Bölge basınında çıkan habere göre, örgütün Nikaragua seçimleri kararının ardından toplanan meclis genel kurulu, OAS'nin ülkeye yönelik kararını kınadı. OAS'den çekilme yönündeki tavsiye kararı, Meclis'te 87 milletvekilinden 83'ünün oyuyla kabul edildi.
Konuya ilişkin henüz kararını bildirmeyen Ortega, daha önceki açıklamalarında örgütün ülkesine yönelik sözlerine tepki göstermişti.
OAS, ülkedeki seçimleri gayrimeşru ilan etmişti
Örgütün Genel Sekreteri Luis Almagro'nun çağrısı üzerine 13 Kasım'da Orta Amerika ülkesi Nikaragua'daki seçimleri görüşmek üzere toplanan OAS Genel Kurulu, Devlet Başkanı Ortega'nın kazandığı seçimi "gayrimeşru" ilan eden metni onaylamıştı.
Karar, 25 lehte, 1 aleyhte ve 7 çekimser oyla kabul edilmişti. OAS'nin 30 Kasım'da acil toplu değerlendirme ve önlemlerin alınması için yeniden bir araya geleceği bildirilmişti.
OAS'nin Genel Kurul sonucunda yayımladığı metinde, Ortega'nın 4'üncü kez devlet başkanı olduğu seçimlerin, "özgür, adil, şeffaf ve demokratik ilkelerden yoksun olduğu" belirtilmişti.
Biden, Ortega ve birçok Nikaragualının ABD'ye girişini yasakladı
ABD Başkanı Joe Biden, "Nikaragua'nın demokrasisine zarar verdikleri" gerekçesiyle Nikaragua Devlet Başkanı Daniel Ortega, Ortega'nın eşi ve Başkan Yardımcısı Rosario Murillo ile "demokrasiye zarar veren" eylemlerde bulunan kişilerin ABD'ye girişini yasakladı.
Söz konusu yasakları ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken resmi Twitter hesabından yaptığı bir açıklamayla duyurdu. Blinken, "ABD'nin, Nikaragua halkının demokratik arzularını savunacağına dair güçlü sinyal gönderiyoruz. Bu bildiri, demokrasiyi baltalayan Nikaragualıların ABD'ye girişini askıya alıyor" ifadelerini kullandı.
Biden, Nikaragua'da geçen hafta yapılan tartışmalı seçimlerin ardından dün "Nikaragua'da demokrasiyi tehdit eden politikalar ya da eylemlerden sorunlu kişilerin ABD'ye girişinin yasaklanması" başlıklı bir kararname imzalamıştı.
"Demokrasiye zarar veren" olarak nitelendirdiği eylemlerde bulunan ya da politikaları destekleyen kişilerin ABD'ye girişinin engellenmesinin Nikaragua demokrasisine verilen bir destek olduğunu belirten Biden, bu kapsamda Nikaragua Devlet Başkanı Ortega, Ortega'nın eşi ve Başkan Yardımcısı Murillo'nun yanı sıra çok sayıda Nikaragualı yetkilinin ABD'ye girişinin yasaklandığını vurgulamıştı.
Yaptırımlar
Öte yandan ABD yönetimi, 7 Kasım'daki devlet başkanlığı seçiminin ardından Nikaragua Kamu Bakanlığı ve 9 hükümet yetkilisini yaptırım listesine aldı. Hazine Bakanlığından yapılan açıklamada, Yabancı Varlıkları Kontrol Ofisince (OFAC) ülkedeki seçimlerin ardından Nikaragua Kamu Bakanlığı ve 9 hükümet yetkilisinin yaptırım listesine eklendiği bildirildi.
Açıklamada, Ekim 2020 ile Haziran 2021 arasında, Devlet Başkanı Daniel Ortega ve Başkan Yardımcısı Rosario Murillo tarafından kontrol edilen Nikaragua Ulusal Meclisi'nde hükümetin, muhalefete yönelik baskısını kolaylaştıran ve Kasım 2021 seçimlerinde şansını ortadan kaldıran altı yasayı onayladığı anımsatıldı.
Seçim süreci
Yüksek Seçim Kurulundan (CSE) son yapılan açıklamada, Nikaragua'da kesin olmayan sonuçlara göre, Ortega liderliğindeki Sandinista Ulusal Kurtuluş Cephesinin (FSLN) yüzde 99'u sayılan oyların yüzde 74,99'unu aldığı duyurulmuştu.
Ülkeyi 14 yıldan bu yana kesintisiz yöneten Ortega, böylece 4'üncü kez yeniden seçilerek 2027'ye kadar devlet başkanlığı görevine hak kazanmıştı.
Ne olmuştu?
ABD yönetimi, 8 Kasım'da yaptığı açıklamada, Nikaragua'da yapılan seçimleri "hileli" ve "demokrasiye aykırı" olarak nitelendirerek, bu ülkeye yönelik yeni yaptırımların sinyalini vermişti.
Amerikan Devletleri Örgütü, Avrupa Birliği (AB) ve ABD'den yapılan açıklamalarda, seçimin güvenilir olmayacağı savunulmuştu. ABD Dışişleri Bakanlığının 15 Ekim'deki açıklamasında, Nikaragua'da düzenlenecek devlet başkanlığı seçimlerinin "tüm güvenilirliğini yitirdiği" bildirilmişti.
Nikaragua'da seçimler öncesi birçok muhalif isim, "ihanet yasası" kapsamında gözaltına alınmıştı.
Amerikalılar Arası İnsan Hakları Komisyonuna göre, Nikaragua'da 2018'de Ortega liderliğindeki FSLN hükümetine karşı kitlesel protestolarda 325 kişi hayatını kaybetmiş, on binlerce protestocu hapse atılmıştı.