Öğretmenlerin sosyal medya hesaplarındaki öğrenci paylaşımlarına yönelik uyarılar devam ederken, ABD'de yapılan bilimsel araştırma çocukları bekleyen riskleri gözler önüne serdi. Bilimsel yayın yapan "Journal of Research on Technology in Education" dergisinde de yayımlanan "Amerika Birleşik Devletleri'ndeki Okul Bölgelerinin Medya Yayın Politikaları" başlıklı araştırmanın sonuçları, öğrencilere dair paylaşılan bilgilerin çoğu zaman yanlış mecralarda yayınlandığını ortaya koydu. ABD'deki araştırmanın ardından gözler Türkiye'deki duruma çevirdi.
İstismar Ediliyor
Uzmanlar, özellikle kırsal ve dezavantajlı bölgelerinde görev yapan bazı öğretmenlerin, öğrencileriyle dijital içerik üreterek video paylaşımı yapmasının doğru olmadığına dikkat çekerken, Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Yusuf Kızıltaş, ABD'deki araştırmaya ilişkin, "Araştırma, öğrencilere dair paylaşılacak bilgilerin aslında nerelerde paylaşılabileceğine yoğunlaşıyor. Türkiye’de 2023 yılında bu alanda yaptığım araştırma ile ABD’de yayımlanan makaleden çıkan sonuçlar birbiriyle örtüşüyor. Bazı okul yönetimleri ve öğretmenler, öğrencilere ait görselleri kişisel hesaplarından paylaşırken, velileri de istismar ediyorlar. Velilerden, okul hesaplarından paylaşım için izin alınırken, kişisel hesaplardan izinsiz paylaşımlar yapılıyor" dedi.
Siber Zorbalık
Özellikle kırsal bölgelerdeki velilerin bilinçlendirilmesi gerektiğini sözlerine ekleyen Doç. Dr. Kızıltaş, yapılan paylaşımların öğrencilerde oluşacak olumsuz etkileri ise şöyle sıraladı: "Bunun iki sonucu var. Birincisi paylaşımlar sayesinde popüler olan çocuk, öğrenci ve çocuk olduğunu unutup ünlü olmanın verdiği hazza kapılıyor. İkinci sonucu ise siber zorbalığın kaçınılmaz olması. Çocuklar ilerleyen yıllarda bunları gördükçe ne hissedecekler? O içerik asla silinmeyecek ve çocukta bırakacağı hasar da daimi olacak."
Para Kazanıyorlar
Eğitim Sosyoloğu Prof. Dr. Tunay Kamer ise Bazı öğretmenlerin görev yaptıkları bölgeye göre öğrencilerin şive, kılıf-kıyafet biçimleri ya da sosyo-ekonomik düzeyleri üzerinden paylaşımlar yaptığına değinirken, "Böylelikle kendilerinin fenomen olacağını düşünüyorlar. Fenomen öğretmenler ise bu tür paylaşımlar üzerinden takipçi sayısını artırarak para kazanıyor. Bu durum çocukların mahremiyetini hiçe saymak anlamına geliyor." ifadelerini kullandı.
Ayrıca çekim yapıldığı için derslerin de aksadığının altını çizen Prof. Dr. Kamer, şunları söyledi: "Yasal olmadığı halde fenomen öğretmenler okulları adeta film setine dönüştürmüş durumdalar. Belki çocuklar eğleniyor ancak bu çocukların akademik başarısı çok düşük oluyor. Hem meşhur olma hem de para kazanma kapısı olarak görülen 'fenomen öğretmenlik' günden güne artıyor. Bunun sebebi de yasal yaptırımların maalesef yetersiz olması. Çocukların ticari bir obje olmamaları ve sağlıklı gelişimleri için yaptırımların ve cezaların da net olması ve uygulanması gerekiyor."
Çocuk Hakları Sözleşmesine Aykırı
Şahin Antakyalıoğlu (Çocuk Hakları Avukatı)
"Bazı aile ve öğretmenler yaptıkları paylaşımların izlenmesi üzerinden kazanç elde ediyor, reklam alıyorlar. Bu durum, BM çocuk hakları sözleşmesine, TCK 232 ve 233 maddelerine aykırılık teşkil ediyor. Çocukların güvenli ve sağlıklı ortamda büyümeleri engelleniyor. Anayasa'nın 41.maddesine göre devlet her türlü ihmal ve istismarı önlemekle yükümlüdür. Çocukların maddi ve manevi varlığını gerçekleştirme hakkı elinden alınıyor."
Dr. Hülya Bingöl Çağlayan (Çocuk ve Ergen Psikiyatri Uzmanı)
"Çocuklara ait bilgi ve görsellerin paylaşılması için mutlaka ebeveynlerinden izin alınması gerekiyor. Çekim ve paylaşımlar olumsuz içerikler oluşturmasa da, her insanın mahremiyet ve değer yargılarına saygı duyularak, dikkatli hareket edilmeli."