Dünyanın ekonomi patronları kaç Filistinli çocuğun öldüğüne değil İsrail-Hamas savaşının küresel ekonomiye neye mal olacağına ya da onu nasıl etkileyeceğine bakar. Şimdilik bölgesel düzeyde kaldığı, küresel güçler de işin içinde “fiili” olarak yer almadığı için bu savaş ne kadar etkiler dünya ekonomisini anlamak zor.
Dünyanın neresinde olursa olsun, iç savaşlar ya da devletlerarası savaşlar borsa endekslerini, döviz kurlarını, emtia fiyatlarını etkiler. Örneğin Orta Doğu’daki çatışmaların petrol fiyatlarını etkilediği bilinmedik değil. Ani artışlara neden olduğunu biliyoruz. 1973-1974 OPEC petrol ambargosu, 1978-1979 İran “devrimi”, 1980'de başlayan İran-Irak Savaşı, 1990-91'deki ilk Basra Körfezi Savaşı bize bunu gstermişti. Sözünü ettiğimiz bölge küresel petrol arzının yaklaşık üçte birini karşılıyor, kolay değil. Haliyle herhangi bir istikrarsızlık başta petrol olmak üzere piyasalarda endişelere yol açar.
Bu istikrarsızlığın doğurduğu belirsizliğin petrol piyasalarındaki risk primine yansıdığı bilinir. Ekonomitimes’taki bir makalede şöyle deniyor: “Bu, vadeli işlem piyasalarında önceden alınıp satılan petrol için gerçek zamanlı petrol fiyatına kıyasla ödenen fiyattır. Spekülatörlerin bir çatışma döneminde petrol alım satımından elde etmeyi bekledikleri kârın yanı sıra petrol üreten, tüketen işletmelerin riskten korunma ihtiyaçlarını, arza, talebe ilişkin endişelerini yansıtır”. (How the Israel-Hamas war could affect the world economy and worsen global trade tensions - EconoTimes)
Mevcut çatışma İsrail ile Hamas arasında kalırsa, küresel ekonomiye herhangi bir etkisi muhtemelen sınırlı olacak, olumsuzluk İsrail veya Filistin ile doğrudan ticaret yapan ülkelere yansıyacaktır. Ama İran’ı da içine katarak yayılması durumunda petrol arzının kesintiye uğraması mümkün. Bu enerji maliyetlerini de artıracağından küresel ekonomiye yansıması elbette olur.
Enerji fiyatları yükselince ne olur? Merkez bankalarının enflasyon baskılarını kontrol altına alma gayretleri sekteye uğrar. Bu durum beraberinde yüksek faiz politikasını getirirse hükümetler, şirketler, bireyler tarafından borçlanma ile yeniden finansman maliyeti artar, söz konusu makalede söylenen bu.
Böyle olur diye bir kesinlik yok zaten. Bazen sanıldığı ya da beklendiği gibi olmayabilir. İsrail ile Hamas arasında 2014 yılında yaşanan, 2 bin 200 kişinin öldüğü 50 günlük savaşın küresel ekonomiye ya da finans piyasalarına etki etmediği biliniyor. Ama tuhaftır, 2006’ da İsrail-Hizbullah çatışmasında petrol fiyatları küresel ölçekte yükselmişti.
İsrail-Hamas çatışmasının tırmanması farklı küresel ittifakların yeniden düzenlenmesine yol açtı. İsrail ile Filistin arasında, büyük bölgesel güçlerin de karışacakları uzun süreli bir çatışma, bu düzenlemeyi hızlandırabilir, küresel ekonomik büyüme için zararlı sonuçlar doğurabilir. Bu nedenle yatırımcılar, hisse senetlerinden devlet tahvillerine, emtia piyasalarına kadar her alanda finansal dalgalanmanın artmasına hazırlanıyor. Genellikle büyük ekonomik belirsizliğe karşı koruma olarak kullanılan altın gibi varlıklar da etkilenebilir. İsrail-Filistin çatışmasındaki son tırmanışın ardından altın fiyatları yükseldi örneğin.
Yani ekonomik bir krizin yaşanmaması, kendi piyasalarının zor durumda kalmaması için bu savaşın btmesini ister küresel güçler. Kendileri açısından her şey yolunda giderse Filistin’de kim, kaç kişi öldü umurlarında olmaz.
Ancak, İsrail’in Gaza’da ilerlemesinin küresel ekonomiye olumsuz yansıyabileceği kaygısı başta ABD olmak üzere küresel güçleri birden bire “barış güvercini“ haline getirebilir. Pazarları istikrarlı olsun, petrole ulaşımda sorun olmasın yeter ki.
Filistin’in kaderi küresel sermayenin endişelerine bağlı anlayacağınız. Pazar endişesi artarsa savaşı durdururlar da.
O nedenle ABD destek vermesine rağmen İsrail’e kara harekatı yapmamasını öneriyor.
Kahpe dünya işte, ne denir?