'AKP, kömür ve doğalgaz lobisine boyun eğdi fatura vatandaşa kesilecek'

Elektriğe 'zam geldi gelecek' derken bir gece yarısı EPDK’nın Resmi Gazete’de yayınlanan iki kararı ile enerji bedeli hesaplamalarında değişiklik yapıldı. Değişikliği halktv.com.tr'ye değerlendiren Elektrik Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Özdağ, 'Kömür ve doğalgaz lobilerinin baskına boyun eğildiğini' er ya da geç faturaların katlanarak vatandaşın sırtına yükleneceğini söyledi.

20 yıldır sistemli bir şekilde ithal kömür ve doğalgaz ile üretim yapan santrallerin teşvik edildiğini belirten EMO Yönetim Kurulu Üyesi Elektrik Mühendisi Mehmet Özdağ, "15 Ekim gününe kadar elektriğin piyasa takas fiyatında üst limit 718 lira iken bir gecede bu rakam 1078 liraya çıktı. EPDK kararı bize şunu gösteriyor; Enerji Bakanlığı, kömür ve doğalgaz lobilerinin baskısına boyun eğmiş hem de o kadar sıkışmış ki Ekim ayının bitmesini bile beklememiş. Yani 16-31 Ekim tarihlerini kapsayacak şekilde piyasa takas fiyatlarının üst limitini yüzde 50 oranında arttırmıştır” diye konuştu.

Bir kaç gün önce Resmi Gazete'de yayımlanan iki karar vardı. Bu kararlar ile elektrik tavan fiyat limitini yüzde 50 oranında arttırılarak megavatsaat başına 1078.-TL’ye çıkarıldı. Bir gece yarısı yapılan bu düzenlemede amaç ne? Bu yeni uygulama vatandaşa nasıl yansıyacak?

EMO Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Özdağ: Nasıl ki benzine ve ya motorine zam geleceği zaman akaryakıt bayileri kendileri zam yapamıyorlar. Elektrik şirketleri de kendi başlarına elektriğe zam yapamazlar. 2008 yılından beri elektrik tarifeleri yılda 4 kere ilan ediliyor. Her yıl 1 Ocak, 1 Nisan, 1 Temmuz ve 1 Ekim tarihlerinde elektrik tarifeleri yayımlanır. İki kere uygulama dışına çıkıldı. İlki 2018 yılının 1 Temmuz'unda açıklanması gereken tarife açıklanmadı ve 1 Ağustos ve 1 Eylül'de 2 kere üst üste zam geldi. İkincisi ise 2021 yılının 1 Ekim tarihinde oldu. Elektriğe zam geldi gelecek derken hükümet zam gelmeyeceğini söyledi ama 1 Ekim tarifesi halen yayınlanmadı.

İthal kömür ve doğalgaz ile elektrik üreten santrallerin bir süredir artan maliyet nedeni ile Enerji Bakanlığı'na baskı yaptığını belirten Özdağ '15 Ekim gecesi piyasadaki elektrik tavan fiyatlarının hesaplanmasının yapıldığı yöntem Resmi Gazete'de yayımlanan Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu'nun (EPDK) kararı ile değiştirildi.

https://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2021/10/20211015-5.pdf

https://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2020/10/20201006-12.pdf

EPDK’nın bu yeni formülüne göre; yeni tavan fiyat; 2.000 TL’yi aşmamak üzere içinde bulunulan takvim ayı esas alınarak iki ay önceki takvim ayından itibaren geriye dönük 12 aylık Piyasa Takas Fiyatı ağırlıklı ortalamasının üç katı olarak belirlendi.. Eskiden bu PTF’nin 2 katıydı. Yani 15 Ekim gününe kadar elektriğin piyasa takas fiyatında tavan fiyat 718 lira iken 3 ile çarpılınca fiyat 1078 liraya çıktı.

'Enerji Bakanlığı baskılara boyun eğdi'

15 Ekim tarihli EPDK kararı bize şunu gösteriyor; Enerji Bakanlığı, kömür ve doğalgaz lobilerinin baskısına boyun eğmiş hem de o kadar sıkışmış ki Ekim ayının bitmesini bile beklememiş. Yani 16-31 Ekim tarihlerini kapsayacak şekilde piyasa takas fiyatlarının üst limitini yüzde 50 oranında arttırmış ve hesaplama yöntemini de PTF ortalama2 kattan 3 kata çıkartmıştır.

