Hükümetin önümüzdeki üç yılı kapsayan 2018-2020 Orta Vadeli Program (OVP) hedefleri döviz kurlarındaki ani yükselişle birlikte bir günde adeta çöktü. Hükümetin 2018 yılı için 3.73 TL olarak öngördüğü dolar kuru daha 2017 bile bitmeden bu seviyeyi aştı. Sözcü'den Erdoğan Süzer'in haberine göre, OVP ve OVMP'nin (Orta Vadeli Mali Plan) daha mürekkebi bile kurumadan döviz kuru kaynaklı ciddi sapma riskleri belirdi. Hükümete göre dolar kuru bu yıl ortalama 3.58 TL, gelecek yıl 3.73 TL, seçimlerin yapılacağı 2019 yılında 3.92 TL olacak ve 2020 yılında da 4 TL sınırını aşarak 4.02 TL düzeyinde kalacaktı. Buna göre de dolar bazında Türkiye'nin milli geliri bu yıl 863 milyar dolardan 847 milyar dolara düştükten sonra 2018 yılında 923 milyar dolara, 2019 yılında 988 milyar dolara ve nihayet 2020 yılında 1 trilyon dolar sınırını aşarak 1 trilyon 74 milyar dolara yükselecekti.
Ancak, Kuzey Irak referandumu ve güney sınırlarımızda yaşanan sorunlar yüzünden zaten diken üstünde duran döviz kuru, en son ABD ile vize krizinin patlak vermesiyle bir anda hızlı yükselme trendine geçti. İlk gün 3.80 TL seviyelerini aşıp hızlı dalgalı bir seyir izleyen dolar kuru daha şimdiden 2018 yılı için öngörülen OVP hedeflerinin üzerinde seyretmeye başladı.
KİŞİ BAŞINA GELİR DÜŞECEK
Dolarda hedeflenen seviyenin çok üzerine çıkılması özellikle dolar bazında milli gelir, kişi başına düşen gelir, cari açık, enerji ithalatı, bütçe açığı, enflasyon, işsizlik ve büyüme gibi çok kritik hedeflerin bozulmasına yol açabilecek. Ayrıca, 2020 yılı için hedeflenen 1 trilyon doların üzerindeki milli gelir seviyesi hayal olarak kalmaya devam edecek.
Hükümet 2023 yılında kişi başına gelirimizin 25 bin dolara çıkacağını kamuoyuna ilan etmişti. Ancak dolar kurunun geldiği seviye, böyle bir hedefin de daha uzun yıllar hayal kalacağını, daha da kötüsü birbiri ardına yapılan büyük revizyonlarla 10 bin dolar seviyesine taşınan kişi başına gelirin yeniden tek haneli rakamlara gerileme riskini işaret ediyor.
ENFLASYON ARTACAK AÇIK BÜYÜYECEK
Kurdaki artış, başta petrol fiyatları olmak üzere ithalat kaynaklı ciddi fiyat artışlarına neden olduğu için enflasyon yükseliyor. Yükselen enflasyon faizleri, dolayısıyla kredi maliyetlerini artırıp yatırım iştahını düşürüyor. Bu yıl 27.2 milyar dolarlık enerji ithalatı yapan Türkiye, bu ithalatını gelecek yıl 35 milyar dolara, 2019'da 42 milyar dolara yükseltecek. Dolar bazında yapılan bu ithalat bütçe açığının daha da artmasına neden olacak. Fiyat artışları yüzünden vatandaş daha fazla dolaylı vergi ödemek zorunda kalırken, bütçe bu sayede ek gelir elde edecek.