Keyif adamı olduğuna kuşku yok. Nasıl harcayacağını bilemeyeceği kadar çok olan parası sayesinde (İtalya’nın üçüncü büyük zenginiydi, malum) siyasete girip üç kez de Başbakan olmasına rağmen zevklerinden vazgeçmemiştir. Seks skandalları, vergi yolsuzlukları ne ararsanız vardı onda ama İtalyan halkı bu adamdan esirgemedi teveccühünü.
Düşünün, 1993’te kurduğu Forza Italia partisi, bir yıl sonra iktidara gelecek, hiç bir devlet yönetme deneyimi olmadığı halde (İtalya tarihinde ilktir) Başbakan olacak. O dönemleri anımsayanlar için başdöndürücü bir başarıdır bu. Berlusconi’nin Forsa İtalya’sı iki partili ülke siyasal sistemini bozarak, iki parti üzerine kurulu hesap verilebilirlik, sorgulanabilirlik gibi bir şemayı ortadan kaldırdı. İtalyan siyasetine en büyük kötülüğünün bu olduğunu söylerler.
Müthiş geri dönüşler, yeniden doğmalar
Popüler kültürü, medyayı, parti sistemini nihayet kamu politikasını alt üst eden bu adam yine de İtalya'nın liberal demokrasi olma statüsünü değiştiremedi. İçinde yer aldığı skandallar seçmen üzerine pek de etkili olmadı. 2001-2006 yılları arasındaki ikinci görev dönemi, İkinci Dünya Savaşı'ndan bu yana herhangi bir İtalyan liderin en uzun süre görev yaptığı dönem oldu. Berlusconi 2008'de yeniden iktidara geldi ancak 2011'de ciddi bir borç krizinin ortasında istifa etmek zorunda kaldı.
Yaşadığı “geri dönüşler” iddiasının ya da neye inanıyorsa onun peşini bırakmamanın örneğidir. Onu sürekli yeniden ayağa kaldıran bir inadı vardı. Bu yüzdendir ki 2012 yılının sonlarında vergi kaçakçılığından hüküm giyerek bir yıl süren cezasını Milano'da bir huzurevinde yarı zamanlı kamu hizmeti yaparak çekmesine rağmen, 2018’de adaylık yasağı kalkar kalkmaz 2019’da Avrupa Parlamentosu'nda yeniden bir sandalye kazandı. Ekim 2022'deki genel seçimlerde partisi, Giorgia Meloni'nin İtalya'nın Kardeşleri liderliğindeki koalisyonda yer alarak iktidara geri döndü. Berlusconi ayrıca senatör olarak da seçildi. Küllerinden doğmak deyimi Berlusconi’ye çok çok uygun. Unvanlarıdan biri de Kingmaker’dı. Dilediği kişiyi dilediği yere getirmiş olma becerisini ifadeye yaran bir sözcük: Kral Yapan demek.
İsa Mesih’e benzemek
İtalyan siyasetini alt üst ettiği dönemlerde partisinin milletvekili 33 yaşındaki Marta Fascina ile ilişki yaşıyordu. Bir ilişkisinin olması lüks villasında "Bunga Bunga" partileri düzenlemesine engel olmamıştı. Para karşılığı kadınların direk dansı yaptığı partilerdi bunlar. Siyasetçilerin bulaşmaması gereken bu skandalları yüzünden “ahlaksız“ olarak suçlanmasıyla dalga geçercesine bir ahlak abidesi olduğunu vurgulamak için “ben siyasetin İsa Mesih’iyim“ bile dedi. Hiç bir ahlaki eleştiri durduramadı Berlusconi’yi.
Gücünü kullanma konusunda hayli bayağı örnekler var verilecek. Tutuklanan Faslı genç bir gece kulübü dansçısını korumak için siyasi olanaklarını kullandı örneğin. Polis, 'Ruby the Heart Stealer' sahne adıyla tanınan Karima El-Mahroug adlı kadını hırsızlıktan gözaltına aldığında, Berlusconi kadının Mısır Cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek'in yeğeni olduğunu söyleyerek serbest bıraktırmıştı. Berlusconi, kız henüz 17 yaşındayken ona seks için para ödemekle suçlanarak yargılanmış, ancak 2014 yılında beraat edebilmişti.
Huylu huyundan vazgeçer mi? O da geçmedi. Geçen yıl Monza oyuncularına AC Milan veya Juventus'u yenmeleri halinde "bir otobüs dolusu fahişe" getireceği sözünü verdi. AC Milan’ın sahibiydi bu arada.
Şu kabul edilmeli; berbat bir adam, paralı bir playboy, eğlence, zevk sefa düşkünü bir Başbakan olmasına rağmen İtalyan demokrasisi için hiçbir zaman bir tehdit oluşturmadı. Çünkü hiçbir zaman “demokrasi” adı verilen, kendisinin palazlanmasına yarayan sistemden şikayeti yoktu çünkü. Deli gibi davranışları vardı ama Anayasa ne diyorsa ona uydu hep.
Tam yirmi yıl boyunca İtalyan siyasal sistemini tıkadı. Ülkedeki her türlü yeniliğin önüne engel çıkardı. Üstelik bunu yapabilecek donanımı, bilgisi, sistemi geliştirecek bir önerisi de yoktu.
Parası vardı sadece.