Kim ne derse desin; G20’nin kazananı Rusya oldu. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin katılmamasına rağmen zirvede istediğini yaptıracak kadar güçlü bir lider olduğunu kanıtladı, bir kez daha. Bunda kuşkusuz G20 üyesi ülkelerin Rusya-Ukayna savaşı yüzünden birbirlerine düşmüş olmalarının da payı var. Kimi şaşkınların, Putin’in tepkiden çekindiği için zirveye katılmadığını söylemeleri de hayli gülünç tabii. Ülkeden dışarı adımı atmadan dilediğini yaptırabilen biri olarak çekinmesi gereken bir tepkinin olmadığı ortada.
RUSYA’SIZ METİN
Zirveden herhalde yüzü kızararak çıkan ülke ev sahibi Hindistan oldu. Bu ülke zirvede kendisini rezil etti doğrusu. Bakayım ne yazmışlar diye şöyle bir göz attığım İngilizce yayın yapan Hint gazeteleri Başbakan Narendra Modi’yi öve öve bir hal olmuşlar tabii . Oysa Hindistan G 20 üyelerine Rusya’nın toprak işgalini kınayan ancak Rusya’yı da doğrudan eleştirmeyen bir ortak metin üzerinde anlaşılsın diye hayli baskı yaptı. Rusya’nın doğrudan kınanmaması elbette doğru ancak Hindistan’ın bunu diplomatik olarak kabul ettirmek yerine baskıya gitmesi eleştiri konusu oldu. Kötü bir ev sahipliği yaptı Hindistan sonuç olarak.
Kötü ev sahibi olabilir ama zirveyi Hindistan'ın diplomatik rüştünü ispatlaması olarak nitelendiren, BM Güvenlik Konseyi'nde daimi bir koltuk için bastıran Modi, 55 üyeli Afrika Birliği'nin G20'ye katılımını sağladığı için takdir edilebilir tabii ki. Bu koskoca kıtayı G20’de bu güne kadar temsil eden tek ülke Güney Afrika’ydı. Modi’nin başkent Yeni Delhi'yi Küresel Güney'in sesi olarak konumlandırmaya çalıştığı da göz önüne alınırsa bunda da başarılı olduğu kabul edilebilir.
G20 Sonuç Bildirisi’ne de bakarak Ukrayna’nın tepkisini anlamak mümkün. Kiev zirvenin “gurur duyulacak bir tarafı yok“ dedi. Gerisini konuşmaya gerek yok. Tepkisinde haklı, üyeler arasında her ne kadar Ukrayna savaşı konusunda anlaşmazlık olsa da Ukrayna lehine bir karar çıkacağını umuyordu. Ukrayna’nın umduğu gibi olmadı. Putin adına zirveye gelen Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov’un "Batı'nın zirve gündemini 'Ukraynalılaştırma' girişimlerini engellemeyi başardık" sözlerinde gerçeklik payı var.
Rusya’nın zafer hanesine eklenecek bir diğer gelişme de, bir sonraki zirveye ev sahipliği yapacak olan Brezilya Devlet Başkanı Luiz İnacio Lula da Silva’nın tutumu. G20’nin başkanlığını 20 Aralık’ta devralacak olan Lula “Jeopolitik meselelerin G20'nin tartışma gündemini meşgul etmesine izin veremeyiz. Bölünmüş bir G20 bizim çıkarımıza değil. Çatışma yerine barış ve işbirliğine ihtiyacımız var" diyerek gündemin birinci maddesinin Ukrayna olmayacağını vurgulamış oldu.
Lula, imzacılarından biri olmasına rağmen Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin (UCM) hakkında savaş suçları nedeniyle tutuklama emri çıkardığı Putin'in gelecek yıl Rio de Janeiro'da düzenlenecek etkinliğe katılabileceğini de söyledi ki, Putin’in oturduğu yerden kazandığı başarılardan biri kabul edilmeli bu. Bakın Lula’nın şu ifadelerine: "Eğer ben Brezilya'nın başkanıysam, Putin Brezilya'ya gelirse, tutuklanmasına imkan yok".
LULA DAMGASINI VURUYOR
Lula’nın, yani Brezilya’nın başkanlığında daha saygın bir G20 göreceğiz gibi geliyor bana. Lula Kasım ayında video bağlantısıyla bir başka G20 liderler toplantısı önererek, Hindistan‘daki zirveye katılmayan Çin Devlet Başkanı Şi Jinping ile birlikte Putin'in de bu video konferansa katılma olasılığını gündeme getirdi.
ÇEVRE ADINA BİR ŞEY YOK
Her defasında umutlananlardan olmadığım için zirvede konuşulacağı söylense de, fosil yakıtların aşamalı olarak azaltılması konusunda hemfikir olunsa da üyeler bu konuda anlaşamadılar. Kömür kullanımının azaltılması kararının bu zirveden çıkacağına inanan olduysa aklına şaşarım. Çin ile Hindistan G20 grubu içinde en çok kömür kullanan iki ülke. Dünyanın en çok kirli yakıt kullanan bu iki ülkesi mi alacak kömür kullanılmaması kararını? Yani G20 Zirvesi çevre mücadelesi verenler için büyük hayal kırıklığı oldu. Üye ülkeler yine bildiklerini okuyacaklar.
Sonuçta, tekrarlayayım; insanlığa faydalı tek bir sonuç çıkmadı zirveden. Putin’e yaradığı kesin ama. Adam sarayından (Kremlin saray demek, malum) burnunu çıkarmadan zafer kazandı.
Demek ki mesele bir Saray’a sahip olmak değilmiş, Saray’dan ne zaman çıkılıp ne zaman çıkılmayacağını bilmekmiş.
Umarım ders alınır.