Sinop Sabahattin Ali Kültür Merkezi’nde 'Çernobil’in 37. yılında nükleer felaketin etkisi hala sürüyor' konulu söyleşi düzenlendi.
Söyleşi öncesi açıklamalarda bulunan Metalürji Yüksek Mühendisi Cemalettin Küçük, bugün hizmete alınması beklenen Mersin Nükleer Santrali ile Sinop’ta yapılması düşünülen nükleer santrale işaret ederek "Büyük bir yıkım bekliyor buraları. Bunun için buna izin vermemek durumunda olacağız. Eğer kurmaya çaba sarf ederlerse arkadaşlarımız bunu durdurmak, kurulursa da yeniden yavaşlatmak için mücadele edecekler" diye konuştu.
"Yoğun ekolojik yıkıma neden olurlar"
"Nükleer santraller hem yapım hem de çalışma aşamalarında hiç kazaya sebep olmasalar bile çok yoğun ekolojik yıkımlara neden olurlar" diyen Küçük, nükleer tepkime başlatıldığı an ortaya çıkabilecek sonuçların kolay tahmin edilebilir olmadığını ifade etti.
Küçük, Mersin'i büyük yıkım beklediğine dikkat çekerek durumun yeniden değerlendirilmesi gerektiğini kaydetti: "Bu ekolojik felaketin çok derinlikleri var. Hem çalışma aşamasında nükleer sızıntılar var olması hem de kullanacak olduğu çevredeki su boyutları aşamasından havadan, sudan topraktan kaynaklı olarak yakın mesafeler dahil olmak üzere yayılma ile birlikte çok uzun mesafeler dahil olmak üzere etkileri çok yoğun olacaktır. Bir nükleer santral kurulursa kapatılması çok zordur ama kapasitesini yavaşlatıp yeniden devre dışı bırakabilmek yaratmış olduğu ekolojik sorunları da en aza indirebilmek çabasını sürekli önümüzde bulundurmamız lazım."
Doğu Karadeniz'de neredeyse her ailede bir kanser vakası
Çernobil faciasının başta Doğu Karadeniz olmak üzere Trakya bölgesine de çok yoğun bir radyasyonla etkilediğini dile getiren Küçük, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Başta Karadeniz olmak üzere Doğu Karadeniz olmak üzere aynı zamanda Trakya bu konuda yoğun bir radyasyon etkisinde olmuştur. Çernobil nükleer santralinden çıkan bulutlar 3 kol üzerinden Anadolu’ya yayıldı. Aslında 3’ü de önce Ukrayna’dan çıkıp Stockholm’e geçti. Oradan tekrar doğal olarak 10 binlerce kilometre yol kat ettikten sonra Sinop üzerinden gelip Doğu Karadeniz’e çöktü. En büyük yoğunluğu Doğu Karadeniz yaşadı ama diğer 2 kol da Trakya üzerinden girerek birisi Adana kısmına doğru birisi de Mersin Fethiye tarafına doğru değişik radyoaktif yüklü bulutlar Trakya’da da çok yoğun radyoaktivitenin etkisinden kaynaklı olarak hastalıkların ortaya çıkmasına sebebiyet verdi. Ama biz Doğu Karadeniz’e geçtiğimizde her ailede neredeyse bir kanser vakasının, bir ölümün, bir hastalığın, çeşitli hastalıklarla mücadelenin bugün sürmüş olduğunu gayet net biliyoruz."