Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Vladivostok kentinde düzenlenen Doğu Ekonomik Forumu’ndaki açıklamasında ülkeden çıkamaması hâlinde bir gıda krizine sebep olabileceği söylenen Ukrayna tahılının çoğunun, gelişmekte olan ülkeler yerine Avrupa Birliği (AB) ülkelerine gittiğini belirtti. Putin, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile Ukrayna tahılının gönderileceği ülkelerin sınırlandırılmasını görüşebileceğini ekledi.
'Erdoğan'la konuşacağım'
Putin açıklamasında, “Türkiye’yi arabulucu ülke olarak dışarıda tutarsak, Ukrayna’dan çıkan tahılın hemen hemen hepsi, en yoksul olan gelişmekte ülkelere değil AB ülkelerine gönderiliyor. Böyle sürerse sadece dünyadaki gıda sorunlarının boyutunun büyüdüğünü görürüz” uyarısı yaptı.
Rus liderin açıklamasının devamı şöyle: “Ukrayna’yla ilgili tüm zorluklara rağmen Ukrayna tahılının ihraç edilmesi için her şeyi yaptık. Afrika Birliği liderleri ve Afrika ülkelerinin liderleriyle görüştüm ve Ukrayna tahıl ihracatını kolaylaştırmak için onlara söz verdim. Bunu Türkiye ile yaptık. Ara ülke olarak Türkiye haricinde Ukrayna’dan ihraç edilen tahılın tamamı pratikte gelişmekte olan en yoksul ülkelere değil AB ülkelerine gönderiliyor.”
Rusya Devlet Başkanı, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Ukrayna’daki tahılın gönderileceği ülkelerin sınırlandırılması konusunu görüşebileceğini ekledi.
Şanghay'da konu tahıl anlaşması olacak
Rus haber ajansı, RİA Novosti, diplomatik kaynaklarında dayandırdığı haberinde, Putin ile Erdoğan’ın 15-16 Eylül’de Semerkant’ta düzenlenecek Şanghay İşbirliği Örgütü toplantısında bu konuyu görüşebileceklerini yazdı.
'Bir saçmalık daha'
Öte yandan Rusya Devlet Başkanı, Vladivostok’tak açıklamalarında, ülkesinin enerjiyi silah olarak kullandığı suçlamalarını da reddetti. Putin, “Rusya’nın enerjiyi silah olarak kullandığını söylüyorlar. Bir saçmalık daha! Nasıl bir silah kullanıyormuşuz? Talepler doğrultusunda talep edildiği kadar enerji tedarik ediyoruz” ifadelerini kullandı.
'Bize türbin verin gaz akışını başlatalım'
Rusya lideri, Gazprom’un gaz akışını durdurduğu Kuzey Akım-1 boru hattına ilişkin ise, Alman Siemens üretimi boru hattı türbininin kendilerine hâlâ teslim edilmemiş olmasına atıfla, “Bize türbini verin ve yarın Kuzey Akım-1 boru hattından gaz akışını başlatalım. Fakat vermiyorlar” dedi. Putin, Rus gazının Avrupa’ya ulaşımının kısıtlanmış olmasıyla ilgili olarak, Kiev’in Rus gazının Ukrayna üstünden transit geçişini sınırlandırdığını, Polonya’nın Belarus üstünden sevkiyatı durdurduğunu ve Avrupa’nın da Gazprom’u, boru hattı türbinini Kuzey Akım-1 için faaliyete geçirmesini imkansız bir pozisyona soktuğunu kaydetti.
Rusya lideri şöyle devam etti: “Koronavirüs pandemisinin yerini, dünyanın tamamını etkileyecek başka küresel tehditler aldı. Bunu söylerken, Batı’daki yaptırım telaşından; kendi davranış biçimlerini başka ülkelere kabul ettirmek, onları bağımsızlıklarından yoksun bırakmak ve onları kendi iradelerine itaat ettirmek için hiç de örtük olmadan ortaya koydukları saldırgan girişimlerden bahsediyorum.”
Bununla beraber Asya-Pasifik bölgesi ülkelerinin dünyadaki rolünün ciddi anlamda arttığını kaydeden Putin, “Bölgedeki ortaklık ilişkileri insanlarımız için oldukça büyük yeni fırsatlar yaratacak” değerlendirmesini yaptı.
'Üst limit aptallık'
Rusya Devlet Başkanı, AB’nin Rus gazı ve petrolü fiyatı için bir üst limit belirlemek istemesini "aptallık" olarak niteledi: “Bu da başka bir aptallık, pazara uygun olmayan, geleceği olmayan yeni bir karar. Zira ticaretteki her sınırlama sadece fiyatların artmasına neden olur. Biz her daim uzun süreli sözleşmeleri temel aldık, zira herkes istikrarın süreceğine inanmak ister. Onlarsa spot fiyatlarda ısrarcı oldu ve aptalca kararlar aldılar. Fiyatlar 3 bin euro’ya fırladı. Şimdi ise bu durumdan nasıl kurtulacaklarını düşünüyorlar.”
'ABD'nin diktatörlüğü için Avrupa kendini feda etti'
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Avrupa’nın sahip olduğu değerleri ABD’nin "diktatörlüğünü" korumak için feda ettiğini belirterek, “Batılı ülkeler, sadece kendileri için faydalı olan eski dünya düzenini sürdürmek, herkesi kendilerinin icat ettiği ve düzenli olarak ihlal ettiği kötü şöhretli ‘kurallara’ göre yaşamaya zorlamak için çabalıyorlar. Mevcut duruma bağlı olarak kuralları kendileri için sürekli değiştiriyorlar. Batılı seçkinler ile kendi vatandaşlarının çıkarları arasındaki uçurum giderek artıyor. Böylece, Avrupa'da ulaşılan endüstriyel gelişme düzeyi, insanların yaşam kalitesi, sosyo-ekonomik istikrar, tüm bunlar 'Avrupa-Atlantik birliği' adına Washington'dan gelen taleplerle hiçe sayılıyor. Aslında dünya meselelerinde ABD'nin diktatörlüğünü korumak uğruna feda ediliyor” diye konuştu.
'Ülkemizin zarar göreceğini zannettiler'
Putin, “İlkbaharda, birçok yabancı şirket, bundan en çok bizim ülkemizin zarar göreceğini düşünerek Rusya'dan çekildiğini duyurmak için yarıştı” diyen Putin, “Ama şimdi Avrupa'da üretimin ve istihdamın birbiri ardına nasıl gerilediğini görüyoruz. En önemli nedenlerden biri de, elbette, Rusya ile ticari bağların kopmasıdır. Bu süreçleri hızlandıran, Amerika Birleşik Devletleri'nin küresel ekonomi ve siyasetteki anlaşılması zor egemenliğinin yanı sıra Batılı seçkinlerin nesnel gerçekleri görme ve tanıma konusundaki inatçı isteksizliği ve hatta yetersizliğiydi” ifadelerini kullandı.