TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi’nin 2017 yılı mezunu Kurtyiğit kısa bir süre tasarım mühendisi olarak görev yaptıktan sonra Amerika New Jersey’de bulunan Rutgers Üniversitesi’nden kabul aldığını anlatıyor. Rutgers Üniversitesi’nden kabul aldıktan sonra öğrenimine orada Makine ve Havacılık Mühendisliği bölümünde devam ettiğini belirten Kurtyiğit, "Kabul aldıktan sonra gidip gitmemek konusunda çok kararsız kaldım. Çünkü tasarım mühendisi olarak görev yaptığım TUSAŞ’ta çok kaliteli bir ekiple çalışıyordum ve kısa sürede önemli deneyimler kazanmıştım. Tüm bunlara rağmen hem kişisel hem de akademik gelişimim açısından doktoranın bir fırsat olduğunu düşündüm" ifadelerini kullanıyor. Amerika’ya gidişinde etkin rolün doktora projesinin içeriği ve profesörünün tutumunun olduğunu belirten Kurtyiğit, bugün Rutgers Üniversitesi’nde yangınların sebep olduğu kötü hava koşullarının iç mekanlarda insan sağlığına olumsuz etkilerine karşı bir filtre çalışması yürüten ekibin bir parçası.
Yenilikçi teknolojiler ve insan sağlığı
Amerika Birleşik Devletleri Çevre Koruma Ajansı (EPA) tarafından başlatılan 'Orman Yangınları Sırasında Daha Temiz İç Mekan Havası' isimli yarışmaya katıldıklarını belirten Kurtyiğit, dünyadan 470 Türkiye’den ise 11 katılımcının arasından dereceye giren projelerinin detaylarını bizlerle paylaştı.
Doktora öğrencisi Kurtyiğit yüzlerce katılımcı arasından yarışmayı kazanan beş projeden biri olduk diyor ve anlatıyor: "Yarışmaya ekip olarak mevcut endüstriyel uygulamaların modifiye edilerek küçültülmesini amaçlayan özgün, iki fazlı bir hava filtreleme cihazı tasarlayarak katıldık. Cihazın temel çalışma prensibi, kirli havada yer alan çok küçük zararlı partiküllerin su damlacıklarıyla ıslatıldıktan sonra dar kanallar arasından geçirilmesi ve atalet etkisiyle filtrelenmesi üzerine. İlk fazda aerosol haline getirilmiş su damlacıkları içindeki parçacıkların filtrelenmesi için ıslak yakalayıcı methot (wet scrubbing) kullanılırken, benim liderliğini üstlendiğim ikinci fazda, çıkarılabilir ve yıkanabilir bir dizi paslanmaz çelik tel filtreleme için kullanılmaktadır. Bütün bunları yaparken prototipimizin üretimi için toplam malzeme ve imalat maliyetinin 100 dolar civarı olacağını öngörüyoruz. Geliştirdiğimiz bu modelin uyarlanarak insanların uzun sureli kapalı ortamda toplu olarak bulunduğu hastane, metro istasyonu, havalimanı, AVM gibi bir çok alanda kolaylıkla kullanılabileceğini düşünüyoruz."
Yüzde 94 etki
Yangınlar sonrasında havanın kirlilik düzeyinin insan sağlığına olan etkilerinin ciddiyeti göz önüne alındığında Kurtyiğit ve ekip arkadaşlarının projesinin önemi daha da artıyor. Özellikle bu yaz dünyanın dört bir yanında yaşanan yangın felaketleri sonrasında bir çok kişi iklim krizi konusunu ciddiye almaya başladı. Biz de bu bağlamda filtreleme sisteminin yangın sonrasında oluşan kirli havanın etkilerini iç mekanlarda yüzde kaça kadar azalttığını merak ettik. Sorumuzu cevaplayan Kurtyiğit, "Bir saatlik çalışma sonucunda yaklaşık 34 metre küplük bir odada, ince partikul (PM2.5) adi verilen yanma partiküllerinin temizleme etkinliğinin yaklaşık yüzde 94 olacağını tahmin ediyoruz" diye konuştu.
Hava kirliliğinin insan sağlığı üzerindeki etkilerini ise Kurtyiğit şöyle anlattı; "2,5 mikrondan daha düşük çapta olan bu partikülleri solunabilen, kalp ve damar sağlığına doğrudan olumsuz etkisi olan hava kirleticileri olarak tanımlayabiliriz. ABD, Çin ve Birleşik Krallık gibi sanayileşmiş ülkelerde sıklıkla görülen ve son dönemde toplumda artarak endişe yaratan akciğer kanseri, mezotelyoma gibi hastalıkların nedenlerinden biri olarak olarak bu kirleticileri görebiliriz."
