"Asgari ücret işçiyi de patronu da memnun etmiyorsa..." dedi asıl gerçeği açıkladı

Merkez Bankası eski Başekonomisti Prof. Dr. Hakan Kara, asgari ücrete ilişkin çarpıcı bir değerlendirmede bulundu.

Hükümetin "enflasyona ezdirmedik" iddialarıyla duyurduğu 28 bin 75 liralık net asgari ücret, piyasada karşılık bulmadı. Milyonlarca ücretli çalışan, açlık sınırının dahi altında kalan bu rakamla hayatta kalma mücadelesi verirken; küçük ve orta ölçekli işletmeler (KOBİ) ise artan yükü taşıyamayacaklarını savunuyor.

Böylece 2026 yılı için belirlenen yeni asgari ücret hem sofrasındaki ekmeği azalan emekçiyi hem de maliyetler altında ezilen küçük işletmeciyi mutsuz etti. Diğer yandan sermaye kesimi de maliyeti yüksek buldu.

Ekonomideki bu "kaybedenler kulübü" tablosuna, Bilkent Üniversitesi Öğretim Üyesi ve Merkez Bankası eski Başekonomisti Prof. Dr. Hakan Kara’dan çarpıcı bir yorum geldi. Kara, sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı paylaşımda, bir ekonomideki en büyük yapısal sorunu şu sözlerle özetledi:

"Bir ekonomide ücret artışı ne çalışanı ne de işvereni memnun ediyorsa, ortada ya ciddi bir gelir/kaynak dağılımı sorunu vardır ve/veya verimlilik düşüktür. Ya da bir taraf doğru söylemiyordur."

GELİR DAĞILIMINDAKİ DEV UÇURUM: ZENGİN DAHA ZENGİN

Hakan Kara’nın işaret ettiği "gelir dağılımı sorunu" güncel verilerle de tescillenmiş durumda. Türkiye'de en zengin %20'lik kesim toplam gelirin neredeyse yarısını alırken, en yoksul %20'lik grubun payı %6 civarında seyrediyor. Milyonlarca emekçi, ürettiği değerden aldığı payın her yıl daha da azaldığını görüyor.

VERİMLİLİK DÜŞÜK, FATURA EMEKÇİYE KESİLİYOR

Ekonomideki bir diğer tıkanıklık noktası ise verimlilik düşüşü. Teknolojik dönüşümün yetersiz kalması ve sanayi üretimindeki durgunluk, işletmelerin kâr marjlarını baskılarken, işverenler bu daralmanın faturasını genellikle çalışanların maaşlarını baskılayarak kesmeye çalışıyor. Kara’nın analizi, bu kısır döngünün hem işçiyi açlığa mahkum ettiğini hem de işvereni "maliyet" şikayetinden kurtarmadığını gösteriyor.

KİM DOĞRU SÖYLEMİYOR?

Kara’nın paylaşımındaki en dikkat çekici nokta ise "Ya da bir taraf doğru söylemiyordur" ifadesi oldu. İşveren sendikaları maliyetler nedeniyle iflasların eşiğinde olduklarını iddia ederken, banka kârları ve dev şirketlerin bilançoları rekor kırmaya devam ediyor. Diğer tarafta ise iktidar, halkın alım gücünün arttığını savunsa da mutfaktaki yangın her geçen gün büyüyor.

Hakan Kara’nın uyarısı, Türkiye'nin bir "ücret krizi" değil, bir "bölüşüm krizi" yaşadığını gösteriyor. Halkın cebindeki para erirken, servetin belli ellerde toplanması bu krizin ana sebebidir.

Ekonomi Haberleri