Hamas’ın 7 Ekim’deki saldırıları sonucu başlayan İsrail-Hamas savaşı gittikçe vahşi bir hal alıyor. Çocukların öldüğü, hastanelerin, okulların bombalandığı savaşın yakın zamanda duracağına ilişkin bir umut ışığı da görünüyor değil pek.
İsrail’in Gazze’de taş üstüne taş bırakmayacağı, mümkünse insansızlaştıracağı konusunda hemfikir olanların sayısı az değil. Tabii bu kesimlere göre İsrail’in bunu yapması için Kara Harekatı ile girip Gazze’yi işgal etmesi gerekecek. Bölgedeki gelişmelere duygusal açıdan ilgi duyanların Gazze’nin 1967’den beri İsrail işgali altında olduğunu bilmemeleri doğal. Ancak aynı yanlışa konuyla ilgili uzmanların da düştüğü, “işgal edilmiş olan Gazze”nin yeniden işgal edileceğini sandığı görülüyor.
Gazze Şeridi, Akdeniz'in güneydoğusunda 360 km2'lik bir kara parçası. Etrafı İsrail tarafından yapılmış çitlerle çevrili. Mısır'la da bir sınırı bulunan, yaklaşık 1,8 milyon Filistinlinin yaşadığı Gazze’de nüfusun yüzde 70'i 1948 yılında İsrail tarafından evlerinden sürülen Birleşmiş Milletler’e kayıtlı mültecilerden oluşuyor.
İşte bu Gazze Şeridi, İşgal Altındaki Filistin Toprakları'nın (İAFT) bir parçasıdır, 1967 yılından beri de İsrail'in kontrolü altındadır. Gazze'de yıllarca kalıcı bir silahlı varlığı olan İsrail, toprakları kamulaştırdı, 8 bini aşan Yahudi yerleşimci nüfusu için koloniler inşa etti burada. İsrail’in 2005’de hem dünyanın hem de kendi kamuoyunun tepkisini azaltmak amacıyla Yahudi yerleşimcileri buradan çıkarması, Gazze’nin işgalden kurtulduğu sanısına yol açtı. Oysa İsrail aynı yıl askerlerini önceden yaptığı Gazze’nin çevresindeki çitlere konuşlandırmıştı.
İsrail o günden beri Gazze’yi işgal altında tutmadığını iddia ederek suçlamalardan kurtulmaya çalışıyor. Oysa gerçek şu; İsrail halen, Gazze'nin altı kara geçişinden beşinde, hava sahasında, karasularında nihayet Filistin nüfus kayıtları üzerinde kontrolü elinde tutmaya devam ediyor. Yani Gazze, Batı Şeria ile birlikte İAFT’nin yalnızca bir bölümünü oluşturur. Şöyle de ifade etmek mümkün: Gazze Şeridi ile Batı Şeria, Doğu Kudüs de dahil olmak üzere, siyasi, hukuki, ekonomik, toprak bütünlüğüne sahip tek bir bölgesel varlık anlamına gelir. Bu bölgeler 1967 yılında İsrail tarafından işgal edilmiştir.
İsrail ne kadar inkar etse de Birleşmiş Milletler (BM) Gazze Şeridi’nin işgal altında olduğunu BM Güvenlik Konseyi'nin 8 Ocak 2009 tarihli toplantısında 14’e karşı 0 oyla kabul etmiştir. ABD’nin çekimser kaldığı 1860 sayılı söz konusu kararda "Gazze Şeridi'nin işgal edilen toprakların ayrılmaz bir parçası olduğu onaylanmıştı.
Bu arada 2011 yılında BM Genel Kurulu'nun 65/179 sayılı kararı da "İşgal Altındaki Filistin Toprakları'nın tamamının toprak bütünlüğüne, Gazze'nin de dahil olduğunu vurgular. 2012 yılında BM "Genel Kurul ya da Güvenlik Konseyi konuyla ilgili farklı bir görüş bildirene kadar Gazze Şeridi'ni İşgal Altındaki Filistin Toprakları'nın bir parçası olarak anmaya devam edeceğini" duyurmuştu. Bir başka kanıt da şudur: 2014'te Uluslararası Ceza Mahkemesi, İsrail'in Gazze Şeridi’nden 2005'teki sözde ayrılmasının ardından “Gazze toprakları üzerinde sahip olduğu kontrolün kapsamına, derecesine dayanarak uluslararası hukuk uyarınca işgalci bir güç olmaya devam ettiği" yönünde bir karar almıştır.
Bu nedenle bilmeden ya da düşünmeden kullanılan “İsrail Gazze’yi işgale hazırlanıyor” ifadesi, hem İsrail’in orada işgalci olmadığı iddiasına haklılık kazandırır, hem de sanki daha önce İsrail’in Gazze’yi hiç işgal etmediği sanısını uyandırır. İsrail’in bölgede işgalci olduğunu reddetmesi oraya yönelik operasyonlarına meşruluk katma amaçlıdır ayrıca.
İsrail artık Gazze Şeridi'nin işgalcisi olmadığına, dolayısıyla uluslararası hukuka, özellikle de Dördüncü Cenevre Sözleşmesi'ne göre Gazze'den sorumlu bulunmadığına kendisini inandırmış görünüyor.
Gazze 1967’den beri işgal altındadır, 2005’de askeri geri çekilme bu gerçeği değiştirmemektedir. İsrail, yıllardır etrafını çitlerle çevirerek kontrolünde tuttuğu Gazze Şeridi’ne bu kez askerlerini yollayacaktır. Bu işgal değil, dünyayı aldatmak için geri çekilen askerlerin yeniden geri dönmesi demektir. Yani işgalin yeniden “askerileşmesi”dir.
Sanki bugüne kadar hiç dokunmamış, ama şimdi “Hamas terörünü”’ ortadan kaldırmak için Gazze’yi işgal edecek bir İsrail varmış gibi davranmanın alemi yok.
Doğru cümle, “İsrail Gazze’yi yok etmeye hazırlanıyor” olmalıdır. Yapıp yapamayacağı ayrı mesele ama İsrail’in hedefini doğru saptamak lazım.
Bilmeden, Gazze’nin Hamas yüzünden işgal edildiği kanısı uyandırılabilir çünkü.
Bu da İsrail’in inandırmaya çalıştığı iddiası zaten.