İklim krizinin etkileriyle İzmir'de aralık ayı hava sıcaklığı, geçen yıllara göre ortalamanın 3 derece üzerinde, ocak ayının ilk 23 günlük hava sıcaklığı ise 2 derece üzerinde seyretti.,
Kentte yağışlı gün sayısı ve metrekareye düşen yağmur miktarında da önemli bir düşüş yaşandı. Aralık ayında 13 gün olan yağmurlu gün ortalaması 6- 7 güne düştü.
Dokuz Eylül Üniversitesi'nden İklim Bilimci Prof. Dr. Doğan Yaşar, "Çok ciddi bir kuraklık var ama yer altı sularını boşalttık. Göller Yöresi, çöller yöresi oldu. Konya Ovası, obruk ovası oldu. 50'den fazla gölü, sulak alanı kuruttuk. Yer altının en önemli kaynakları, sulak alanı, göllerdir. Göl Marmara'yı kuruttuk, sonra suçu iklimlere bahşediyoruz" dedi.
'Ciddi bir tarımsal kuraklığa girdik'
Türkiye'de bu yıl su sıkıntısı yaşanacağına dikkat çeken Prof. Dr. Yaşar, şöyle konuştu:
“Son 52 yılın en sıcak aralık ayını yaşadık. Ocak ayı da çok sıcak geçiyor. Bir de bu yıl yağış yok. Barajları dolduran yağışlar aralık ve ocak ayları yağışlarıdır. Ocak sonuna geliyoruz, hala yağış yok. En çok yağış aldığımız dönemler aralık ayında ortalama 146 kilogram yağış alırız. Ocak ayında 130 kilogram civarında yağış alırız. Kasım, aralık, ocak ve şubat ayları baraj için çok önemli aylardır. Üçüncü ayı bitiriyoruz hala daha bir şey yok. Geçtiğimiz yıl bugünlerde İzmir'in ana su kaynağı Tahtalı Barajı yüzde 55 doluluk civarındayken bugün yüzde 39 doluluk var. Arada yüzde 16 fark var. Bu fark, İzmir'in 200 günlük suyu demek. O kadar ciddi bir sorun. Bu yaz Türkiye olarak su sıkıntısı çekeceğiz. Tarım konusunda ciddi bir tarımsal kuraklığa girdik. Bunun nedeni de hatalı su kullanımıdır."
Haritada Ege bölgesinin 'olağanüstü kuraklığa' doğru gittiği görülüyor.
'Su kanunu çıkacak'
Prof. Dr. Doğan Yaşar, Türkiye'de su yönetimi sorunu yaşandığını aktaran yakında suya yönelik Su Kanunu çıkacağını belirterek sözlerini şöyle noktaladı:
“1969'lı yıllardan beri aynı kanunla yönetildik. Geçtiğimiz yıldan beri yeni su kanunu için çalışmalar bitirildi. Geçtiğimiz hafta görüşe sunuldu, önümüzdeki aylarda bu kanunlaşacak. Su konusu özellikle yer altı suları kontrol altına alınacak. Barajlardan kapalı ortamda su gelecek tarlalara. Damlama ile su verilecek ve bu sayede yüzde 65 tasarruf edeceğiz. Yer altı sularını ancak kurak yıllarda biz kullanmak zorundayız ki bugün kullanmamız gerekiyordu. Özellikle Güneydoğu'da mısır yok. Buğday, arpa çimlenemedi. Ürünler belki yeniden sökülüp yeniden dikilecek. Bütün bunların nedeni suyumuzu çok hoyratça kullandık. Şimdi suçu iklimlerde buluyoruz. Suç maalesef bizde. Biz su kullanımını öğreneceğiz."