Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu'nu ziyaret etti. Ziyaretin ardından ortak basın açıklaması yapıldı.
Karamollaoğlu, 'yeni Anayasa' çalışmalarına ve İnsan Hakları Eylem Planı'na ilişkin, "Kusura bakmasınlar ama şahsen önemsemiyorum. Kanunları değiştirmek yeri geldiğinde gerekli ama esas olanı mevcut kanunlara uymak. Zihniyet değişmeden, kanunların değişmesi hiçbir şey ifade etmiyor" dedi. Davutoğlu da, "Sivil anayasa olacaksa önce düşünce özgürlüğünü, insan onurunu esas alacaksınız. Sayın Erdoğan çerçeve oluşturmaya çalıştırıyor kendince, sınırları da Sayın Bahçeli çiziyor. Var olan anayasayı tanımadığınızı söylüyorsunuz uygulamada" diye konuştu.
Davutoğlu ve Karamollaoğlu, gerçekleştirdikleri toplantının ardından ortak basın açıklaması yaptı.
Davutoğlu da, İnsan Hakları Eylem Planı'na ilişkin, "Ben ortada ne iyi niyet, samimiyet, ne de halde tavırda eylem planına uygun bir tavır görüyorum. Niyet gündem değiştirmek. Bugün Türkiye'deki korku ikliminin sorumlusu sizsiniz, önce onu dağıtın" yorumunu yaptı.
Karamollaoğlu da, "Ben son yaklaşımları, anayasa değişikliği, kanunlarda yapılan değişikleri kusura bakmasınlar ama şahsen önemsemiyorum. Kanunları değiştirmek yeri geldiğinde gerekli ama esas olanı mevcut kanunlara uymak. Zihniyet değişmeden, kanunların değişmesi hiçbir şey ifade etmiyor. Bugün anayasanın bazı maddelerine uymuyoruz derseniz yeni değiştireceğiniz maddelere uyacak mısınız? Anayasa'da kanunları değiştirmekle gidişatta bir değişiklik olacağı kanaatinde değilim" ifadesini kullandı.
Davutoğlu'nun açıklamasından satır başları ise şöyle oldu:
Birçok konuları ele aldık. Artık tek adam yönetiminden kaynaklanan, bir kişinin her şeyi belirlediği anlayış değişmek zorunda. Gelecek Partisi'nin kurulması ve sonrasında ortaya çıkan dinamizm, siyasi deviminin işaretidir. Sayın Cumhurbaşkanının İnsan Hakları Eylem Planı, anayasa çalışmaları vs. siyasi hareketliliğin bir sonucudur. Türkiye dışlayıcı otoriter bir anlayışın sınıflarına gelmiştir. Dışlayıcı otoriter anlayışın karşısında yer alan siyasi hareketlerin partilerin de bir araya gelmesi isabettir. Biz bu bakımdan Saadet ve Gelecek Partisi'nin temel ilkeler ve siyasete bakış, Cumhurbaşkanı Hükümet Sistemi'nin doğurduğu zaafa bakış, yoksulluklar, yolsuzluklar, yasaklar karşısındaki ortak tutum bakımından çok köklü asgari bir zeminde bir araya geldik. Karamollaoğlu'nun her zamanki güzel ev sahipliği ile bizi karşılamış olması dolayısıyla kendisine teşekkür ediyoruz.
İnsan Hakları Eylem Planı'nı dikkatlice dinledik. Böyle bir planın başarılı olması için açık, berrak olacak, samimi olacaksınız ve eyleminizle göstereceksiniz. Ben ortada ne iyi niyet, samimiyet, ne de halde tavırda eylem planına uygun bir tavır görüyorum. Niyet gündem değiştirmek. Samimiyet olmadığının açıkça işareti... Bugün Türkiye'deki korku ikliminin sorumlusu sizsiniz, önce onu dağıtın.
Genel Başkan Yardımcımız sokak ortasında siyasal terör ile yaralanıyor, hastaneye kaldırılıyor. Zanlıları 15 gün sonra dışarı çıkartıyorlar. Boğaziçi Üniversitesi'nde öğrenciler terörist diye içeri alınıyorlar... Böyle bir iklimde İnsan Hakları Eylem Planının samimiyetinden bahsedilebilir mi? Eylende tutum değişikliği görmüyoruz. Sözle değil davranışla, saygıyla ortaya konur. Bazı yerleri doğru. Bu İHEP diye açıklanan hususların birçoğu, benim Başbakanlık döneminde açıkladığım, Başbakanlığıma mal olacak şekilde tepki gösterdikleri unsurlar. Reform dedikleri unsurlara bakın, o günkü metinlerle karşılaştırın. Copy paste benzerlikler göreceksiniz. Ortada insan haklarına saygı yok.
Anayasa uzun dönem kamuoyunu meşgul etmek için elverişli bir şeydir. Cumhurbaşkanı, 'Biz darbe artığı anayasadan kurtulacağız' diyor. Net olarak söylesin, hangi maddeler darbe artığı? Sivil anayasa olacaksa önce düşünce özgürlüğünü, insan onurunu esas alacaksınız. Sayın Erdoğan çerçeve oluşturmaya çalıştırıyor kendince, sınırları da Sayın Bahçeli çiziyor. Önce düşünce özgürlüğünü, insanı, insan onurunu esas alacaksınız, adaleti esas alacaksınız. Temel hukuk devleti kurallarını esas alacaksınız. Siyasi ahlakı öne çıkaracaksınız. 12 Eylül Anayasa'sına biz temelden karşıyız. Darbeyle gelen anayasanın meşruiyeti olmaz. Bugünkü anayasa meşrudur o anlamda söylemiyorum. Toplumsal meşruiyeti kastediyorum. Var olan anayasayı tanımadığınızı söylüyorsunuz uygulamada...
(Fezleke) O gün bütün muhalefet partileri HDP de dahil CHP de dahil, dokunulmazlıkların kaldırılması görüşünü ifade ediyorlardı. Bazı çevreler ise sadece bir partiye dönük olarak dokunulmazlığın kaldırılması talebinde bulunuyorlardı. Muhalefetin de görüşlerini göz önünde alarak, onların da mutabık kaldıkları çerçeve olarak tek bir partiye ve tek bir partinin vekillerine karşı dokunulmazlıkların kaldırılmasını doğru görmediğimi ifade ettim. Bütün dokunulmazlıklar, kürsü dokunulmazlığı hariç, kaldırmaya varız dedim, kaldırdık. O günkü muhalefet partileri de bunu talep ediyorlardı. Şu anda da aynı kanaatteyim. Kürsü dokunulmazlığı hariç milletvekillerinin diğer vatandaşlardan bir farklı olmaması gerektiğini düşünüyorum. Fezlekeler ise, ilkesel bir çerçeveden bakılarak gelmiş fezlekeler değil. Hukuki boyutundan daha çok siyaseti dizayn etme çabası... Bu bir siyaset mühendisliği. Biz parti olarak kendimizle ilgili de her türlü Meclis soruşturmasına açığız. Burada hukuki süreçlerden daha çok temiz siyaset anlayışından, teröre karşı mücadeleden daha çok siyaseti dizayn etme çabası var. Fezlekelerin temel amacı siyaseti dizayn etme çabası olduğu için tutumumuz açıktır. Kimse siyaseti bu yolla dizayn etme çabasına giremez, biz buna karşı çıkarız.