Denizli’nin Bozkurt ilçesinde yaşanan olayda, halen Hamidiye mahallesi muhtarı olan Mehmet Uygun, Bozkurt Belediyesi'nde işçi olarak çalıştığı 2 Şubat 2011 tarihinde ağaç dikimi sırasında toprak burgu makinesine kolunu kaptırdı. Sol kolunu kaybeden Uygun, belediyeye tazminat davası açtı. 15 ay önce sonuçlanan davada, mahkeme, belediyenin Uygun'a 600 bin lira tazminat ödemesine karar verdi.
Bugün öğleden sonra haciz işlemleri için bir avukat ve icra memurları belediyeye geldi. Önce makam aracını haczeden görevliler daha sonra Çelik'in makam koltuğunu, misafir masasını ve sandalyelerini alıp yedi emine bırakılmak üzere araca yükletti. Çelik'in masası çok ağır olduğu gerekçesi ile haczedilmedi. İcra işlemlerini izleyen Birsen Çelik, arkasında duran Atatürk portresinin de haczedilmek istendiğini söyledi.
Çelik, “Her şeyi götürebilirsiniz ama Atatürk'ün resmini aldırtmam” diyerek resmi görevlilere teslim etmedi. Akşam saatlerine kadar süren haciz işlemleri sonrasında Çelik'in odası tamamen boşaltıldı.
AKP döneminde kaza geçirmiş
Çelik olay sonrası sosyal medyada uzun bir paylaşım yaparak başından geçenleri anlattı. Hamidiye mahallesi muhtarlığı yapan eski çalışanları Mehmet Uygun tarafından haczedildiklerini söyleyen Çelik; “9 yıl önce AKP'li belediye başkanı İbrahim Arda döneminde talihsiz bir kaza yaşıyor ve belediyeyi mahkemeye veriyor. 600 bin liralık tazminat kazanıyor. Mehmet Uygun'a gittik. Ödemeler konusunda uzlaşalım, takside bölüp ödeyelim dedik. Bir yıl önce anlaştık. 100 bin lira ödeme yaptık. Sonra ne olduysa bizi avukat aradı, ‘Anlaşma yok. Paranın hepsini bir seferde istiyoruz' dedi. Üç arazimiz vardı teklif ettik kabul etmediler. Dükkan teklif ettik üzerini nakit ödeyelim dedik kabul etmediler. 4 taksitte ödeyelim dedik kabul etmediler” ifadelerini kullandı.
Maksat başkanın koltuğunu almakmış
CHP’li Başkan Birsen Çelik şöyle konuştu; “Anlaşıldı ki niyet çok başka. Bugün, avukatla birlikte belediyemizi icraya geldiler. Makam koltuğumu aldılar. Bir de misafir sandalyelerini. Sonra gözlerini duvardaki Atatürk portresine diktiler. “Onu da istiyoruz. Onu da alalım!” dediler. İşte orada niyeti anladık: “Bu çerçevenin maddi değeri 10 lira, bunu alarak mı borcu kapatacaksınız! Hiçbir kuvvet bu portreyi bu duvardan indiremez” dedik. İndirtmedik. Ardından duyduk ki, “Başkan'ın koltuğunu aldık” diye yaygara koparmışlar. En başından bu yana tasarlanan plan buydu. Zira bu işi yapanların hepsinin siyasi kimliğini, nerede yönetici olduklarını zaten biliyoruz. Biz borcu reddetmedik. Bizim dönemimizde olmamış, niye ödeyelim gibi devlet geleneğine aykırı bir şey söylemedik. Uzlaşalım diye aylarca didindik. Ancak sizin derdiniz Başkanın koltuğunu almakmış. Vatandaşlarımızın şunu bilmesi çok önemli: Belediyemizde haciz edilebilecek onca arazi, dükkan ve araç varken, neden sadece makam koltuğu, makam arabası ve Atatürk portresini almak istediler? Eminim hepiniz şu an niyeti anlamışsınızdır.”