Pakistan’ın eski Başbakanı İmran Han, beş yıllık siyaset yasağının ardından hakkında verilen 3 yıllık hapis cezasını çekmek üzere tutuklandı. Gerekçe Başbakanlığı sırasında resmi yetkililerin yabancı devlet adamlarından aldıkları hediyeleri "Toshakhana" adı verilen departmana bildirme yükümlülüğünü yerine getirmemesi.
Çok belli ki Han’ı tutuklamak için uydurulmuş bir gerekçe bu. Ülkede köklü iki hanedanın partisinin dışında kurduğu Pakistan Adalet Hareketi Partisi’ni iktidara taşıyan İmran Han, ülkede ciddi bir desteğe sahip.Kişisel olarak kendisine verilen hediyelere el koymayacak kadar varlıklı biri. Dünyanın gelmiş geçmiş en büyük kriket oyuncusu olarak çok para kazanmıştır. Yıllardır yaşadığı İngiltere’yi bırakıp ülkesi Pakistan’a dönmesi o dönem çok konuşulmuştu.
Bugüne kadar başaramadı
Olmadı. Olmuyor. Az değil 76 yıl önce kurulmuş olmasına rağmen gerçek bir demokrasiye kavuşamadı Pakistan. Siyasi sistemindeki en büyük sorunun askerin müdahaleciliği ile etik kurallara aldırmayan partiler rekabeti olduğu anımsanırsa nedeni anlaşılır bunun.
Ülke gerçekten zor durumda. Sosyoekonomik sorunlarla, enerji krizleriyle, güvenlik kaygılarıyla, Belucistan'daki belirsizlikle ülke gerçekten perişan bir halde. Siyasi bilinç yokluğunun da önemli bir eksiklik olduğunu vurgulamak lazım. Böylesi bir ülke nükleer güç olmayı nasıl başardı, merak etmişimdir.
Ordunun kurduğu bir ülke Pakistan. Ülkenin kurucu asker babalarının niyetlerinin bir demokrasi kurmak olduğu, bir kurucu meclis kurmalarından belli. Bu meclis anayasa oluşturmak, parlamenter sistemde yasama organı olarak görev yapmak amacıyla varedilmişti. Ama başarısız oldu ne yazık ki. Anayasayı yapmakta gecikti, bu devletin işlevleri ile güç paylaşımı için yasal standartların belirlenememesi demek. Bu, doğal olarak siyasi huzursuzluklar doğurdu. Kurucu meclis üyelerini seçmek için genel seçim yapılmaması, meclisin Pakistan nüfusunu temsil etmediği anlamına geliyordu. Yani demokratik süre tamamlanmış değildi. Meclis üyeleri yasama çalışmalarına ilgi göstermek yerine iktidarın nimetlerinden faydalanmayı seçtiler. 28 bakandan 16'sı büyükelçi, vali ya da genel vali oldu örneğin. Dolayısıyla en başından beri Pakistan demokrasisi paramparça olmuş, son derece zayıf bir sözümona demokratik sistem yaratılmıştır.
Demokrasi deneyimi yok
Ülke henüz Hindistan’dan ayrılmamışken kurulmuş olan Müslüman Birliği Partisi’nin (MBP) başarısızlığının bugüne kadar uzanan etkileri oldu. Temel amacı bağımsızlık mücadelesi olduğu için üyelerine siyasi eğitim vermeyi savsakladı. Bu nedenle üyeleri parlamenter demokrasi konusunda çok az aydınlanabildiler. Ancak ülkenin Başbakanı olan Muhammed Ali Cinnah bağımsızlık sonrası Pakistan’da huzuru sağlayabildi. Devlet işlerinin yürütülmesinde aktif bir rol oynadı. Ama ölümünden sonra MB üyeleri demokratik bir hükümet kurmayı başaramadığı gibi fraksiyonlara bölündü. Siyasi faaliyetlere de engel getirildi. Bu demokrasinin gereği olan rekabet ortamının sağlanamamasına yol açtı tabii.
Sonuçta Pakistan başlangıçtaki niyetine rağmen demokratik geleneklerini oluşturamadı. Demokrasiye değer vermeyen bürokratlar yetişti ülkede. Eski cumhurbaşkanı Gulam Muhammed bunun en çarpıcı örneğidir. Kurucu Meclisi 1954’te fesheden odur.
Askeri darbeler ülkesi
Askeri darbeleri de unutmayalım tabii. Ülkede 1958, 1977, 1999 yıllarında askeri darbeler yaşandı. İfade özgürlüğü , örgütlenme özgürlüğü, basın özgürlüğü gibi temel haklar ihlal edildi. Bu darbelerin ülkede demokratik anlayışların oluşmasını engellediği bir gerçektir. Bugünkü sorunların temelinde bunlar yatıyor.
Ülkede monarşiyi andıran bir siyasal sistem var aslında. Müslüman Birliği ile Pakistan Halk Partisi’ni kuran iki hanedana dayalı bir sistem. Tüm siyasete bu iki parti hakim. İmran Han’ın bir özelliği de bu iki partinin dışında kurduğu Pakistan Adalet Hareketi Partisi’ni iktidara taşımasıdır. Köklü diğer iki partiyi aynı anda karşısında buldu bu nedenle. Sistemin iki partili özelliğinin getirdiği sıkıntılarla boğuşmanın yanısıra ordunun denetimindeki yargıyla da mücadele etmek durumunda kaldı.
Ama asıl önemlisi, iktidarının son dönemlerinde ABD ile ilişkilerinin bozulmasıdır. Bu nedenle ABD’nin hedefi olmuş, ülkenin en Amerikancı kurumu olan Pakistan ordusunun baskısıyla karşılaşmıştır.
Dün Butto’ya, Navaz Şerif’e yapılan bugün İmran Han’a yapıldı. Sivil siyasetin çok ama çok zor olduğu bir ülke Pakistan. Bir gün demokrasiye herhalde kavuşacak amaçnce ABD yörüngesinden kurtulmalı.
Bir Nijer, bir Mali, bir Burkina Faso baharı ne yakışır Pakistan‘a.