Çin Halk Kurtuluş Ordusu Doğu Cephesi Komutanlığından yapılan açıklamada, "ABD, bilerek eski numaralara başvuruyor ve Tayvan Boğazı'nda bela çıkarıyor. Bu durum ABD'nin bölgesel güvenlik konusunda en büyük risk yaratıcısı olduğunu kanıtlıyor." ifadesine yer verildi.
Pekin yönetimi, kendi karasuları içinde gördüğü Tayvan Adası'nın yakınından silahlı geçişi kınarken, ABD Donanması 7'nci Filosu geminin geçişinin rutin bir seyir faaliyeti olduğunu savundu.
Filodan yapılan açıklamada, "ABD, Hint-Pasifik bölgesinin özgür ve açık olması taahhüdüne bağlıdır." denildi. ABD donanmasına ait Burke sınıfı güdümlü füze muhribi USS Curtis Wilbur, önceki gün Tayvan Boğazı'ndan geçmişti.
Öte yandan 14 Haziran'da gerçekleşen NATO Zirvesi'nde ABD, NATO'yu Çin'a karşı hamle yapmaya çağırmıştı. NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, Brüksel'de düzenlenen zirvede ittifak üyelerinin Çin'in yükselişine ortak bir yanıt vermeleri gerektiğini söylemişti. Sonrasında NATO liderler zirvesinin sonuç bildirgesinde Çin'e geniş yer ayrılması ve 'tehdit' olarak nitelendirilmesi, Çin yönetimi tarafından tepkiyle karşılanmıştı.
Çin-Tayvan anlaşmazlığı
Çin'de İkinci Dünya Savaşı'nın ardından çıkan iç savaşta Mao Zedong liderliğindeki Çin Komünist Partisinin (ÇKP) 1949'da iktidarı ele geçirmesi ve Çin Halk Cumhuriyeti'nin kuruluşunu ilan etmesi üzerine Çan Kayşek liderliğindeki Çin Milliyetçi Partisi (Kuomintag) üyeleri, Tayvan'a yerleşip 1912'de kurulan "Çin Cumhuriyeti" iktidarının Ada'da devam ettiğini ileri sürerek bağımsızlık ilan etmişti.
Bu girişimin tarafından kabul edilmese de Tayvan temsilcileri, 1971'e kadar Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulunda Çin'i temsil etmişti. 1950'ler ve 1960'larda çok sayıda ülkenin diplomatik ilişki tercihini Çin Cumhuriyeti'nden Çin Halk Cumhuriyeti'ne çevirmesinin ardından, 1971'de BM Genel Kurulunda yapılan oylamada Pekin hükümetinin Çin'in tek meşru temsilcisi kabul edilmesiyle Tayvan'ın uluslararası konumu belirsiz hale gelmişti.
Tayvan'ın Çin'in toprağı olduğunu savunan Pekin, Tayvan Boğazı'nı da kendi karasuları içinde kabul ediyor.
Çinlilerin yüzde 40'ından fazlası Avutralya'yı 'askeri tehdit' olarak görüyor
Öte yandan Devlet destekli bir haber kuruluşunda yayınlanan anket sonuçlarına göre, Çinlilerin yüzde 40'ından fazlası Avustralya'yı "askeri bir tehdit" olarak görüyor.
9News’in haberine göre, Global Times’ın yürüttüğü ankete katılanların yüzde 41,3'ü, Avustralya'nın askeri, siyasi veya ideolojik bir tehdit olduğunu düşündüklerini ifade etti.
Global Times Araştırma Merkezi ve Pekin Dış Araştırmalar Üniversitesi Avustralya Araştırmaları Merkezi tarafından çevrim içi yürütülen araştırmaya göre, Avustralya-Çin ilişkisine olumlu bakanların oranı 2020 yılında yüzde 65,3’ten yüzde 55,6’ya geriledi.
Anket, Avustralya'nın Lowy Enstitüsü tarafından Avustralya'nın Çin'e olan güveninin önemli ölçüde azaldığını gösteren anketin hemen ardından yayınlandı.
Beyaz Saray: Afganistan'dan çekilme planımızda bir değişiklik yok