesine ulaştı. Gıda enflasyonu karşısında kayıp ise vergi dilimi nedeniyle yaşanan gelir kaybı dikkate alınırsa yüzde 11.8’e ulaştı. Vergi dilimi kaybı telafi edilse bile asgari ücretlinin alım kaybı yüzde 6.8 olacak.
Buna göre asgari ücretli gerçek ücretli ile Aralık 2016 tarihinde 10 kilograma doldurduğu gıda sepetini, Aralık 2017 tarihinde dokuz kilogram ile bir kilogram eksik doldurabiliyor.
Asgari ücretlinin alım gücü, enflasyon karşısında, sebzede yüzde 14, süt, peynir ve yumurta grubunda yüzde 13, meyvelerde yüzde 12, yağlarda yüzde sekiz azaldı. Bu kayıp vergi dilimindeki azalışla beraber, sebzede yüzde 18, süt, peynir ve yumurta grubunda yüzde 17, meyvede yüzde 17 olarak hissedildi.
Asgari ücretli geçtiğimiz yılın aynı ayına göre alım gücünü enflasyon karşısında (vergi dilimi kaybı dahil) ette yüzde 5.9, balıkta yüzde 18.9, kirada 6.6 oranında kaybetti.
BİSAM, TÜİK Tüketim Harcamaları İstatistikleri ve TÜİK Tüketici Fiyat Endeksi Harcama Gruplarına Göre Endeks Sonuçlarını kullanarak farklı gelir grupları için enflasyon hesaplaması yapıyor.
Bu hesaplamaya göre enflasyon çeşitli gelir ve tüketim grupları için farklı sonuçlar yaratıyor. Buna göre;
Kasım 2003-Kasım 2017 dönemleri arasında genel TÜFE yüzde 214 artış gösterirken bu oran düzenli ücretlilerde yüzde 233,
Yevmiyeli çalışanlar için yüzde 246,
Emekli aylığı ile geçinenlerde yüzde 238,
Nüfusun en yoksul yüzde 20’lik kesiminde yüzde 241 oldu. En zengin yüzde 20’lik dilim için ise enflasyon yüzde 229 olarak gerçekleşti. Buna göre enflasyon hesaplaması yoksulu daha da yoksullaştırdı.
BİSAM tarafından Kasım 2003-Kasım 2017 dönemlerine göre gizli yoksullaşma oranları da hesaplandı. Gizli yoksullaşma genel enflasyon rakamları ile farklı gelir gruplarının enflasyonlarının arasındaki farktan kaynaklanan ve kayıtlara yansımayan yoksullaşma düzeyini ortaya koyuyor.
Buna göre son 14 yıllık dönemde (Kasım 2003-Kasım 2017) gizli yoksullaşmayı en yoğun olarak yaşayanlar, işteki duruma göre yüzde 10.2 ile “Yevmiyeliler”, mesleğe göre yüzde 8.8 ile “Nitelik gerektirmeyen işlerde çalışanlar”, temel gelir kaynağına göre yüzde 9.4 ile “Diğer Transferlerle Geçinenler” oldu. Enflasyon nedeniyle yaşanan gizli yoksullaşma, en yoksul yüzde 20 için yüzde 8.7 seviyesinde gerçekleşti. Buna karşın en zengin yüzde 20 için gizli yoksullaşma yüzde 4.8 oldu.
Araştırma sonuçlarını değerlendiren Birleşik Metal İş Sendikası Genel Yönetim Kurulu, asgari ücretin hem vergi dilimi hem de yüksek enflasyon oranları karşısında hızlı bir alım gücü kaybı yaşadığına dikkat çekerek, kamu kaynaklarının sermaye çevreleri için seferber edildiği bir dönemde, asgari ücretin baskı altına alınmasının kabul edilemez olduğunu ifade etti. Türkiye’nin kaynaklarının üretmeyen, buna karşın halkın ve emekçilerin ürettiği değerleri yağmalayan kesimlere aktarıldığının ifade edildiği açıklamada, “Asgari ücretliden fedakârlık isteniyor. İşçiler için bıçak kemiğe dayandı. Türkiye’nin fedakarlığa değil, Türkiye’nin kaynaklarını yağmalayanlar için hesap sormaya ihtiyacı var. Asgari ücretlinin kazanılmış haklarını vergi dilimi ile elinden alanlar, enflasyon kaybını da görmezden geliyor. Vergi dilimi kaybı yetmez, enflasyon kayıpları da giderilmelidir. Asgari ücretin enflasyondan kaynaklı kaybı, vergi diliminden kaynaklı borcundan yüksektir. Enflasyon karşısında ücreti ay ay mum gibi eriyen asgari ücretlinin kaybı da hem nakden, hem de ek zamla karşılanmalıdır. Asgari ücret insanca yaşanacak bir ücret düzeyine çıkarılmalıdır.” denildi.