Türk Lirası'nın hızla değer kaybetmesi, enflasyon ve hayat pahalılığı vatandaşın boğazını sıkmaya devam ediyor. Esnaf ise ekonomik kriz karşısında çaresiz kalmış durumda. Aksaray’da esnaf, ekonomik kriz nedeniyle yaşadığı sorunları anlattı.
'Eskiye göre kârımız çok düştü'
Aksaray’daki kapalı çarşıda erkek giyim mağazası işleten Sadullah Çoban, şunları söyledi:
“Aksaray’da bir esnafım. Erkek spor giyim üzerine bir dükkanımız var, erkek giyim ile uğraşıyoruz, yani gençlere hitap ediyoruz. Bir buçuk yıldır bu işi yapıyorum, elimizden geldiği kadar gençlere hizmet vermeye çalışıyoruz. İlk başladığımla durum şu an çok farklı. Geçen yıl aldığımız pantolonları, örnek veriyorum, bu yıl üç katına alıyoruz. Bu da insanları zorluyor. Yani biz de üç katına, üç buçuk katına aldığımız için kârımızı ona göre koyuyoruz. İnsanların alım gücü şu anda çok düştü, bizim eskiye göre kârımız çok düştü. Aldığımıza göre satamıyoruz. İnsanlara çok pahalı geliyor. Mesela geçen yıl kendi eşim, dostum, arkadaşım geliyordu dört, beş tane pantolon alıyordu, ‘Değişe değişe kullanmak için’ diyerek. Şu anda geliyor vatandaş, bir taneyi zor alıyor ya da alamıyor. Hatta bayrama az kaldı, adam geliyor, bir pantolon bir tişört alabilirse alıyor.
'Umudumuz gurbetçi gelirse gurbetçiden yana'
İşlerin düzeni çok kötü. İş hiç yok. Bayramda olur mu diye umut ediyoruz. Bizim Aksaray gurbetçisi çok olan bir il ama henüz gurbetçilerden de gelen yok. Umudumuz, bayramdan sonra gurbetçi gelirse gurbetçiden yana. Yerli vatandaşın alım gücü zaten hiç kalmadı, bunu herkes biliyor. ‘Alıyoruz’ diyenler var ama bunlar bence kendini kandırıyorlar. Bu işi yapan biziz. Geçen yıl 30 liraya tişört satıyordum, bu yıl tişört 100 lira. Geçen yıl 100 liraya pantolon satıyordum, bu yıl pantolon 350 lira, daha 400 liraya pantolon var mesela. İnsanların alım gücü bitti diyebiliriz.
'Ülkemizin gittiği düzen iyi değil'
Hala ‘Ülkemizin durumu, ekonomisi çok güzel’ diyen insanlar var, gözlerini açmalarını istiyorum artık. İyi olan neymiş, yani her şey üç dört katı oldu. En kötü zam gelen, iki katı geliyor. Kaliteli ürün satıyoruz elimizden geldiği kadar ama artık kaliteli ürün de satamayacağız herhalde insanlara. Çünkü bir tane çorap 20-25 lira, pahalı geliyor. Artık kaliteli de satamayacağız. Böyle giderse insanlar ne yapacak bilmiyorum. Zor ama ülkemizin gittiği düzen iyi değil. Durum çok kötü, inşallah Allah sonumuzu hayır etsin. İyiye gider diye temenni ediyoruz. Şu anda cebimize kalma diye bir şey yok, dükkandaki kendi sermayemizi koruyabilirsek çok güzel bir şey. Satıyorsun, gidiyorsun, sattığın fiyatın 10 lira aşağısına, 15 lira aşağısına toptancıdan kendimize alıyoruz. Zaten arada kalan para da işte giderimize harcanıyor. Dükkanımızdaki ürünleri, kendi sermayemizi koruyabilirsek buna şükrediyoruz. Şu anda çeşidi takip edersen, müşteriye iyi bakarsan, müşteriyle ilgin alakan iyi olursa müşterin varsa o şekilde olur. Öyle değilse esnafın da hali çok kötü, vatandaşın hali de çok kötü. Zaten her şey zincirleme ülkemizde.”