Bu tarife yayınlandığından beri piyasanın ortalama elektrik fiyatı arttı. Bu fiyat havalar daha fazla soğumaya başladığında çok daha artacak. Bu da er ya da geç vatandaşa zam olarak yansıyacak. Hesaplama yönteminin değişmesi elektrik üreticilerinin sürekli yüksek fiyatlarla elektrik satmasının önünü açıyor ve üreticiden elektriği zamlı alan dağıtım şirketleri ve görevli tedarik şirketleri de tüketiciye de zamlı olarak yansıtacaktır.

'Kamu (EÜAŞ) bu yükü artık tolere edemez'

Piyasada tüketilen elektriğin yüzde 17'sini kamu şirketi olan Elektrik Üretim Anonim Şirketi vasıtası ile devletin karşıladığını ifade eden Mehmet Özdağ, yapılacak zam oranını net olarak söyleyemeyeceklerini belirtti. EÜAŞ aracılığı ile devletin bir süre piyasayı sübvanse edeceğini söyleyen Özdağ fakat piyasadaki elektriğin yüzde 83'nü de özel sektörün ürettiğinin altını çizerek kamunun bu yükü tolere etmesinin artık imkansızlaştığını söyledi.

'Bizi doğalgaz ve ithal kömüre mahkum ettiler'

2010 yılından 2021 yılına kadar ithal kömür ile çalışan santrallerin kapasitesi tam 3 kat arttı. Yine bu dönemde doğalgaz termik santrallerinin kapasitesi de nerdeyse 2 kat arttı. Hükümet bu tür santralleri kurdurarak bizi doğalgaz ve ithal kömüre mahküm etti. Biz EMO olarak vatandaş açısından bakınca bu elektriği devlet kendisi üretseydi. Hiç değilse elektriğin yüzde 17'si yerine yüzde 80'nin başından beri devlet üretseydi. Hem maliyetler bu kadar artmayacak hem de kömür ve doğalgaz lobilerinin baskısına maruz kalınmayacaktı. En büyük problem elektrikte özel sektöre bağımlı olmamız. Elektrik dağıtım sektörünün yüzde yüzü, elektrik üretiminin de yüzde 83'ü özel sektörün elinde. Vatandaş Ahmet'e ve ya Ayşe'ye kesilen 100 liralık faturanın yaklaşık 52 lirası enerji bedeli olarak büyük oranda elektrik üreticisi firmalara, 29 lirası dağıtım bedeli olarak yine özel firmalara, yaklaşık 19 lirası da devlete vergi olarak gidiyor. Düşüne biliyor musunuz vatandaş elektrik üretici firmalar ile elektrik dağıtan firmalara çalışıyor. Elektrik fiyatlarına yapılacak 1 kuruşluk zam 2020 yılı verilerine göre 2.3 milyar liranın şirketlere transfer edilmesi anlamına geliyor. Örneğin 1 kuruşluk zam elektrik dağıtım bedeline yapılırsa elektrik dağıtım firmaları 2.3 milyar lira kazanacak. Kaldı ki bizde 1 kuruşluk zamlar yapılmıyor çok daha fazla yapılıyor.

'Tüm düzen elektrik firmalarının kar etmesi için kuruldu'

Elektrik şirketleri kar etsin diye AKP 20 yıldır elektrik tüketimini çılgınlar gibi pompaladı. 400'ün üzerinde elektrik canavarı AVM'ler kuruldu. Yapılan bütün bakanlık binaları, şehir hastaneleri, kamu kurumları inanılmaz elektrik harcıyor. Beştepe’deki saray neredeyse Bayburt kadar elektrik tüketiyor. İthal kömür ve doğalgaz ile elektrik üretim santrali kurmalarına izin verilen özel şirketlerin ürettiği elektrik alınsın karlarına kar katılsın diye kamuda elektrik tasarrufu içeren projeler hayata geçirilmedi aksine deli gibi elektrik harcayan yapılar kuruldu, mevcut kamu binaları enerji verimli hale getirilmedi.

Bir an önce kamuya karşı yükümlülüklerini yerine getiremeyen dağıtım şirketleri ve elektrik üretim şirketlerinin mutlaka kamulaştırılması gerekiyor. Çünkü elektrik sektöründe kamu ağırlıkta olunca maliyetler farklı, özel şirketler belirleyici olunca farklı, vatandaş olarak bizler elektrik faturalarımız üzerinden özel şirketlerin pek çok yönetim gideri ve faaliyet dışı giderini de karşılamak zorunda kalıyoruz.

Ekonomi Haberleri