ABD Başkanı Joe Biden, Beyaz Saray’da Almanya Başbakanı Olaf Scholz ile bir araya geldi. Görüşme sonrası yaptığı açıklamada Biden, "Rusya'nın Ukrayna'yı işgal etmesi durumunda NATO karşılık vermeye hazır" ifadelerini kullandı.
Scholz ile gerçekleştirdiği toplantıyı değerlendiren Biden, "Çok verimli bir toplantı yapma fırsatı yakaladık" dedi. Biden, "Diplomasi, tüm taraflar için ilerlemenin en iyi yoludur, Rusya konusu da dahil olmak üzere hemfikiriz" yorumunu yaptı.
Kuzey Akım 2 gündemdeydi
Rusya’dan Almanya’ya uzanan Kuzey Akım 2 doğalgaz boru hattı projesine de dikkat çeken Biden, "Rusya (Ukrayna'yı) işgal ederse, bu tankların ve askerlerin Ukrayna sınırını geçmesi anlamına geliyor, Kuzey Akım 2 artık olmayacak, son vereceğiz" dedi.
ABD ve NATO müttefiklerinin 'güven vermeyen ortak' olarak nitelediği ve Rusya'ya yönelik uygulanması gündemde olan yaptırımlardan tam olarak hangisine katılacağı konusunda net olmayan Almanya Başbakanı Scholz ise "ABD ile Almanya, Ukrayna'nın işgal edilmesi durumunda gereken tüm adımları atacak, yaklaşımlarda farklılaşma olmayacak, birlikte hareket edeceğiz" diye konuştu.
Almanya'nın Ukrayna'ya silah göndermeme politikaları ABD, NATO müttefikleri ve Ukrayna tarafından eleştirilere konu olmuş Almanya da silah göndermeme kararının arkasında durarak 5 bin miğfer yardımı yapmıştı. Almanya'nın bu yardımı ise alay konusu olmuştu.
Scholz yaptırımlar konusunda açıklamalarına şöyle devam etti: "Muhtemel yaptırımları birlikte hazırlamak için yoğun bir şekilde çalıştık... Ukrayna'ya yönelik bir askeri saldırı olduğunda, gerektiğinde hızlıca tepki vermemize yardımcı olacak bir yanıt hazırladık."
En ağır ekonomik yaptırımlar gündemde
Rusya'nın Ukrayna'yı işgalinin devasa bir hata olacağını belirten Biden, ''Putin'e hem şahsen hem telefonda çok açık bir şekilde söyledim, şimdiye kadarki en ağır ekonomik yaptırımları uygularız'' dedi. Biden, ''Amerikan vatandaşları, Ukrayna'dan ayrılmalı mı?'' sorusuna ise ''Ayrılmaları akıllıca olur ama diplomatlardan bahsetmiyorum" yanıtını verdi.
Almanya Başbakanı Olaf Scholz, yaptığı açıklamada, "Muhtemel yaptırımları birlikte hazırlamak için yoğun bir şekilde çalıştık... Ukrayna'ya yönelik bir askeri saldırı olduğunda, gerektiğinde hızlıca tepki vermemize yardımcı olacak bir yanıt hazırladık" dedi. Scholz, "ABD ile Almanya, Ukrayna'nın işgal edilmesi durumunda gereken tüm adımları atacak, yaklaşımlarda farklılaşma olmayacak, birlikte hareket edeceğiz" diye konuştu.
Normandiya formatındaki müzakerelere işaret eden Scholz, "Normandiya Formatı uygun şekilde kullanılmadı, şimdi kullanılma şansı var" ifadelerine yer verdi.
Macron ise Moskova'da Putin'le görüştü
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un görüşmesi, Rusya'nın başkenti Moskova'da gerçekleşti. Koronavirüs tedbirleri dahilinde gerçekleşen görüşmede, Putin ile Macron el sıkışmadı. Kremlin'de buluşan iki lider, masanın iki tarafında mesafeli bir şekilde yerlerini aldılar.
