Seçim nedeniyle TBMM’nin çalışmalarında sona doğru yaklaşılırken; taşeron ve geçici işçiler, staj mağdurları, atanamayan öğretmenler, 2000 sonrası SGK’lılar, ehliyet affını bekleyenler, kamu mühendisleri, 657 norm kadro bekleyen itfaiye çalışanları ve tescil affı bekleyen BAĞ-KUR’lular olmak üzere hak arayışında olan vatandaşlar, 14 Mayıs seçimlerinden önce taleplerinin karşılanmasını bekliyor. Sosyal Güvenlik Uzmanı Mustafa Balkız da, Sosyal Güvenlik Kurumu'nun (SGK) idare ve mali sorunlarını değerlendirdi.
'KAYIT DIŞI ÇALIŞMA SON 4 YILDA YÜZDE 30.5'TEN 35 ÇIKTI'
Balkız, “Sosyal Güvenlik Kurumu’nun sorunu topladığı gelirler ile harcamaları birbirini tutmuyor. Harcamalar anormal derecede. Gerek sağlık harcamaları gerekse emeklilere verilen ücretler toplanan primi karşılamıyor. Bu nedenle ne yapılıyor? Buraya genel müdür geldiği zaman öncelikle şunu düşünüyor, ‘Ben SGK’yı en az zararla nasıl kapatırım’. Bunun için iki yol var. Birincisi, çalışanların, emeklilerin maaşlarını azaltmak. İkincisi ise, burada kayıt dışı çalışanları önlemek. Kayıt dışı çalışanları önleyebiliyor mu? Hayır, önleyemiyor. Çünkü 2018’de kayıt dışı çalışanların oranı yüzde 30,5’ti. Bugün yüzde 35 civarında. Demek ki bunu önleyemiyorsunuz, bunu önlediği zaman SGK zarar etmez. SGK’nın asıl sorunu, buradaki işçinin, memurun, çalışanın maaşına göz dikmek, azaltmak değil. Asıl olan kayıt dışılığı önlemek. Asgari ücretten alınan primi düşünün, 1501 lira. Bir kişiden alınacak prim ücretiniz bu. Bunu 4 milyon kişi ile çarpın o zaman SGK’nın burada bütçenin ‘kara deliği’ gibi nitelenmesine gerek olmuyor.” ifadelerini kaydetti.
'10 BİN GÜNE DE ÇIKARSANIZ VERİM ALAMAYACAKSINIZ'
Emeklilik için prim gün sayısının yıldan yıla artırılmasının nedeninin SGK’nın zarar etmesinin önüne geçmek olduğunu kaydeden Balkız, şu değerlendirmeyi yaptı:
"4447 sayılı yasa çıkarken ‘mezarda emeklilik’ olarak nitelendirildi. Oradaki tesadüf şuydu, 1999 depremine denk geliyordu. O depremin ertesinde maaş bağlama sistemi getirdiler. O günün Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı ‘Biz burada maaş bağlama sistemini artırıyoruz, prim ödemeyi artırıyoruz. Ancak 25-30 sene SGK kendi yağı ile kavrulacak. Hiçbir şeye muhtaç olmayacak’ demişti. Bırakın 25 yılı, 25 ay bile sürmedi. 25 ay sürmeden 5-6 kez SGK’da yasalar değişti. Daha önceki 1999’da 5000 günden emekli olunabiliyordu, 2000’den sonra başlayanların prim gün sayısı 7000 güne çıkarıldı. Denildi ki, prim gün sayısı az. 01.10.2008’den sonra da 7200 güne çıkarıldı. Şu anda hala 7200 gün sayısı emekli olmak için devam ediyor. SGK’da primler artırıldı, 5000 günden 7200’e çıkarıldı. Bunun gerekçesi neydi? SGK zarar etmesin ama siz idareyi güzel yapmazsanız, 7000 bin gün değil 10 bin güne de çıkarsanız verim alamayacaksınız. Yağı ile kavrulamıyor. Kavrulamadığı gibi her yıl da bütçeden aldığı pay daha da fazlalaşıyor.
Ekonomik krizin herkese etkisi olduğu gibi SGK’ya da etkisi var ancak, biz bunu sadece, krize endeksleyemeyiz. Krizden önce de zaten bunlar vardı. 1970’lere kadar SGK’nın malı anormal derece de fazlaydı, hazineye yardım ediyordu. O gün emekli sayısı az olduğundan dolayı, nüfusu azdı. O dönemlerde SGK para biriktirdi, mal mülk aldı, arsa aldı ama ondan sonra gelen iktidarlar SGK’nın arsalarının hepsini sattılar.”
'EMEKLİLER PARKLARA TERK EDİLMİŞ DURUMDALAR'
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın emekli aylıklarının 7 bin 500 liraya yükseldiğini açıklamasının ardından Millet İttifakı Cumhurbaşkanı adayı ve CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, geçtiğimiz günlerde Cumhurbaşkanı olduğunda bayram ikramiyelerinin 8 bin 500 lira olacağı yönündeki emeklilere vaatte bulundu.
