Depremlerin büyük yıkıma neden olduğu 11 ilde ilk günlerde yaşanan büyük hareketlilik yerini derin bir sessizliğe bıraktı. Yaşadığı sokağı, mahalleyi, ilçeyi, şehri terk eden depremzedeler, farklı şehirlere göç etmeye başladı. Kimi ilçelerdeki ve köylerdeki akrabalarının yanına büyük bir kısmı ise başta Ankara, İstanbul ve İzmir olmak üzere batıdaki şehirlere gitti. Depremden bir gün önce 11 ilde sinyal veren 2,5 milyon cep telefonunun depremden birkaç gün sonra başka şehirlerden sinyal verdiği tespit edildi. Bu sayıya telefonu olmayan çocuklar dahil edildiğinde yaşanan göç tablosunun büyüklüğü ortaya çıkıyor.
485 bin 682 kişi tahliye edildi
Bu arda bölgesindeki son durum ile ilgili açıklamalarda bulunan AFAD Başkanı Yunus Sezer, bölgeden 485 bin 682 kişinin tahliye edildiğini duyurdu. Sezer, "Hava, kara, deniz ve demir yoluyla tahliye çalışmalarımız devam ediyor. Tahliye merkezine müracaat edip tahliye olan vatandaşlarımızın sayısı 392 bin 287’ye ulaşmış durumda. Tahliye merkezlerine ulaşmadan gidenleri de ekleyince toplam 485 bin 682 kişi tahliye edilmiş durumda " ifadelerine yer verdi.
İstanbul, Ankara, İzmir’e göç edenlerin sayısı konusunda resmi bir bilgi olmamakla birlikte, Mersin’e 400 bin, Antalya’ya 150 bin, Muğla’ya 50 bin, Elazığ’a 40 bin, Eskişehir’e 20 bin kişinin göç ettiği açıklandı. Uzmanlara göre yaklaşık 5 milyonu bulan göç hareketi göç alan şehirlerin alt yapısını derinden etkileyecek. Nüfusun arttığı kentlerdeki altyapı, konut, eğitim, sağlık, ulaşım, istihdam konusunda ciddi sıkıntılar yaşanacağını vurgulayan uzmanlar, devletin ivedilikle ciddi önlemler alması gerektiğini vurguluyor. Diğer yandan göç nedeniyle deprem bölgesinin tarımsal ve sanayi üretiminin de olumsuz etkileneceği belirtiliyor. Bölgedeki birçok sanayi kuruluşunun nitelikli iş gücü kaybı nedeniyle üretimde sıkıntılar yaşayacağı tartışılırken, TÜGİAD Genel Başkanı Nilüfer Çevikel, “Göç nedeniyle bölgedeki firmaların istihdamla ilgili büyük sorunları olacak” ifadelerini kullanıyor. Prof. Dr. Yusuf Demir ise göç nedeniyle tarımsal üretimin büyük risk altında olduğunu vurgulayarak önlem alınması gerektiğini dile getiriyor.