Eğitim-Sen mitinginden karar: Düzenleme gelmezse iş bırakma eylemi yapılacak

Eğitim-Sen, ülkenin dört bir yanından gelen öğretmenlerin katılımıyla Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun (ÖMK) iptal edilmesi için bugün Ankara’da miting düzenledi. Mitingde, kanunun iptal edilmemesi halinde tüm öğretmenlerin 2 Kasım'da iş bırakma eylemi yapacağı bildirildi.

Ülkenin dört bir yanından öğretmenler bugün Eğitim-Sen’in Ankara’da "Emeğimiz, Onurumuz ve Çalışma Barışımız İçin ÖMK İptal Edilsin" sloganıyla düzenlediği mitingde bir araya geldi.

Mitinge CHP Ankara Milletvekili Nihat Yeşil, CHP Muğla Milletvekili Suat Özcan ve HDP İstanbul Milletvekili Musa Piroğlu da katıldı. Bartın Amasra’daki maden faciasına da dikkat çekilen mitingde "İş kazası değil bu bir cinayet", "Hükümet istifa", "Yüreğimiz Bartın’da öfkemiz alanda", "Susma haykır ÖMK’ya hayır", "Sansür yasasına hayır", "Susma sustukça sıra sana gelecek" sloganları atıldı.

'Emekçi halklarımızın başı bir kez daha sağ olsun'

Mitingdeki konuşmasına maden faciasında yaşamını yitirenlere Allah’tan rahmet ve yakınlarına sabır, yaralılara şifa dileyerek başlayan Eğitim-Sen Genel Başkanı Nejla Kurul, şunları söyledi:

"Yaşadığımız ölüm ve yaşam arasında yaman bir çelişki. Bartın’da bir kazaya değil, haksız yere kasten iş örgütlenmesine, hıza, önlemlerin alınmamasına bağlı öngörülen cinayetlere tanıklık ediyoruz. Soma’dan Ermenek’ten bu yana bu cinayetlere tanıklık ediyoruz. Kapitalizmin çalışma süreçleri acımasızca örülmüş, kurumlar alt üst edilmiş durumda. Soma’dan bugüne hiçbir şey değişmedi ne sorumlulara hesap sorulabiliyor ne de düzgün denetimler yapılıyor, şimdi Bartın’ı yaşıyoruz bu yüzden. Böyle ölümler 'işin fıtratında' yoktur. Böyle ölümler olmak zorunda değildir. Bu işin fıtratında; kâr vardır, emek sömürüsü vardır, ihmal vardır. İşçi sınıfının ve emekçi halklarımızın bir kez daha başı sağ olsun."

Sözlerine devam eden Kurul, "Mesleğimizi itibarsızlaştıran, öğretmenlerin ekonomik sorunlarına çözüm üretmeyen, eşit işe eşit ücret ilkesini ortadan kaldıran, özlük haklarını zayıflatan, öğretmenler arasındaki ayrımcılığı ve eşitsizliği derinleştiren ÖMK düzenlemesine karşı haklarımızı, meslek onurumuzu ve geleceğimizi savunmak için bir aradayız. ÖMK'yı kapalı kapılar ardında, kanunun muhatabı olan öğretmenlerin ve sendikalarının iradesi dışında, haklarını ve taleplerini dikkate almadan hazırlandı ve yasalaştı" ifadelerini kullandı.

'Sessiz kalınmayacak'

Kurul konuşmasına şu beyanlarla devam etti:

"Siyasi iktidar ve Millî Eğitim Bakanlığı bugüne kadar defalarca olduğu gibi, bir kez daha kendi bildiğini okudu. Masa başında hazırlanan meslek kanunu ile eğitim emekçilerinin çalışma ve yaşam koşullarını tek taraflı olarak düzenleme alışkanlığını sürdürüyorlar. Türkiye'de aynı işi yaptıkları halde farklı statü ve maaş kaleminde çalışmak zorunda kalan başka bir meslek grubu yok. Siyasi iktidar, öğretmenler arasında halen var olan aday, sözleşmeli, kadrolu, ücretli ayrımına yenilerini eklemekle birlikte, eğitim sisteminin rekabetçi ve eleyici yapısını Öğretmenlik Meslek Kanunu üzerinden daha da pekiştirmek istiyor. Tıpkı ‘nitelikli okul/niteliksiz okul’ ayrımı üzerinden yürütülen tartışmalarda olduğu gibi, bugün de kariyer basamakları üzerinden ‘nitelikli öğretmen/niteliksiz öğretmen’ algısı yaratılmak istenmesi kabul edilemez. Öğretmenlerin, eğitim emekçilerinin çalışma ve yaşam koşullarına ilişkin sorunları bakanlığın gündeminde değil. Yıllardır ekonomik, sosyal ve özlük haklarımıza ve geleceğimize yönelik taleplerimizi görmezden geliyorlar. Öğretmenlerin mesleki birikimini ve niteliğini yok sayan kariyer basamakları uygulamasının öğretmenlik mesleğinin saygınlığını daha da düşürmesine karşı hiçbir eğitim emekçisi sessiz ve tepkisiz kalmayacaktır"

