WikiLeaks'in kurucusu Julian Assange'la iş birliği yapan 5 medya kuruluşu, basın özgürlüğünü baltaladığı gerekçesiyle ABD'ye "Assange'a yönelik suçlamaları geri çekmesi" çağrısında bulundu.
Avrupa'dan The Guardian, Le Monde, Der Spiegel, El Pais ve ABD'den New York Times'ın editörleri ve yayıncıları paylaştıkları açık mektupta, ABD yönetiminden Assange'a yönelik suçlamaları düşürmesini talep etti.
Mektupta, "Yayıncılık suç değildir" görüşünü paylaşan medya kuruluşları, Assange'a yönelik suçlamaların medya özgürlüğüne doğrudan bir saldırı olduğunu belirtti.
Ayrıca, mektupta, "Kamu yararı için gerekli olduğunda hassas bilgilerin elde edilmesi ve ifşa edilmesi, gazetecilerin günlük çalışmalarının temel bir parçasıdır. Bu iş kriminalize edilirse, kamusal söylemimiz ve demokrasilerimiz önemli ölçüde zayıflar" ifadelerine yer verildi.
The Guardian, Le Monde, Der Spiegel, El Pais ve New York Times, 28 Ekim 2010'da Julian Assange'ın ele geçirip sızdırdığı 251 bin belgeyi alıntılayarak "Cablegate" adı altında yayınlamıştı.
O dönem ABD'li asker Chelsea Manning tarafından WikiLeaks'e sızdırılan belgeler, dünya çapında ABD diplomasisinin iç işleyişini açığa çıkarmıştı.
Assange'ın dava süreci
Julian Assange'ın kurduğu WikiLeaks, 2010'da aralarında ABD'nin Irak ve Afganistan'da işlediği suçları da delillendiren çok sayıda gizli belgeyi yayımlamıştı.
ABD'nin casuslukla suçladığı ve iadesini istediği Assange, hakkında tecavüz ve cinsel taciz suçlamalarıyla açılan davalar için İsveç'e iadesi gündemdeyken, Haziran 2012'de Ekvador'un Londra Büyükelçiliğine sığınmıştı.
Assange, Ekvador'un Londra Büyükelçiliğinden 11 Nisan 2019'da çıkarılarak gözaltına alınmış ve "kefaletle serbest bırakılma şartlarını ihlal etmekten" tutuklanarak Londra'daki Belmarsh Hapishanesi'ne konulmuştu.
Mahkeme, Assange'ı bu suçtan 50 hafta hapse mahkum etmişti. 50 haftalık cezasını dolduran Assange'ın iade talebi çerçevesinde tutuklu kalmasına karar verilmişti.
Duruşmaların ardından 4 Ocak 2021'de Assange'ın intihar riskinin yüksek olduğu ve ABD hapishanesinde özel idari önlemlere tabi tutulacağı, özellikle de istihbarat topluluğunun kendisine düşman olması nedeniyle "gerçek bir risk altında" olduğu gerekçesiyle ABD'nin iade talebi reddedilmişti. ABD ise karara itiraz etmişti.
ABD, temyizi kazanabilmek için WikiLeaks kurucusunun yüksek güvenlikli hapishanelerde tutulmayacağı ve hapis cezasını ülkesi Avustralya'da çekebileceği taahhüdünde bulunmuştu.
Savunma ekibi ise CIA'in, Assange'ı Ekvador'un Londra Büyükelçiliğinde saklandığı sırada kaçırma ve öldürme planı yaptığına ilişkin haberleri dayanak göstererek can güvenliğine vurgu yapmıştı.
10 Aralık 2021'de Yüksek Mahkeme, verilen teminatları yeterli bularak alt mahkemenin kararını bozmuş ve Assange'ın ABD'ye iade edilebileceğine hükmetmişti. Bunun üzerine Assange'ın savunma ekibi, davayı Yargıtaya taşımak için Yüksek Mahkemeye izin başvurusunda bulunmuştu.
Yargıtay da 14 Mart'ta verdiği kararla Assange'ın ABD'ye iade edilebileceği yönündeki karara itirazını reddetmişti.
20 Nisan'da da Westminster Sulh Ceza Mahkemesinin iadeye hükmetmesiyle konu nihai karar için İçişleri Bakanı Priti Patel'in önüne gitmişti.
Patel, 17 Haziran'da Assange'ın ABD'ye iade edilmesi kararını imzalamış, Assange'ın avukatları da 1 Temmuz'da karara ilişkin Yüksek Mahkemeye itiraz başvurusunda bulunmuştu.