Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Katar’ın başkenti Doha’da düzenlenen Dünya Kupası açılış töreninde yıllardır “katil” dediği Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es Sisi ile verdiği fotoğrafla dünya gündemine oturdu. Erdoğan’ın bir ara Cemal Kaşıkçı cinayetiyle suçladığı Suudi Arabistan, 15 Temmuz darbe girişiminin “finansörü” olduğunu belirttiği Birleşik Arap Emirlikleri ve İsrail’in ardından Mısır’a yönelik normalleşme sürecinde yaktığı yeşil ışık, Suriye ile neler yaşanabileceği tartışmalarını da ülke gündeminde ilk sıralara taşıdı.
Erdoğan’ın Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad ile görüşmeye yönelik Şanghay İşbirliği Örgütü Zirvesi öncesi ve Sisi görüşmesi sonrası verdiği sinyalleri, Suriyeli gazeteci Sarkis Kasarciyan ve Moskova Üniversitesi’nden Doç. Dr. İkbal Dürre ile konuştuk.
Kasarciyan ve Dürre, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Suriyeli mevkidaşı Esad ile yapacağı olası görüşme, Şam’ın Sisi fotoğrafına tepkisi ve Rusya’nın Suriye üzerindeki “Ankara ile normalleşme baskılarına” yönelik sorularımızı yanıtladı.
‘Sürpriz etkisi yaratmadı’
Erdoğan ve Sisi’nin verdiği karenin Şam kulislerine nasıl yansıdığını sorduğumuz Suriyeli gazeteci Kasarciyan fotoğrafın, “sürpriz etkisi yaratmadığını” hatta “gecikmiş bir adım” olarak nitelendirildiğini ifade ederek, “Erdoğan’ın Sisi ile görüşmesi Şam’da sürpriz olarak nitelendirilmedi. Aksine çok gecikmiş bir adım olarak görüldü. BAE, Suudi Arabistan ve İsrail’e yönelik normalleşme adımları sonrasında bunun daha çok bir protokol olduğu yorumları da var. Öte yandan Şam’da, Mısır’ın Türkiye’den beklediklerini alamadığını bunun için de normalleşme zamanının henüz gelmediği de konuşuluyor. Suriye hükümeti tarafında ise tabii ki bir tepki ya da görüş yok. Normalde Suriye hükümeti ya da siyaseti bu konuyu hiç değilse ‘bizi ilgilendirmiyor’ olarak ele alırdı ama genel durumda sessizlik hakim” dedi.
‘Suriye olumlu bakmıyor’
Türkiye’nin normalleşme konusunda gönderdiği sinyallere karşın Suriye’nin henüz olumlu bakmadığı yorumunu yapan Kasarciyan, “Türkiye, Suriye’ye yönelik normalleşme adımı atmaya hazır ancak Suriye bu konuya olumlu bakmıyor. Suriye’nin normalleşme için ortaya koyduğu bazı şartlar var ve Türkiye ise bu şartları yerine getirmeye hazır değil” diye konuştu.
Suriye’nin şartlarının sağlanmadığı takdirde, normalleşme adımı atmayacağını ifade eden Kasarciyan bu sebeple Türkiye’de Şam ile normalleşme sürecinin seçimlerden sonraya kalacağına dair Şam’da seslerin yükselmeye başladığını da belirtti.
Suriye’nin masasında 4 şart
Kasarciyan, “Esad o kartı Erdoğan’a durduk yere vermeyecektir” diyerek normalleşme için Suriye’nin gündeminde olan şartları şöyle sıraladı: “Suriye normalleşme için 4 şart koyuyor masaya bunlar da; Türkiye’nin Suriye’den çekilmesi, silahlı gruplara desteğinin durdurulması, su konusunu siyasi baskı kartı olarak kullanmaması ve ikili ilişkilerin karşılıklı saygı ve uluslararası hukuk çerçevesinde sürdürülmesi. Bu şartlardan su konusu ertelenebilir, Türkiye’nin çekilmesi de belki biraz yol haritası konulmasına bağlı olabilir. Silahlı gruplara Türkiye’nin desteğinin durdurulmaması halinde ise bu normalleşmenin gerçekleşmeyeceğini görüyoruz. Türkiye de zaten şart olarak ‘ılımlı muhalefet’ dediği silahlı gruplarla hükümetin bir araya gelerek siyasi bir süreç yürütmelerini bir şart olarak koyuyor bu da Şam’ın kesinlikle kabul etmeyeceği bir şey. Bu yüzden Esad, Erdoğan’la bir karede ya da bakanlar seviyesinde bir görüntü verilmesini kabul etmeyecektir. O fırsatı vermeyecektir Erdoğan’a.”