'Görmezden gelinmemeli'

Görevden alınan öğretmenlere değinen Kurul, "İktidara her koşulda biat eden, eleştirmeyen, sorgulamayan ve bunun karşılığında adaylığı kalkan, kariyer basamaklarını tırmanan birer ‘memur öğretmen’ profili yaratmayı amaçlayan Öğretmenlik Meslek Kanunu’na karşı yükselen itirazlar daha fazla görmezden gelinmemelidir. Eğitimde özellikle son yıllarda esnek, güvencesiz ve angarya çalıştırma uygulamaları belirgin bir şekilde arttı. Bunun en somut örneği KHK’lerle haksız ve hukuksuz biçimde ihraç edilen on binlerce öğretmenin işinden ekmeğinden edilmesi ve sivil ölüme mahkum edilmesidir" dedi.

'Acil çözüm bekleniyor'

Atama bekleyen öğretmenlerin yaşadığı sorunların da altını çizen Kurul, "Ücretli ve sözleşmeli öğretmenlik, mülakat ve güvenlik soruşturmaları nedeniyle yaşanan sorunlar, 500 bini aşkın işsiz, ataması yapılmayan öğretmenin varlığı gibi temel sorunlar acil çözüm bekliyor. Ataması yapılmayan öğretmenler sorunu özel sektörde çalışan iki yüz bine yakın eğitim emekçisinin, öğretmenlerin ağır çalışma koşullarına ve sömürüye tabi kılınmasıdır" diye belirtti.

'Anadilde eğitim talebi yok sayılıyor'

Kurul sözlerine, "Türkiye’de kamusal eğitim çok büyük sorunlarla karşı karşıya. Eğitim kamusal, bilimsel, laik ve parasız, demokratik, cinsiyet eşitlikçi olma niteliğini giderek yitiriyor. Anadilinde eğitim talebi adeta yok sayılıyor. Oysa eğitim ve bilim alanı konuşma, söylem alanıdır, ifade özgürlüğü tüm yurttaşlar için olduğu kadar mesleki anlamda eğitim ve bilim emekçileri için çok önemlidir. Sansür yasası ile insanlığın en önemli yetisi olan konuşma, eleştirel konuşma ve yazma imkânı elinden alınmak isteniyor. Tüm eğitim emekçilerinin Saray’ın sözlerini tekrar etmesi, söylemesi bekleniyor. ‘Size verilenle yetinin ekmeğinizi yiyin oturun, özgürlüklerinizden vazgeçin’ deniliyor. Böyle bir dayatmaya ‘Hayır’ diyoruz!" şeklinde devam etti.

'Susmayacağız'

Kurul direnmeye devam edeceklerini, "Enflasyonun gerçekte yüzde 100’leri aştığı, işsizliğin tavan yaptığı, yoksulluğun derin bir yoksulluğa dönüştüğü, başta gelir adaletsizliği olmak üzere her türden adaletsizliğin iyice artırıldığı, kısaca emekçi halklarımızın yaşamlarının kabusa döndürüldüğü bugünlerde bizleri, şu ana kadar uyguladıkları baskıcı politikaları yetmezmiş gibi sansür yasası ile de susturmaya çalışıyor iktidar bloğu. Ama bilin ki susmayacağız… Ne ekmeğimizden ne de özgürlüğümüzden vazgeçeceğiz, sansür yasası ile baskılarla, ihraçlarla sürgünlerle bizleri susturamayacaksınız. Emekten, ezilenden yana, doğadan, toplumdan, barıştan ve özgürlüklerden yana bir ülkeyi hep birlikte inşa edeceğiz" sözleriyle beyan etti.