Balkız, emekli aylıklarına yönelik şunları söyledi:
“Emeklilerimize verilen 7 bin 500 lira hatta 8 bin 500 lira azdır. Çünkü emekliler, yağmurda yaşta çamurda kışta kıyamette Türkiye’nin kalkınması için çalışmışlar. Çoğu 25 yıl çalıştı; yazın ter dökmüş, kışın soğuklarda üşümüş. Bu çalışma koşullarında kendilerine verilecek ücret en azından insanca yaşayacak değerde, bir tutarda olmalı. 4 sene önce bayram ikramiyeleri vardı, muhalefetin tepkisi ile verildi. 4 senede sadece 100 lira artırıldı. Bu senede 900 lira artırılarak 2 bin liraya çıkarıldı. Daha önce bin lira verdikleri zaman Kurban Bayramı’nda o emekli bir kurban alabiliyordu.
Bugün için 8 bin 500 lira Sayın Kılıçdaroğlu’nun bugün önerdiği ikramiyeler fazla değildir. Bu abartılı bir durum değildir, emeklilerin insanca yaşamaya hakkı vardır. Emeklilerin de tatil yapmaya hakkı vardır, emeklilerin barınmaya ihtiyaçları vardır. Emeklilerin huzurevinde kalmaya, arkadaşları ile görüşmeye hakkı vardır. Bugün emekliler deyim yerinde ise parklara terk edilmiş durumdalar. Emekliler bir kafeye gidemiyorlar, bir çay içemiyorlar, parklarda buluşuyorlar. Böyle bir sistem olamaz.”
'400 BİN KİŞİ EMEKLİLİKTEN MAHRUM KALDI'
Emeklilikte yaşa takılanlara (EYT) ilişkin düzenlemenin Resmi Gazete'de yayınlanarak yürürlüğe girmesi ile emeklilik başvuruları devam ederken en düşük emekli maaşının 7 bin 500 TL'ye çıkarıldı. BAĞ-KUR’da emekli olmak için kadınlarda 20 yıl 7200 gün, erkeklerde 25 yıl 9000 günün tamamlanması gerekir. BAĞ-KUR’lu yurttaşların, hak kaybı yaşadığını anlatan Balkız, şu açıklamayı yaptı:
“BAĞ-KUR’lular emekliler içerisinde mağdur olan bir kesimdir. BAĞ-KUR, 01.10.1972 tarihinde kuruldu. Kurulduğun günden bu zamana kadar BAĞ-KUR’lular yüksek prim ödeyerek emekli oluyorlardı. BAĞ-KUR kurulduğundan beri kadınlar 20 yıl 7200 gün, erkekler de 25 yıl 9000 günden emekli oluyorlardı. Şimdi bu BAĞ-KUR’luların aleyhinde gelişen bir durumdur. Çünkü pandemi döneminde, arkasından deprem krizi ile BAĞ-KUR’lu esnaf kar etmese de zarar etmesin diye çalıştılar.
Şimdi bir de bunlardan en düşük BAĞ-KUR primi 3 bin 247 lira. Yani asgari ücretin yüzde 34,5 oranında. Eğer prim borcu falan yoksa 29,5 oranına düşüyor. Bir BAĞ-KUR’lu düşünün, deniliyor ki BAĞ-KUR’luların emekli olunca az maaş alıyor, SSK emeklisi biraz daha fazla maaş alıyor diye herkes BAĞ-KUR’dan SSK’dan emekli olmaya çalışıyor. Bu aslında yanlış bir olay. BAĞ-KUR’un emekli maaşı düşük değil, BAĞ-KUR’da daha önce basamak sistemi vardı, o basamak sisteminde belli bir basamakta kalıyordunuz, o basamağı arttırmak zorundaydınız.
'SGK BAĞ-KUR'LUYA GEL HELALLEŞELİM DİYOR AMA PİRİMİNİ YOK SAYIYOR'
Şimdi, asgari ücrete endekslediler. Asgari ücretin üzerinde ödeyen BAĞ-KUR’lu yok. Zaten ödeyemiyor. 2018’de 2019’da 2020’de 2021’de 2022’de BAĞ-KUR’luların ödeyemedikleri borcun faizinden vazgeçiliyordu. Bu sene, hizmet dondurması diye bir olay var BAĞ-KUR’da. Diyelim ki, 7-8 yıl primini ödeyememiş birisine SGK, 120 bin lira borç çıkarmış. Diyor ki BAĞ-KUR’luya; ‘Gel arkadaş, seninle helalleşelim. Ben alacağım 120 bin liradan vazgeçiyorum. Sen de bu priminden vazgeç hiç çalışmamış gibi’ ama ‘Ben sana kıyak yapayım’ diyor SGK. O kıyak da şöyle, ‘Ben bu hizmetini dondurayım. Dondurduktan sonra senin elinde para olursa gel buna ihya et’ diyor. Yani yeniden satın al diyor. Bu sene 2023’te yapılandırmada çıktı aynı şekilde.
Yapılandırma çıktı ama asgari ücrete bağlı olarak çıktı. Onda da günlüğü 115 liradan borçlandırılıyor. Düşünebiliyor musunuz, 3600 gün dondurmuşsunuz. İhya etmek için ne kadar prim ödeyeceksiniz 414 bin lira. Esnafın parası yokmuş ki dondurmuş, şimdi param yok diye donduruyor. Siz diyorsunuz ki ‘bana 414 bin lira ver, ben senin primlerini sana geri vereyim’. Bir sürü kişi bankalara gidip kredi almaya çalıştılar, baktılar ki olmuyor. Bankanın alacağı geri alacağı faizli para maaşının üzerinde olduğu için 400 bine yakın kişi emeklilikten mahrum kaldı.”