Büyükelçilik kaynakları, İran'ın, kendi topraklarında resmi bir misafirinin öldürülmesini göz ardı edemeyeceğini belirterek, "İran liderlerinin de açık bir dille beyan ettiği gibi İran, kendi toprak bütünlüğünü, egemenliğini, onurunu korumak konusunda asla ve asla tereddüt etmeyecektir. Siyonizm terörist birliğinin bu girişimi sadece uluslararası ve Birleşmiş Milletler (BM) kurallarını çiğnemekle kalmıyor, bunun yanı sıra bölgesel ve küresel barışı ve istikrarı da zedelemektedir. Siyonizm rejiminin bu saldırgan tutumu, bu kabul edilemez saldırısı, Batı Asya'da, Orta Doğu'da istikrasızlığı körüklemiştir" dedi.
"MÜSLÜMANLARIN KANI BİRLEŞMİŞTİR"
Kaynaklar, siyonist rejimin saldırgan tutumunun destekleyicisinin ABD olduğunu, İsrail'in ondan güç aldığını belirtti. Elçilik yaptığı açıklamasında, "İran olarak bölgemizde, etrafımızdaki ülkeler, başta Lübnan, Irak, Suriye'deki istikrarsızlığın esas nedeninin ABD olduğunu biliyoruz. Siyonizm rejiminin terör politikası direniş eksenini zayıflatmaya yaramayacaktır. Siyonist rejim geçmişte benzer girişimlerde bulunmuştur. Direniş ekseni siyonist rejiminin karşısında dikilmiştir. Filistin halkının direnişinde büyük rol oynamıştır. Bugün Filistinlilerin, İranlıların, bölge Müslümanlarının hepsinin kanları birleşmiş bulunuyor ve bu kanlar Filistin davası uğuruna feda edilmeye hazırdır. Müslüman ülkelerin etkili girişimi kesinlikle bu cinayetleri engelleyecek güçtedir" dedi.
"MEŞRU MÜDAFA HAKKIMIZI KULLANACAĞIZ"
İran'lı yetkililer konu hakkın her türlü senaryonun masada olduğunu belirterek, "BM Güvenlik Konseyi'ni acil toplantıya çağırdık. Oradan çıkacak sonuçtan pek umutlu değiliz. Orada oturanlar zaten siyonizm rejiminin birinci destekçileri. Umudumuz olmasa da BM Güvenlik Konseyi'ni acil toplantıya çağırdıktan sonra başka girişimlerde de bulunduk. Birçok İslam ülkesiyle irtibata geçtik. Bir sonraki aşamada şayet siyonizm rejimi olması gerektiği şekilde kınanmazsa ve gereken cevaplar verilmezse İran olarak BM'nin 51’inci maddesine göre meşru müdafaa hakkımızı kullanarak, caydırıcılık hususunda gereken girişimlerde bulunacağız. Şayet uluslararası toplum İsrail'in, İran'ın Şam'daki büyükelçiliğine saldırısına karşı gereken cevabı vermiş olsaydı bugün İsrail, başka bir ülkenin toprağında o ülkenin resmi misafirine saldırı düzenleme cesaretinde bulunamazdı. Dolayısıyla gereken cevap verilmediği takdirde biz de İran olarak egemenlik haklarımıza açık bir şekilde ihlal edildiğinden dolayı, ülkemiz topraklarına saldırı düzenlendiğinden ve bizim resmi misafirimiz öldürüldüğünden dolayı kendi ayaklarımızın üstünde durup, kendi başımızın çaresine bakacağız. Şu anda Batı ülkeleri ve ABD, ölüm sessizliğine girmişlerdir" dedi.
'HANİYE'NİN KORUMA SEVİYESİ ÇOK YÜKSEKTİ'
Kaynaklar, Haniye'nin öldürülmesinde güvenlik zafiyeti olup olmadığına ilişkin soru üzerine, "Biz bir terör devletiyle karşı karşıyayız. Bu terör eylemleri için ABD ve Batı ülkelerinin de terör devletine verdiği destekleri, lojistik, teknoloji destekleri var. Gerçek şu ki; siyonizm rejimi terör konusunda yüksek bilgiye ve uzmanlığa sahip. Bu rejim 70 yıl içinde binlerce kişiyi terör eylemlerinde katletmiştir. Haniye'nin koruma seviyesi çok yüksekti" dedi.