“12 SENDİKA ŞİMDİ BİRLİKTE SÖZDE ÖĞRETMENLİK MESLEK KANUNU’NA KARŞI ORTAK MÜCADELENİN İLK ADIMLARINI ATTIK”

12 sendikanın el ele verdiğini aktaran Kurul, "Eğitim Sen’in bir süredir tüm emekçilere vazgeçmeden anlattığı ‘birlikte mücadele’ şiarı nihayet karşılık buldu. Yani Eğitim Sen’in 116 yılı aşan sendikal mücadele geleneğinin ‘kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiçbirimiz’ şiarı birleşik mücadele yaklaşımı karşılık buldu. Öğretmenlerimizin tabandan, sahadan sendikalarını itmesi biçimindeki yoğun baskısı ile bu buluşma gerçekleştirildi. 12 sendika şimdi birlikte sözde Öğretmenlik Meslek Kanunu’na karşı ortak mücadelenin ilk adımlarını attık. Bu daha başlangıç. Türkiye’de emekçilerin ürettiğinden hakça gelir alması, üretimde söz sahibi olması, demokrasiyi, özgürlükleri, eşitliği yaşaması, toplumsal barışı yaşama geçirmesi ancak güçlü ittifaklar ve koalisyonlarla mümkün olacaktır, emek, demokrasi ve büyük barış mücadelemiz hepimizin elleriyle inşa edilecektir. Şimdi sizlere ortak metnimizi imzalayan sendikaların adlarını okuyorum: Eğitim Sen, Eğitim İş, Hürriyetçi Eğitim Sen, Teç Sen, Anadolu Eğitim Sen, Özgür Eğitim Sen, Eğitim Hak Sen, Eksen Eğitim Sen, İdeal Eğitim Sen, Eğitim Söz Sen, Eğitimde Birlik Sen, Eşit Haklar Sendikası" dedi.

Kurul, sendikaların imzaladığı karar tutanağını da şöyle açıkladı:

14 Ekim 2022 Başkent Öğretmenevi Eğitim Sendikalarının Büyük Buluşması Karar Tutanağı:

  • 19 Kasım 2022 tarihinde yapılacak kariyer basamakları sınavının derhal iptal edilmesi, Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun, TBMM’de ivedilikle ele alınarak yeni bir meslek kanununun tüm eğitim sendikalarının ve öğretmenlerin görüşleri alınarak düzenlenmesi acil talebimizdir.
  • Eğitim-öğretim yılına hazırlık ödeneğinin ayrım gözetmeksizin tüm eğitim çalışanlarına bir maaş tutarında ödenmesi sağlanmalıdır.
  • Tüm eğitim çalışanlarının yoksulluk sınırının üzerinde bir ücret artışına ilişkin düzenlemeler yapılmalı ve 1'inci dereceye gelmiş tüm kamu çalışanlarına 3 bin 600 ek gösterge verilmelidir.
  • Eşit işe eşit ücret ilkesine uygun olarak farklı ücret ve istihdam şekillerine son verilmeli, kadrolu güvenceli istihdam sağlanmalıdır.
  • Kamuda mülakat uygulamasına son verilmelidir.
  • Tüm eğitim çalışanlarına sosyal devlet ilkesi gereği ayrım yapılmaksızın; giyim ulaşım, barınma, beslenme, yakıt, kira yardımı yapılmalı ve aile çocuk yardımı tutarları iyileştirilmeli, vergi dilimi adaletsizliğine son verilmelidir.
  • "Öğrencilerimizin en temel hakkı olan eğitim, barınma ve beslenme hakları, sosyal devlet anlayışıyla devlet güvencesine alınmalı ve kamusal eğitim sağlanmalıdır. Bu taleplere ilişkin düzenlemelerin yapılmaması halinde:

26, 27, 28 Ekim tarihlerinde kokart takılması; 26 Ekim tarihinde, ilk teneffüs saatinde, öğretmenler odasında ortak bildiri metninin okunması, bu talep ve uyarılara rağmen bir düzenleme yapılmaması halinde; 2 Kasım 2022 tarihinde tüm eğitim çalışanlarının katılımı ile bir günlük iş bırakma eylemi yapılması kararları sendika genel başkanlarınca karar altına alındı."

Eğitim Haberleri