'Alt tabakayı bitirmesinler'
“Küçük esnafın durumu bitti bitecek. Sağ olsunlar devlet büyüklerimiz, nasıl yapıyorlarsa artık bütün büyük alışveriş merkezlerini destekliyorlar gibi” diyen Sadullah Çoban konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Onlar kazanıyor parayı, şu anda her şeyi onlara döndürdüler. Sağ olsunlar, küçük esnafın hali perişan. Böyle nereye kadar gideceğini biz de bilmiyoruz. Bu şekilde olursa zor yani. Bu şekilde bir, bir buçuk sene daha gider, o da iyi dayanırsan öyle. Devlet büyüklerimize sesleniyorum; eğer beni duyabiliyorlarsa bu vatanın içinde, bu ülkenin içinde yaşayan sadece yüzde 20’lik kesim değil, yüzde 100’lük bir kesim var. Yüzde 20’lik zenginlere kazandırmak yerine en alt tabakayı da biraz daha düşünsünler, küçük esnafı düşünsünler, insanlarımızı düşünsünler. Yüzde 20’lik en zengin kısmı daha da zengin etmeye çalışıp alt tabakayı bitirmesinler, ezmesinler; bunu istiyoruz.”
'Krizler bitmiyor'
Aksaray’da iç çamaşırı satan Huri Aydın da şöyle konuştu:
“Aksaray’da iç giyim dükkanında kadın işletmeciyim. 2016 yılından itibaren burada esnafım. Şu an işlerimiz çok kötü, kan ağlıyoruz. Çünkü vatandaşta para yok. Her şey çok pahalı, durmadan ürünlerimize zam geliyor. Gelen zamların önüne kimse geçmiyor, geçemiyor. Daha doğrusu geçilmiyor mu onu da bilmiyoruz. Alım gücü kalmayınca çark dönmüyor ve biz borçlarımızı dahi ödeyemiyoruz, ödeyemeyecek haldeyiz. Gerçekten bütün içtenliğimle söylüyorum; ben kendim 2016 yılından itibaren kendi dükkanımı çevirmiyorum, bu haldeyim, bu bir gerçek. Diğer zamanlarda da pandemiydi, ondan önce 15 Temmuz olayları vardı, darbe oldu ve hep krizler önümüze geçiyor, bitmiyor.
'Klimamızı müşteri gittikten sonra kapatıyoruz'
Ürünlere gelen zamlar aylığa döndü. Normalde sene de iki defa zam gelirdi, yıl başında ve ondan 6 ay sonra ve gelmeden önce firmalar bize haber verirdi, ‘Ürüne zam gelecek bilginiz olsun, stok yapmak ister misiniz’ denilirdi. Bu zamlarda da ürün fiyatı en fazla 3 ile 5 TL oynardı. 10,90 TL’den sattığım basit bir atletin fiyatı şu an 134 TL. Sattığımız ürünlerin şu an bir tanesini zor satıyoruz. Faturalarımız çok fazla arttı. Şu an klimamızı müşteri gittikten sonra kapatıyoruz, o haldeyiz. Klima açmadığımız halde son gelen elektrik faturamız 600 küsur liraydı. Evi hiç söylemiyorum, eve daha fazla geliyor ve bin TL’den az fatura hiç ödeyemedik.
'Kimsede yok, çark dönmüyor'
Kadın esnaf olarak her türlü zorlukla karşılaşıyoruz. Öncelikle alım gücümüz düştü, ürün alamıyoruz, sattığımız ürünleri yerine koyamıyoruz ve ödemesini yapamıyoruz. Bir bankaya gittiğimiz zaman, 1,90’dan başlayan faizlerle biz burayı çeviremeyiz. Gurbetçilerin gelmesini dört gözle bekliyoruz. Almancı gelecek, alışveriş yapacak, herkes onu bekliyor ve maalesef onların alışverişi bizi kurtarmayacak. Onların parası ile bizim ürünlerimiz eşit bantta. Geçen yıl onların 100 eurosuna iki set verirken şu an bir set veremiyoruz. Vatandaşın tepkisi; çoğu alamıyor, dükkana giriyor, bakıyor, çıkıyor. Çok ihtiyacı olan üç tane alacağına bir tane alıp çıkıyor. Onda yok, bende yok, kimsede yok. Çark dönmüyor. Bu böyle gitmez. Belki kurumsallar ve köklü mağazalar kalacak ama böyle giderse biz de gideriz, kapanırız. İstediğim tek şey, düzen değişsin, birileri çıksın zamlara ‘dur’ desin. Sistem değişmek zorunda. Evet, dünyada kriz var ama buradaki insanların alım gücü çok çok düştü ve yiyecek alamayacak durumdalar. İç giyim almak lüks oldu. Ben, şahsım adına alışveriş yapmaya korkuyorum. İşletme sahibi olarak alışveriş yapmaktan korkuyorum, çünkü ufacık bir şey dünyanın parası tutuyor.”