Ermenistan'da geçici başbakan Nikol Paşinyan'ın "Benim Adımım" bloğu, Pazar günü yapılan erken seçimi oyların yüzde 70,4'ünü alarak kazandı. Daha önce eski Cumhurbaşkanı Serj Sarkisyan'ın yeniden başbakan seçilmesine karşı geniş çaplı eylemler başlatan Paşinyan, "Ermenistan vatandaşları parlamentoda devrimci bir çoğunluk sağladı" dedi.
Merkezi Seçim Komisyonu'nun açıkladığı sonuçlara göre Benim Adımım ittifakı dışında iki muhalif parti daha barajı aşarak parlamentoya girdi.
Daha önce Sarkisyan'ın partisiyle koalisyon yapan Müreffeh Ermenistan Partisi oyların 8,20'sini, Batı yanlısı liberal Parlak Ermenistan Partisi de yüzde 6,30'unu aldı.
Ermenistan'daki seçim yasasına göre partiler için seçim barajı yüzde 5, bloklar için ise yüzde 7.
Sarkisyan'ın partisi barajı aşamadı
Eski cumhurbaşkanı Sarkisyan'ın Cumhuriyetçi Parti'si ise oyların yüzde 4,70'ini alarak barajın altında kaldı..
Daha önce seçim sisteminde yapmak istediği değişiklikler, parlamentoda çoğunlukta olan Cumhuriyetçi Parti tarafından reddedilmişti.
Seçimde, 3 milyon nüfuslu ülkede oy kullanma oranı ise yüzde 49'da kaldı. Yani 2,6 milyon seçmenden yaklaşık 1,3 milyonu sandığa gitti.
AGİT: Gerçek bir rekabet ortamı vardı
Ermenistan'daki erken seçimleri gözlemleyen uluslararası kuruluşlardan Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT), seçimlerde temel özgürlüklere saygı gösterildiğini açıkladı. Açıklamada, "Oy satın alma, seçmene baskı gibi seçim usulsüzlüklerinin olmaması, gerçek bir rekabet ortamına izin verdi" denildi.
Ermenistan'da daha önce yapılan seçimlerde büyük oranda oy çalma gibi usulsüzlüklerin yapıldığına yönelik iddialar vardı. AGİT 2013 ve 2017'deki seçimlerde "gerçek bir rekabetten söz etmenin mümkün olmadığını" ve "seçimlere hile karıştığını" duyurmuştu.
Sarkisyan'ı istifaya zorlamıştı
Daha önce 2007-2008 arasında bir yıl başbakanlık yapan Sarkisyan, 2008'de cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturmuştu. Ermenistan yasalarına göre bir cumhurbaşkanı en fazla iki dönem görevde kalabiliyor.
Sarkisyan, cumhurbaşkanlığı sırasında ülkede anayasa değişiklikleriyle yönetim sistemini değiştirmiş ve başbakana büyük yetkiler verilmesine önayak olmuştu. Eleştiriler karşısında da görev süresi bittikten sonra başbakanlığa dönmeyeceğini duyurmuştu. Ancak dediği gibi yapmadı.
2017 seçimlerini Sarkisyan'ın partisi kazanmıştı. Cumhuriyetçi Parti'den seçilen başbakan Karen Karapetyan, Sarkisyan'ın iki dönemi bittikten sonra, Nisan 2018'de istifa etmişti.
Sarkisyan, partisinin desteğiyle parlamentodan onay aldı ve 17 Nisan'da başbakanlık koltuğuna oturdu.
O dönem parlamentoda 5 sandalyesi olan Toplumsal Sözleşme Partisi'nin lideri, eski gazeteci Nikol Paşinyan, halkı sokağa çağırarak kitlesel eylemler başlattı. Sokak gösterileri, yolsuzluk ve iltimasa karşı muhaliflerin de katılımıyla haftalarca sürdü.
Ülke geneline yayılan eylemler sonucunda Sarkisyan bir hafta içinde, 23 Nisan'da istifa etti.
Parlamentodaki diğer partilerin de desteğini alan Paşinyan, Mayıs ayında başbakan seçildi.
Yapmak istediği yasal düzenlemeler Cumhuriyeti Parti'nin engeline takılınca Paşinyan, yeni bir seçimle daha fazla koltuğu hedefledi. Parlamentonun 2022'de yapılması planan seçim öncesi herhangi bir şekilde erken seçime gitmeye razı olmaması sebebiyle Ekim'de istifa etti.
Böylece, popülaritesinin yüksekolduğu bir dönemde erken seçimin önünü açtı.
Pazar günü yapılan seçimi açık ara farkla kazandı ve Sarkisyan'ın partisini barajın altında bıraktı.
Parlamento önümüzdeki birkaç hafta içinde toplanacak ve yeni başbakanı seçecek.
Dış politika ve Türkiye ile ilişkiler
43 yaşındaki Paşinyan, 2008 ve 2009'da birkaç kez yolsuzluk ve ekonomik sorunlarla ilgili eylemleri organize ettiği suçlamasıyla gözaltına alınmıştı.
Rusya ile yapılan geniş çaplı bazı ekonomik ve askeri anlaşmaları da daha önce protesto eden Paşinyan, dış politikadaki konumunu "Ne Rus yanlısı, ne Batı yanlısıyım. Ben Ermenistan yanlısıyım" diyerek tanımlıyor.
Eski Sovyet ülkesi olan Ermenistan'da Rus askeri üsleri bulunuyor. Paşinyan, ülkedeki Rus etkisini kırmak isterken bir yandan da "Türkiye ile ilişkilerimizi düşünürsek, Rus askeri üsleriyle bir sorunum yok. Üsler ülkemizin bu sınırını koruyor, bu yüzden onlara ihtiyacımız var" demişti.
Kasım ayında Ermenistan Parlamentosu'nda bir konuşma yapan Paşinyan, "Türkiye ile ilişkileri önkoşulsuz normalleştirmeye hazırız" dedi ancak 1915 olaylarıyla ilgili Erivan'ın tutumunu koruyacağını açıkladı.
"Bu, 1915 Ermeni soykırımının uluslararası çapta tanınmasına verdiğimiz önemi azaltmaya hazır olduğumuz anlamına gelmiyor. Bizim için bu, ikili ilişkilerdeki bir sorun ve uluslararası güvenlik meselesi" dedi.
Seçimin lideri Paşinyan, Ermenistan ve Azerbaycan arasında Sovyetlerin dağılmasından bu yana süren Dağlık Karabağ bölgesi sorununu çözme sözü veriyor. Nüfusunun çoğu Ermeni olan bölge, 1991'de Azerbaycan'ın Kabul etmediği tek taraflı bir referandumda ülkeden bağımsızlığını ilan etmişti. Azerbaycan ve Ermenistan orduları arasında o tarihten bu yana zaman zaman çatışma yaşanıyor.
Kasım'da yaptığı aynı konuşmada Paşinyan, Türkiye'nin Dağlık Karabağ sorununda Azerbaycan'ın yanında yer almasını eleştirmiş; bu sorun sebebiyle 1993'ten bu yana sınırın kapalı olmasını "kötü bir politika" olarak değerlendirmişti.
ABD ve AB ile ilişkileri geliştirme ve daha fazla işbirliği sözü veren Paşinyan, Moskova ile de "arayı bozmayacağını" söylüyor.
BBC Türkçe