Ukrayna ile Rusya arasındaki savaşın 1000. gününe ulaştık ancak savaşın sona ereceğine dair hiçbir işaret yok.
ABD ve özellikle Donald Trump'ın bu devam eden savaşta oynayacağı rol hakkındaki düşünceleriniz ne olursa olsun, Avrupa'nın büyük bir kısmı için tırmanış tehdidi artık öylece bekleyip görmek için çok büyük bir risk haline geldi.
İSVEÇ, FİNLANDİYA, NORVEÇ, DANİMARKA VE ALMANYA SAVAŞA HAZIRLIK KONUSUNDA REHBERLER SAĞLIYOR
Gerçekten de, 18 Kasım'da bildirildiği gibi , İsveç, Finlandiya, Norveç ve Danimarka, savaş çıkması da dahil olmak üzere bir kriz durumunda ne yapılması gerektiği konusunda pratik tavsiyeler veren fiziksel veya elektronik bir acil durum rehberi yayınladılar. İçerikler arasında, yiyecek ve ilaçlar da dahil olmak üzere acil durum malzemelerini stoklama ve elektrik kesintilerine hazırlık yapma önerileri yer alıyor. II. Dünya Savaşı'nı yaşayacak kadar talihsiz olanlar için, bu oldukça üzücü anıları geri getiriyor olmalı.
Şimdi, Almanya'nın da sivillerine savaşa en iyi şekilde nasıl hazırlanılacağı konusunda talimat verdiği anlaşılıyor. Milyonlarca insan, İskandinav ülkelerinin gönderdiği benzer rehberlik ve tavsiyeleri içeren broşürleri çoktan aldı. Ancak bundan da öte, işletmelere, ihtiyaç halinde enerji bağımsızlığını sağlayacak dizel jeneratörler veya diğer cihazlara olan ihtiyacı göz önünde bulundurarak kriz planları hazırlamaları tavsiyesinde bulundular.
Portekiz Donanması Genelkurmay Başkanı, halkın savaşa nasıl hazırlanacağı konusunda bilgilendirilmeleri gerektiğine inanıyor.
Portekiz Donanması Genelkurmay Başkanı Henrique Gouveia e Melo bile, İskandinav ülkelerinin örneğini takip etme ve Portekiz halkını neler olabileceği ve en iyi şekilde nasıl hazırlanabilecekleri konusunda uyarma zamanının geldiğine inanıyor. Şöyle diyor: "Bence halk bilgilendirilmeli. Bu risk hiçbir şekilde küçümsenmemeli. Aşırıya kaçmamalı ve abartılı endişeler yaratmamalıyız. Ancak bu, endişe verici bile olmayacak kadar küçümsenemez."
Vladimir Putin'in Moskova'nın nükleer saldırıyı düşünmesi için eşiği resmen düşürmesiyle, herhangi birimiz ne kadar iyimser kalabiliriz? Deyim yerindeyse, 'en iyisini um ama en kötüsüne hazırlan'