Dün (13 Temmuz) ABD eski Başkanı Donald Trump’ın seçim mitinginde yaşanan silahlı saldırı, hem siyasi arenada hem de yatırım piyasalarında büyük dalgalanmalara yol açtı.
Saldırının ardından Trump’ın Beyaz Saray’ı yeniden kazanma şansının arttığına dair yorumlar yapılırken, bu durumun yatırım stratejilerini nasıl şekillendirdiği de mercek altına alındı.
Eastspring Investments’ın sabit getirili menkul kıymetler portföy yöneticisi Rong Ren Goh, “Trump’ın yeniden Beyaz Saray’a dönme ihtimalinin artmasıyla birlikte önümüzdeki hafta zaferine yönelik bahislerde bir artış bekleniyor” dedi.
SUİKAST ZAFERE DÖNÜŞEBİLİR
Trump’ın karşılaştığı bu saldırı, 1981’de Cumhuriyetçi Başkan Ronald Reagan’a yönelik suikast girişiminden bu yana ABD’deki ilk büyük başkan adayı suikastı olarak kaydedildi.
Vantage Point Asset Management’ın baş yatırım sorumlusu Nick Ferres, “Reagan’ın suikast girişiminin ardından anketlerde 22 puan arttığını hatırlıyoruz. Bu olay, seçimlerde büyük bir değişime yol açabilir” şeklinde yorum yaptı.
NE OLMUŞTU?
Ronald Reagan, ABD Başkanlığı görevine başladıktan yaklaşık iki ay sonra, 30 Mart 1981’de Washington DC'de bir konuşmadan dönerken suikast girişimine uğradı. John Hinckley Jr. tarafından gerçekleştirilen bu saldırıda Reagan ciddi şekilde yaralandı.
Ancak bu olay, Reagan’ın seçim kampanyasında büyük bir destek kazanmasına yol açtı ve 1984 seçimlerinde büyük bir zafer elde etti. Reagan, Demokrat rakibi Walter Mondale’i büyük bir farkla mağlup ederek ABD tarihinin en geniş seçim zaferlerinden birini kazandı.
Eski Demokrat Başkan Yardımcısı Walter Mondale’yı geçen Reagan, Minnesota ve DC dışında 49 eyaleti kazanmıştı. Reagan Seçiciler Kurulu üyesi 525 temsilcinin oyunu almış, Mondale ise sadece 13 oy alabilmişti.
SALDIRIDAN ÖNCE PİYASALAR
Saldırıdan önce piyasalar, Trump’ın başkanlığına dair beklentilere göre doların değerini artırmış ve ABD Hazine tahvillerinde bir yükselme trendi gözlemlenmişti.
Goldman Sachs analistleri, “Son 20 yıldaki beş başkanlık seçiminde, Cumhuriyetçi zaferlerinin ardından CEO güveni ve tüketici güveni genellikle daha olumlu bir seyir izlemiştir” şeklinde bir analiz sundu.