Ulaşılabilir ve düşük maliyet
Projelerinin düşük maliyetli olmasının en önemli kalemlerden biri olduğunu belirten Kurtyiğit, "Kesinlikle. Hem düşük maliyetli hem de fonksiyonel kompakt bir cihaz olması bizi diğer katılımcılardan ayıran en önemli öğelerden biriydi" diyor ve ekliyor: "Prototip maliyetinin düşük olması tasarımda iyileştirme amacıyla birçok denemenin yapılmasına olanak tanıyor. Bu denemeler hem verimin artırılması hem de seri üretim maliyetlerinin azaltılması yönünde tasarım değişiklikleri yapabilmemizi destekleyecektir. Ana hedeflerimizin başında cihazımızın olabildiğince çok orman yangını bölgelerine ulaştırılabilmesi bulunmaktadır. Bu amaçla cihazımızın kompakt tasarımına, düşük satın alma ve bakım maliyetine sahip olmasına önem veriyoruz."
'İnce eledik sık dokuduk'
Projelerinin yarışmaya katılan diğer projelerden ayıran özelliklerini sorduğumuz Kurtyiğit, "Doktora danışman profesörüm ile beraber yaklaşık 3 yıldır özgün filtreleme sistemleri üzerine çalışıyoruz. Bu birikimi EPA yarışma sürecinde tümüyle projeye aktardık. İnce eleyip sık dokuduk diyebilirim. Diğer katılımcılardan farklı olarak iki farklı fazda toplamda 3 farklı methotla filtreleme işlemimi gerçekleştirebilecek bir cihaz tasarlamış olmamız” ifadelerini kullandı.
'Patent başvuru sürecini başlattık'
Yarışmayı kazanmaya hak gören projelerden biri olan çalışmalarının üretim sürecinin ne zaman başlayacağını bizlerle paylaşan Kurtyiğit, "Şu an patent başvuru sürecini başlattık. Bu sürecin yakın zamanda sonuç vermesiyle üretime başlayacağız. İlk olarak az sayıda üretimle başlayıp bir dizi deneysel ve gerçek ortam testleri uygulayacağız ardından seri üretime geçerek global pazara sunma hedefimiz var" diyor.
'Ülkemizin bu gibi projelere ihtiyacı var'
"Ülkemizde yaşanan yangın felaketlerini düşünecek olursak ülkemizin bu gibi projelere fazlasıyla ihtiyacı olduğu görüşündeyim" diyen Kurtyiğit, bilim dünyasına yeterli yatırımın sağlanmasının önemini vurgulayarak, "ABD’de gördüğüm kadarıyla çevre ve sağlık alanında araştırma yapan projelere üst düzey yatırım desteği bulunmakta. Bu noktada ABD ülkemizden ayrılıyor. Naçizane görüşüm, nitelikli insan potansiyelimizin, üniversitelerimizin ve TÜBİTAK, TUSAŞ, ASELSAN ve HAVELSAN gibi kurumlarımızın altyapılarının kuvvetli olduğu yönünde. Bu bağlamda doğru işbirlikleri ve ekiplerin kurulması ve yeterli yatırımın sağlanmasıyla ülkemizin bu alandaki ihtiyaçlarını karşılayacak projelere imza atılabileceğini düşünüyorum" dedi.
'Hayalim tecrübelerimi ülkemde de uygulayabilmek'
Farklı kültürleri tanımanın önemini vurgulayan Kurtyiğit bilim insanı olmak isteyen gençlere de bu deneyimi önererek, "Farklı kültürleri, yaklaşımları tanımanın her anlamda çok yararlı olduğunu düşünüyorum. Başta akademi olmak üzere geride bıraktığım 3 senenin kişisel gelişimime de önemli ölçüde katkıda bulunduğu kanısındayım. Ama yine de en büyük hayalim birçok bilim insanımız gibi burada öğrendiğim bilgi, tecrübe ve deneyimleri günü geldiğinde ülkem için de faydaya çevirebilmek ve yeni nesillere aktarmak" diyor. Kurtyiğit sözlerini Mustafa Kemal Atatürk'ten bir alıntıyla tamamlıyor: "Bu bağlamda Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün 'Hayatta en hakiki mürşit ilimdir' felsefesi doğrultusunda yılmadan çalışmamız gerektiğini düşünüyorum."