Oval masa gündem oldu
Kremlin'deki oval masada gerçekleşen görüşme ABD medyasında gündem oldu. Amerikan New York Post, 5 saat süren görüşmeyi mesafeden dolayı ti'ye alarak "Senin tarafında hava nasıl?" sözleriyle gündeme getirdi.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Kremlin'de ağırladığı misafirleriyle genelde sözkonusu oval masada görüşüyor. Putin, 23 Ocak'ta İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi ile gerçekleştirdiği görüşmede de aynı masanın bir ucunda, Reisi de diğer ucunda oturuyordu. Aradaki tek fark görüşmeler başbaşa gerçekleşmediği için iki taraftan da eşlik eden temsilcilerin olmasıydı. Putin geçtiğimiz günlerde Macaristan Başbakanı Viktor Orban'la da görüşmüş ve yine aynı masada karşılıklı oturmuşlardı.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron “Rusya’nın güvenlik garantileri ve Ukrayna krizi” konularını Moskova’da görüştü.
Putin ve Macron Kremlin Sarayı’nda bir araya geldi. 5 saatten fazla süren görüşmenin ardından her iki lider ortak basın toplantısında konuştu. Görüşmenin anlamlı ve faydalı geçtiğini belirten Putin, Macron ile Rusya’nın ABD ve NATO’ya önerdiği güvenlik garantileri meselesi hakkında görüş alışverişinde bulunduklarını söyledi.
97'deki sınırlara vurgu
NATO’nun doğuya genişlememesi, 1997’deki sınırlarına geri dönmesi ve Rusya sınırlarına silah yerleştirilmemesi tekliflerinin ABD ve NATO tarafından görmezden gelindiğini kaydeden Putin, "Diğer şeylerin yanında şunu göz ardı edemeyiz: NATO 2019’daki askeri stratejisinde Rusya’yı doğrudan ana güvenlik tehdidi ve düşman olarak adlandırdı. NATO bizi düşman olarak belirledi" ifadelerini kullandı.
'Moskova'ya karşı düşmanca bir politika izleniyor'
NATO’nun askeri altyapılarını Rusya sınırlarına yaklaştırdığını vurgulayan Putin, NATO ve üye devletlerinin Rus silahlı kuvvetlerini nereye ve nasıl konuşlandırılacağı konusunda “ders vermeye çalıştığını” söyledi. Rusya’nın NATO’ya değil, NATO’nun Rusya’ya doğru ilerlediğini savunan Putin, bu yüzden ülkesinin saldırgan davrandığını söylemenin mantıksız olduğuna işaret etti.
Rus askeri birliklerin Rusya toprakları içerisindeki hareketinin komşu ülkelere hangi gerekçe ile tehdit olduğunu ‘anlaşılmaz’ bulduğunu vurgulayan Putin, bu durumun Moskova’ya karşı düşmanca bir politika izlemek için kullanıldığını dile getirdi. Putin, “NATO üyesi ülkelerin kendisi Ukrayna’yı modern silahlarla doldurmaya, Ukrayna ordusunun modernizasyonu için önemli mali kaynaklar ayırmaya ve askeri uzmanlar, eğitmenler göndermeye devam ediyor" şeklinde konuştu.
'Rusya ile NATO arasında savaş çıkar'
Ukrayna’nın NATO’ya alınması halinde savaş çıkacağına işaret eden Putin, Fransa dahil Avrupa ülkelerinin Kırım’ı Ukrayna’nın parçası olarak saydığını, Moskova’nın ise Kırım’ı Rusya’nın saydığını hatırlattı. Putin konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Ukrayna’nın doktrin belgelerinde Rusya ‘düşman’ olarak tanımlanıyor ve Kırım’ın askeri yollarla geri alınması belirtiliyor. Öyleyse, Ukrayna’nın NATO üyesi olduğunu tasavvur edin. O zaman Rusya ve NATO arasında askeri çatışma meydana gelecek demektir. Biz NATO ile savaşmak mı istiyoruz? Ya da siz Rusya ile mi savaşmak istiyorsunuz? Fransa’nın Rusya ile savaşmasını ister misiniz?”
