İsrail'deki sivil toplum kuruluşları, hukukçular ve yüksek teknoloji sektörleri gibi meslek gruplarının çağrısı üzerine binlerce kişi meydanlara indi. İşgal altındaki Doğu Kudüs'teki bir yasa dışı Yahudi yerleşim yerinde 7 İsraillinin öldürüldüğü saldırı nedeniyle bir dakikalık saygı duruşu düzenlendi.
Tel Aviv'deki protestoların organizatörleri, gösterilerde sahnelerden müzik çalınmayacağını açıkladı. İsrail polisi, Tel Aviv'deki meydanlara çıkan yolları gün içinde trafiğe kapattı ve çevrede yoğun güvenlik önlemi alındı.
Tel Aviv kent merkezindeki Kaplan Caddesi'nde toplanan her yaştan binlerce gösterici İsrail bayrakları taşıdı. Göstericiler, "diktatörlüğe hayır" ve "demokrasi" sloganları attı.
Tel Aviv'in dışında kuzeydeki Hayfa'da da yaklaşık 10 bin kişinin katıldığı gösteriler gerçekleşiyor. Aynı şekilde, Kudüs'te de bir protesto gösterisi gerçekleştirilmesi planlanıyor.
Yılbaşından bu yana 30 Filistinli öldürüldü
İsrail askerlerinin açtığı ateş sonucu Doğu Kudüs ve Batı Şeria'da yılbaşından bugüne aralarında kadın ve çocukların yer aldığı en az 30 Filistinli öldürüldü.
Geçen hafta Tel Aviv'deki protesto gösterisine 100 binden fazla İsrailli gelirken bu hafta katılımın azalması dikkat çekiyor.
İşgal altındaki Doğu Kudüs'ün Silvan Mahallesi'nde 13 yaşında bir Filistinli, cumartesi sabahı silahlı saldırı düzenleyerek iki İsrailliyi yaralamıştı.
Doğu Kudüs’te bulunan bir Yahudi yerleşim birimindeki sinagogun yakınlarında cuma gecesi düzenlenen silahlı saldırıda 7 kişi yaşamını yitirmiş, 3 kişi de yaralanmıştı. İsrail polisi, olay yerinden araçla kaçan saldırganı kovalayarak, silahlı çatışma sonrasında etkisiz hale getirdiğini açıklamıştı.
İsrail ordusunun, işgal altındaki Batı Şeria'nın kuzeyinde Cenin Mülteci Kampı'na önceki gün sabah saatlerinde düzenlediği baskında aralarında 60 yaşında bir kadının da yer aldığı 9 Filistinli öldürülmüştü.
Baskın üzerine bölgede çıkan olaylarda işgal altındaki Doğu Kudüs'ün er-Ram beldesinde de 22 yaşında bir Filistinli yaşamını yitirmişti.
Netanyahu hükümetinin 'yargı reformu'
Adalet Bakanı Yariv Levin, 5 Ocak'ta Yüksek Mahkeme'nin yetkilerini sınırlandıran, yargının, hakimlerin seçimi üzerindeki etkisini azaltan bir yasa planladıklarını duyurmuştu.
Netanyahu başbakanlığındaki koalisyon hükümetinin, yargının bazı yetkilerini meclise devretmeye yönelik hamleleri, Yüksek Mahkeme başta olmak üzere hükümet ile İsrail yargı mekanizması arasında gerilime yol açmıştı.
Ülkedeki en yüksek yargı merci olarak görev yapan İsrail Yüksek Mahkemesi, Anayasa taslağı olarak kabul edilen "temel yasalara" aykırı olduğu gerekçesiyle meclisin çıkardığı kanunları bozma yetkisine sahip.
Netanyahu hükümeti, açıkladığı yargı düzenlemesinde, Yüksek Mahkemenin, meclisin çıkardığı kanunları bozma yetkisinin elinden alınacağını belirtmişti.
İsrail Yüksek Mahkemesinin 18 Ocak'ta Netanyahu hükümetinde birden fazla bakanlık görevi üstlenen Şas Lideri Arya Deri'nin "vergi suçlarından hüküm giydiği için" kabinede yer alamayacağına hükmetmesiyle, iktidar-yargı krizi derinleşmişti. Netanyahu, geçen hafta mahkeme kararı üzerine Deri'yi görevden almıştı.