Analistler hem enerji fiyatlarındaki artışın üretim maliyetlerini yükseltmesi, hem de elverişsiz hava şartlarının üretimi baltalaması nedeniyle tahıl fiyatlarındaki artışın süreceği uyarısı yapıyor. Geçtiğimiz hafta ilkbahar buğdayının fiyatının buşel başına 10 doların üzerine çıkması, buğday vadeli kontratlarının da Kuzey Amerika'dan Rusya’ya kadar birçok bölgede kuraklığın mahsulü olumsuz etkilemesi ve küresel stoklarda azalma tehdidi nedeniyle yeni zirveler görmesi gıda enflasyonu endişelerini artırıyor.
'Tahıl fiyatlarında artışın sürmesi bekleniyor'
Uluslararası vadeli işlemlerde buğdayın fiyatı son 1 yılda yüzde 30 artarken, mısır fiyatları yüzde 43, şekerin fiyatı yüzde 35, kahve fiyatları da yüzde 95 yükseldi. Birleşmiş Milletler Tarım Örgütü (FAO) Gıda Endeksi eylülde, geçen yılın aynı dönemine oranla yüzde 32.8 arttı. FAO’nun tahıl endeksi yüzde 27.3, yağ endeksi ise yüzde 60 yükseldi. Agflasyon, birçok hükümet için giderek daha önemli bir konu haline gelmeye başladı. Özellikle insanların gelirinin önemli bir bölümünü gıdaya harcadığı az gelişmiş ya da gelişmekte olan ülkelerde, agflasyonun gıda güvenliğini tehlikeye sokabileceği ve toplumsal huzursuzluğa neden olabileceği belirtiliyor.
Çin tetikledi
‘Agflasyonu’ yeniden dünya gündemine taşıyan gıda fiyatlarındaki küresel ralliyi 2019’da Çin tetikledi. O dönemde, Afrika domuz ateşi hastalığı ülkenin domuz sürüsünü yok etmiş ve sürülerin yeniden büyümesi için devasa boyutta hayvan yemi ithal edilmesi fiyatların uçmasına neden olmuştu. Daha sonra 2020’nin hemen başında patlak veren COVID-19 salgını döneminde karantina altındaki ülkelerin ihracatlarını kısması ve değişen yaşam standartlarının talebi patlatması, başlıca üreticilerde olumsuz hava şartlarının mahsulü vurması ve bunlara etlenen lojistik sıkıntılar fiyatları rekor seviyelere getirdi.