Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Ortodoks Kilisesi’yle flörtü hayli ileri gitmişe benziyor. Putin’in kiliseye yaptığı jestlerin çoğalmasından anlaşılıyor bu. Güç sahiplerinin meşruiyet kaynaklarından biri de din, bilindiği gibi. Toplumsal karşılığı olmayan ya da toplumun tümünü kapsayamayan ne kadar “tek adam” varsa ruhani dünyaya sığınır, malum. Putin’e özgü bir durum değil yani.
Kiliseye en son yaptığı jest Rus antik çağınının en değerli ikonası olarak tanımlanan Teslis’i Ortodoks Kilisesi’ne vermesi oldu Putin’in. Ülkesinin dini sanatını jeopolitiğin hizmetine sokmuş oldu böylelikle. Rus Ortodoks Kilisesi Patrikhanesi Putin'in "Ortodoks inananlardan gelen talebe yanıt olarak" Teslis’i verdiğini söylüyor ama böyle bir talebin olmadığını yazıyor ülke basını.
Her fırsatta din şovu
Tatsız bir durum. Çünkü Teslis’in sanat değeri dini değerinden daha önemli. Dolayısıyla sanat çevreleri 1920’lerin sonundan beri Moskova’daki ünlü Tretyakov Galerisi’nde sergilenen Teslis’in yerinden edilmesine tepkili. Bu devir teslimin 15. yüzyılda Andrei Rublev tarafından resmedilen eserin “ölümüne“ yol açabileceği endişesi hakim bu çevrelerde.
Rus Ortodoks Kilisesi Putin'in Ukrayna'daki savaşını destekliyor bilindiği gibi. Rus askerlerini kutsadığı, ölmeleri halinde onlara kurtuluş vaat ettiği de biliniyor. Kilise ile Devlet’in bu işbirliği insanların dini duygularını araçsallaştırıyor tabii ki.
Teslis’in yanı sıra Nevsky’nin ahidinin de Kilise’ye verildiği belirtiliyor. 1547'de Rus Ortodoks azizi olarak kanonlaştırılan Nevsky, Rus askerlerinin koruyucusu olarak kabul ediliyor ülkede. Putin’in bu yıl Ortodoks Paskalyası sırasında Ukrayna'da savaşan komutanları ziyaretinde onlara Nevsky’nin kopyasını hediye etmişti.Her fırsatta din gündeminde Putin’in.
O şaheserler “ölebilir“
Tretyakov Galerisi’nin Müdür Yardımcısı Andrei Vorobev, "Rusya Federasyonu Devlet Başkanı'nın Rus müze koleksiyonlarında yer alan devlete ait nesneler üzerinde tasarrufta bulunma yetkisi yoktur” diyerek karşı çıkıyor duruma. Zaten devir teslimin bir kararname ile yapıldığıın ortaya çıkması Vorbev’i doğruluyor. Bunun devamının gelebileceğinden de endişeli haklı olarak.
Gerçekten devamı gelirse eserlerin zarar görmesi olasılığı hayli yüksek. Sanat eserlerinin, sabit sıcaklık ile nem oranına sahip özel koruma koşullarında tutuldukları müzelerden çıkarılmaları son derece sakıncalı. Bu tecrübeyle sabit üstelik. Teslis, Tretyakov Galerisi'nden sadece iki kez çıkarılmış: İlkinde İkinci Dünya Savaşı sırasında tahliye edildiğinde, ikincisinde de geçen yıl birkaç günlüğüne Ortodoks Kilisesi'ne gönderildiğinde. Geri geldiğinde tam 60 hasar tespit edilmiş eserde.
Rusya laik bir devlet aslında. Ama bu “din işlerine karışmadığı“ anlamına gelmiyor. Devlet 1990’larda çıkarılan bir yasa uyarınca Kilise’ye ait gayrimenkulleri restore ediyor. Putin’in son yıllarda iyice yakınlaştığı Ortodoks Kilisesi, bu durumu kullanırken toplumda hoşnutsuzluk da artıyor. Bu hoşnutsuzluğun nedenlerinden biri Kilise’nin estetikten yoksun ibadethaneler açması. Büyük Rus dini sanatından çok uzak zevksiz dini yapılar yükseliyor ülkede. Tüm sağcı güç sahiplerinin, Putin’in de elbette, büyük yapı, büyük ibadethane, devasa saray tutkuları anlaşılır gibi değil gerçekten. Rusya’da “her mahalleye bir kilise“ sloganı uyarınca sayısız ibadethane yapılıyor bu arada. Rus hükümetinin resmi olarak “iki yüz kilise“ adını taşıyan bir inşaat programı olduğunu da belirteyim.
Putin elbette Rus milliyetçisi bir sağcı. Her sağcı gibi toplumun geri yanlarını okşuyor. Kiliseyi yapıp ettiklerinde sırtını dayayacağı bir meşruiyet kaynağı olarak görüyor. Halkından uzak olan dine yakın durur, kuraldır bu.
Putin dini, jeopolitiğin araçlarından biri yapmakta son derece usta.
Dini kullanıyor olmada kimden etkilendi acaba?
Kimbilir?