Edirne'de Karağaç Mahallesi'nde mülkiyeti Orman Müdürlüğü'nde olan Söğütlük İzzet Arseven Kent Ormanı'na, geçen eylül ayında millet bahçesi yapılacağı açıklandı. Açıklamanın ardından proje kapsamında ormanda beton yürüyüş yolları yapılıp, ağaçların kesileceğini iddia eden bazı meslek odaları, sivil toplum örgütü üyeleri ve siyasi parti temsilcileri bir araya gelerek, 'Söğütlük Doğal Kalsın' isimli platform oluşturdu. Platform üyeleri ve gönüllü vatandaşlar bu süreçte projenin iptali için Edirne İdare Mahkemesi'nde dava açtı. Mahkeme, projeyle ilgili ihalenin Ankara'da yapıldığı gerekçesiyle davayı Ankara 14'üncü İdare Mahkemesi'ne devretti. Aradan geçen yaklaşık 8 aylık süreçten sonra, 23 Mart'ta kararını veren mahkeme projenin iptaline hükmetti.
'Kamu yararına uygun değil'
Mahkeme kararında, iptal nedeni olarak projede imar planı çalışması yapılmadığı ifade edildi. Kararda, "Bu durumda, millet bahçesi gibi yapıldığı yerde sağlıklı ve güvenli bir çevre oluşturmayı hedefleyen projelerin, belirli bir tarihsel oluşumun, zaman içinde geliştirdiği çeşitli alan kullanımları arasında en uygun kentsel gelişme biçimini belirleyen imar planlarında gösteriminin yapılmamış olmasının kamu yararına uygun olmadığı açık olduğundan, "Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Toplu Konut İdaresi Başkanlığı'nın Millet Bahçesine ait Sosyal Donatılar İnşaatları ile Altyapı ve Çevre Düzenlemesi İşine yönelik olarak Toplu Konut İdaresi Başkanlığı'nca verilen ihale ilanının ve Tarım ve Orman Bakanlığı'na ait Devlet Ormanı niteliğinde olan İzzet Arseven Söğütlük Kent Ormanının Millet Bahçesi yapılmasına ilişkin olarak Orman Genel Müdürlüğü tarafından verilen izine ilişkin dava konusu işlemlerde hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Açıklanan nedenlerle; dava konusu işlemlerin iptaline, 2577 sayılı Kanun'un 20/A maddesi uyarınca kararı tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde Danıştay'a temyiz yolu açık olmak üzere, 23.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi" denildi.
'Karardan mutlu olduk'
Davayı açan taraflardan Edirne Barosu Çevre ve Hukuk Komisyonu Başkanı Aavukat Coşkun Molla, Söğütlük İzzet Arseven Kent Ormanı Edirneliler için çok önemli bir yer olduğunu söyledi. Molla, "Gerek tarihsel, gerek sosyal, gerekse kültürel anlamda herkesin anıları olan bir mekan. Kentimizin de akciğerleridir. Kentimizde de yeşil alanların az olduğunu düşünürsek Söğütlük ve Sarayiçi dışında kentimizde maalesef halkımızın aktif olarak kullanabileceği yeşil alan yok. Çevre ve Kent Hukuku Komisyonu olarak duyarsız kalamazdık bu konuya. Eylül ayında dava açıldı. Kısa sayılabilecek süreçte sonuçlandı. Bu verilen karardan da hem kendi adıma hem de bu davada beraber olduğumuz sivil toplum kuruluşu temsilcileri arkadaşlarım hem da davaya katılan Edirneliler adına çok mutlu oldum. Kent açısından böyle önemli bir kazanım elde ettiğimiz için mutlu olmaktan başka seçeneğimiz yok" diye konuştu.
'Savunmamız kanunlar çerçevesinde oldu'
Söğütlük Doğal Kalsın Platformu sözcüsü Ziya Gökerküçük de, yıllardır kent için mücadele ettiklerini belirtti. Gökerküçük, "Eylül ayında burada Millet Bahçesi yapılacağını duyduğumuzda yıllardır, kentte yeşil alanların korunması ve geliştirilmesini isteyen kurumlar olarak Edirne Kent Konseyi önderliğinde bir toplantı yaptık ve böylelikle Söğütlük Doğal Kalsın Platformu'nu oluşturduk. Ben de orada sözcü oldum. Hukukçularla görüştük, ne yapacağımızı kararlaştırdık ve dava açılmasına karar verildi. O anda orada bulunan 7 kişiyle dava açtık ama aslında bu davanın sahipleri kentlilerdir. Hepsi adına başvurduk. Süreç devam etti, biz bu arada boş durmadık, insan zinciri etkinliği yaptık, orasını temizledik. Yaptığımız savunmalar devletin kanunları çerçevesindeydi. Kanuna uymayan bir iş yapıldığını gördük ve mahkeme de dur dedi" ifadelerini kullandı.
'Salda gölü ve valiebağ davalarını örnek aldık'
Avukat Nevzi Özer de, davada imar planlarının öneminin ortaya çıktığını belirtti. Özer, "Plan olmadığında olmadığını da hep birlikte görüyoruz. Bizim değerimiz Söğütlük Kent Ormanı. Hazırlık kaynağımız, daha önce ülkemizde yaşanan benzer vakalardır. Bunlardan Salda Gölü ve İstanbul Validebağ Korusu Davası bizim için örnek olmuştur, çalışmalarımızda kullandık, onların dosyalarını inceledik. Deliller olsun, davada öne süreceğimiz iddialarımız olsun, hukuki sürecin nasıl işleyeceği konusunda olsun, iyi bir hazırlanmayla, iyi bir sonuç aldık" dedi.