Minsk dışında alternatif yok
Mevcut Kiev yönetiminin Minsk anlaşmalarını feshetmek için bir yol izlediği kanaatini taşıdığını bildiren Putin, bu anlaşmaların dışında bir alternatif olmadığını vurguladı. Kiev yönetiminin Donetsk ve Lugansk ile doğrudan diyalog yoluyla ülkenin toprak bütünlüğünün sağlanması yönündeki barış imkanlarının tamamını yok saydığını söyleyen Putin, Macron’un bu konuları Kiev ziyaretinde detaylı bir şekilde ele almayı umduğunu dile getirdi ve ziyaret sonrası tekrar telefonda Macron ile görüşeceklerini aktardı.
Putin, Macron’un bir dizi fikirlerinin Ukrayna konusunda atılacak adımlar için olumlu olduğunu kaydetti.
ABD ve NATO ile güvenlik garantileri konusunda diyaloğun sona ermediğine dikkati çeken Putin, bu husustaki önerilerine yanıt alamadıklarını hatırlattı.
Rusya’nın ABD ve NATO’ya güvenlik garantileri konusunda gönderdiği cevaba karşı cevap hazırladıklarını bildiren Putin, “Şimdi kendi vizyonumuzla bir cevap hazırlıyoruz. Cevabı Washington ve Brüksel’e göndereceğiz” ifadelerini kullandı.
Poroşenko'ya 'sığınmacı' önerisi
Ayrıca Ukrayna’nın eski Cumhurbaşkanı Petro Poroşenko’nun ülkesinde suçlu olarak yargılandığını anımsatan Putin, Poroşenko’ya Rusya’ya siyasi sığınmacı olarak gelmesi önerisinde bulundu.
'Birlikte çalışılmalı'
Fransa Cumhurbaşkanı Macron ise Rusya ve Avrupa’nın güvenlik garantileri konusunda birlikte çalışması gerektiğini belirterek, “Avrupa’da yeni bir güvenlik düzeni inşa etmek ve istikrar için güvenlik garantileri üzerinde çalışmaya hazır olduğumuz iradesini birlikte göstermeliyiz. Bu, egemen devletler olarak birlikte inşa ettiğimiz temele dayanmalıdır" ifadelerini kullandı.
Bölgede istikrarı sağlayacak yeni mekanizmalar inşa etmek gerektiğini vurgulayan Macron, “Ancak bu, son 30 yılın anlaşmaları ve temel ilkeleri revize ederek veya temel Avrupa haklarını sınırlandırarak inşa edilemez" dedi.
Rusya ve Avrupa Birliği’nin (AB) gerilimin azalması ve durumun istikrara kavuşmasına yönelik somut önlemler konusunda anlaşması gerektiğine dikkati çeken Macron, Rusya’nın ve Avrupa ülkelerinin kaos istemeyeceğini vurguladı.
Ukrayna’daki gerilimi AB ve Rusya’nın çözüme kavuşturması gerektiğini belirten Macron, Minsk anlaşmalarının tam uygulanması ve Donbas’taki ihtilafın çözümü için Normandiya formatı çerçevesinde çalışmaların sürdüğünü hatırlattı.
'Mesele ancak siyasi olarak çözülebilir'
Minsk anlaşmalarının Ukrayna’daki krizin çözümünde ilerleme sağlamaya neden olacağını, bunu Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy’e de söyleyeceğini bildiren Macron, "Ukrayna meselesinin çözümü ancak siyasi olabilir ve bu çözümün temeli Minsk anlaşmalarıdır" dedi.
Zelenskiy’in Ukrayna sınırları yakınındaki 125 bin kişilik Rus askeri birlikleri konusunda “gergin” olduğunu da aktaran Macron, Zelenskiy’in buna rağmen “soğukkanlı” davrandığını ve bunun memnuniyetle karşılanması gerektiğinin altını çizdi.
Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) içinde halihazırda sahip oldukları gelişmeleri göz önünde bulundurarak Avrupa'da güvenlik ve istikrarı tesis edebileceklerine emin olduklarını söyleyen Macron, “Ama aynı zamanda yeni çözümler de üretmemiz gerekiyor, bunlar belki de daha yenilikçi olmalı" dedi.
Macron, Belarus Cumhurbaşkanı Aleksandr Lukaşenko’nun ülkeye nükleer silahlar yerleştirebileceği yönündeki sözleri ve bu ülkedeki anayasa değişikliği konusunda rahatsız olduğunu, ancak Putin’in kendisini bu konuda teskin ettiğini dile getirdi.