‘Rusya istedi diye Esad bunu yapmaz’
Rusya’nın Ankara ile normalleşme konusunda Şam’a baskı yapması halinde neler yaşanabileceğini sorduğumuz Kasarciyan, “Esad’ın Rusya’nın kuklası” olduğu yönündeki analizlerin “çok yanlış” olduğu belirterek Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’ın “Rusya istedi diye normalleşme yoluna gitmeyeceğini” kaydetti.
Kasarciyan şöyle konuştu: "Rusya zaten baskı yapıyor. Bu arada Türkiye’de ‘Esad Rusya’nın ve İran’ın kuklası’ gibi ifadeleri barındıran analizler yer alıyor ve hiç katılmıyorum. Tabii ki Rusya baskı yapıyor ve bunu yapmaya da devam edecek. Rusya’nın en çok istediği şey özellikle Ukrayna savaşı sonrasında Şam ve Ankara arasında bir uzlaşma. Çünkü Türkiye ile zıt düştüğü tek yer Suriye ve bu sorunu da çözmek istiyor. Ama Rusya istedi diye Esad bunu yapmaz. Esad kendi siyasetini bundan sonra da yürütecektir."
‘Rusya Erdoğan’ın da elini güçlendirecek’
Moskova Üniversitesi’nden Doç. Dr. İkbal Dürre ise Rusya’daki Şam-Ankara gündemini yorumlarken, “Rusya’nın Erdoğan’ın elini güçlendirmek istediğini” ifade ederek şöyle konuştu: “Moskova ve Şam arasında Esad-Erdoğan buluşması konusunda yaklaşım farkı var. Çünkü Rusya, Şam ve Ankara arasında bir normalleşme sürecini kayıtsız şartsız istiyor. Rusya kendi elini rahatlatacak ve Erdoğan’ın elini güçlendirecek. Moskova’nın normalleşmeyi istemesinin nedeni bu ama bu konuda Esad ile aynı yerde durmuyorlar. Esad, seçim sürecinde Erdoğan’ın elini güçlendirecek bir araç olmak istemiyor. Bu sebeple de seçimlere kadar normalleşme konusunda bir niyeti yok.”
‘Esad, Rusya’yı kayıtsız şartsız dinlemez’
Türkiye’nin Suriye ve Kuzey Irak’a yönelik operasyonlarında ölen Suriye askerlerinin Moskova ve Şam arasında bir tansiyon yarattığını ifade eden Dürre, “Şam, operasyonlardan ve asker kaybetmesi karşısında Rusya’nın sessiz kalmasından rahatsız. Esad zaten Erdoğan ile görüşmek için çok acele etmiyor. Ben bu görüşmenin kısa vadede Türkiye’nin istediği şartlarda gerçekleşeceği konusunda, Esad’ın Moskova’yı kayıtsız şartsız dinleyeceğini düşünmüyorum. Suriye’de Rusya’nın etkisi azaldı. Suriye, ABD ve Rusya’nın askeri olarak yapıcı bir şekilde muhatap olabildikleri tek yer. Onun dışında ilişkiler genelde kötü durumda, orada bu dengenin Rusya açısından devamı önemli. Bu dengeyi kaybedecek bir adım da atmak istemiyor. Dolayısıyla Rusya Suriye’de şart dikte edebilecek bir konumda değil” dedi.