Mahkemeden tartışmalı Kemer Country kararı: Komşu da olsan dava açamazsın

Kemer Country’de imar uygulamasının iptali istemiyle açılan dava tartışmalı bir gerekçeyle reddedildi. Bölge sakinleri söz konusu arazilerin depremde acil toplanma alanı olduğunu ve konut yapılmasının uygun olmadığını belirtti. Mahkeme, bakanlık tarafından yapılan imar uygulamasının sübjektif olduğunu belirterek söz konusu arazilere komşu da olunsa dava açılamayacağı gerekçesiyle davayı reddetti.

Demirören Holding, Ziraat Bankası'ndan aldığı 300 milyon dolar ve 1 milyar 118 milyon lira krediye karşılık Göktürk Mahallesi Kemer Country’de, üzerinde golf sahalarının bulunduğu arazilerini ipotek ettirmişti. İpotekten kısa bir süre sonra 4 Eylül 2018’de, araziler Çevre ve Şehircilik Bakanlığı eliyle imara açılmıştı. Bölgede yaşayanlar, bakanlığın kararına karşı çok sayıda dava açmıştı. 2019’da mahkeme, planın iptal edilmesine karar vermişti. Bakanlık ise planda bazı düzenlemeler yaparak planları tekrar askıya çıkarmıştı. Bölge halkı, bu plana karşı da dava açmıştı. Bu sırada Demirören kredi borcunu ödemediği için söz konusu ipotekli araziler, Ziraat Bankası’na devredilmişti. Bölgeyi deprem kanunu kapsamında belirlenen riskli alanlara karşılık yeni yerleşim alanları olarak kabul edilen "Rezerv Yapı Alanı" kapsamına almıştı. Böylelikle alanda plan yapma yetkisi İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin elinden alınarak bakanlığa aktarılmış olmuştu. Bakanlık 1 Temmuz’da söz konusu alanda imar uygulaması yapmıştı.

Mahkemeden davaya ret

Bakanlığın rezerv yapı ilanı kararına karşı 221 site sakini dava açmıştı. Site sakinleri açtıkları davada bakanlıkça imar uygulaması yapılan parsellere bitişik konumda olduklarına dikkat çekerek golf alanlarının sitenin kuruluşundan itibaren belirleyici nitelikte olduğu, söz konusu alanın acil toplanma alanı, belirtilen alanlara konut yapılmasının uygun olmadığı ve rezerv yapı olarak belirlenmesinin kamu yararına aykırı olduğunu belirtti ve uygulamanın iptalini istedi. Davaya bakan İstanbul 11. İdare Mahkemesi, kararında imar uygulamasının sübjektif nitelikte olduğunu belirterek, uygulamanın doğrudan mülkiyet hakkına yönelik olduğunu ifade etti. Mahkeme sübjektif nitelikte bir idari işleme karşı komşu parsel malikini dava açmasının mümkün olmadığını ifade etti ve davayı ehliyet yönünden reddetti.

‘Tam bir saçmalık’

Kararı halktv.com.tr’ye değerlendiren site sakinlerinin avukatı Koray Cengiz, şu ifadeleri kullandı:

Rezerv alan ilan edilen bir alanda yan parseldekilerin bundan etkilenmemesi düşünülemez. Mahkeme kararında, ‘rezerv alan kararı sonucunda bölgede herhangi bir inşai ya da fiziki müdahale yapılmayacağından dava açma ehliyeti de yoktur’ deniyor ama bu tam bir saçmalık. Sonuçta burada rezerv alan ilan edildiği için bakanlık bu planları yapabiliyor. Bu rezerv alan kararı bundan sonraki sahada bütün işlemler için bir altlık oluşturuyor. Buna karşı yan parsel komşularının buna dava açamayacağını söylemek mümkün değil. Bizim dava açma ehliyeti dediğimiz zaman anayasanın 125. Maddesinde idarenin her türlü eylem ve işlemlerinin yargısal denetime açık olduğu çok net bir şekilde belirtiliyor. Hukuki menfaati ve yararı olan herkesin dava açma ehliyeti var, kabul ediliyor. İmar planlarına karşı komşu parselin dava açma ehliyeti var. İnşaat ruhsatlarına, parselasyon planlarına karşı yan parselde bulunan vatandaşın dava açma ehliyeti var. Rezerv alanının bunlardan hiçbir farkı yok. Hatta bunlardan daha da yapılaşmaya etkili bir karar. Olmadığına dair emsal karar yok ortada."

Çevre Haberleri