Ter Beek, Almanya sınırına yakın küçük bir köyde erkek arkadaşı ve iki kedisiyle yaşıyor. Hayatının büyük kısmında ruh sağlığı sorunlarıyla mücadele ettiğini ve artık dayanılmaz hale gelen bir depresyonla karşı karşıya olduğunu söylüyor.
Ter Beek, ötenazi kararıyla ilgili şunları söyledi:
"Yaşamın kalitesini ve onurunu korumak benim için çok önemli. Artık neşe ve umut duygusu hissetmiyorum ve daha fazla acı çekmek istemiyorum."
TARTIŞMALAR ALEVLENDİ
Ter Beek'in hikayesi, ötenazi ve ruh sağlığı etiği hakkında birçok soruyu gündeme getiriyor. Bazıları, fiziksel olarak sağlıklı bir kişinin ruhsal sorunlar nedeniyle hayatına son vermesinin etik olmadığını savunuyor. Diğerleri ise Ter Beek'in kendi bedenine ve hayatına dair özgür iradesini kullanma hakkını savunuyor.
Şubat ayında 93 yaşındaki eski Hollanda Başbakanı Dries van Agt ve eşi de ötenazi nedeniyle el ele yaşamlarına son vermişti.
Hollanda'daki Kampen İlahiyat Üniversitesi'nden sağlık etiği uzmanı Stef Groenewoud, "Ötenaziyi doktorlar ve psikiyatristler tarafından masaya getirilen kabul edilebilir bir seçenek olarak görüyorum, oysa daha önce son çareydi. Özellikle psikiyatrik hastalıkları olan kişilerde sağlık çalışanlarının eskisinden daha kolay vazgeçtiği bir olgu görüyorum" diye konuştu.
Ter Beek'in kararını eleştirenler, The Free Press'e göre onun gibi kişilerin yasalar tarafından kendilerini öldürmeye teşvik edildiğini ve birçoğunun intihar artışını bir salgına benzettiğini söylüyor.