Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nde öğretim görevlisi olarak çalışan Prof. Dr. Mustafa Öztürk, emekliliğini talep etti.
Sosyal medya hesabından Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanlığına yönelik olarak yazdığı emeklilik talebini paylaşan Öztürk, “Bugün itibariyle akademiye, akademisyenliğe ve ilahiyat alemine veda ediyorum. Artık yeter. Benden bu kadar” dedi.
Kamuoyunda ‘Cübbeli Ahmet’ olarak bilinen Ahmet Mahmut Ünlü, Öztürk’ün bu mesajına yönelik sosyal medyadan açıklama yaptı. Yetkililere seslenen Ünlü, “Saygı değer yetkililerimiz; "Kur'an, Allah kelâmı olamaz!" diyen Mustafa Öztürk'ün İstifâsını Kur'ân'ın hatırı için işleme koyarak gençlerimizi Kur'ân'a karşı şüpheye düşüren bu kişinin ifsâdından kurtarmanızı saygılarımızla sizlerden talep ediyoruz.” ifadelerini kullandı.
Ne olmuştu?
Öztürk, bir programda “Kur'an 23 sene Velid bin Mugire aşağı Asbil Vahil yukarı deyip bütün kadrajını Hicaz-Taif-Medine'ye sıkıştırmış. İnsanlığa son söyleyeceği sözün çapı oradaki 3-5 lavuk müşrik. Ve o müşriğe Kur'an'da öyle küfürler var ki. Hem 'kel' hem 'fodul' ve 'piç' ifadesi kullanılıyor. Bu Allah dili olabilir mi? İnsani dil olamaz mı? Olabilir. Yanmış canı. Feverandır. Olabilir” ifadelerini kullanmıştı.
Bu sözler üzerine Star, Takvim, Yeni Şafak gibi iktidara yakınlığıyla bilinen medya organlarında Öztürk hedef almıştı.
Hedef göstermeler iktidara yakın medya kuruluşlarıyla sınırlı kalmadı. İsmailağa Cemaati’nin ekran yüzlerinden, kamuoyunda ‘Cübbeli Ahmet’ olarak bilinen Ahmet Mahmut Ünlü de Öztürk’ü hedef almıştı.
Bunun üzerine sosyal medyada Öztürk’e yönelik ölüm tehdidine varan mesajlar paylaşıldı.
Tartışma 2014 yılına uzanıyor
Tartışmanın geçmişi 2014 yılına dek uzanıyor. İslami camiada tanınan isimlerden olan Mustafa Özcan, o dönem Çukurova Üniversitesi’nde öğretim görevlisi olan Mustafa Öztürk’ü, İslamcı Hüküm adlı bir dergide eleştirmişti. Özcan, Öztürk’ün Kur’an’ı çarpıttığını öne sürerek hedef almıştı.
Öztürk ise “Sonuç olarak Mustafa Özcan baştan sona arızasın, baştan sona cahil, nadan ve nobransın. Üstelik gazetecilik ahlakı açısından Doğan medyasında bile eşine az rastlanır türden bir ahlaksızlığın temsilini yapmaktasın” ifadelerini kullanmıştı.
Başka cemaat ve tarikatların yanısıra FETÖ de hedef aldı
Bunun üzerine birçok cemaat ve tarikat Öztürk’ü hedef aldı. İşin içine FETÖ de girdi. Çünkü Öztürk, FETÖ’ye yönelik açılan davalarda bilirkişi olarak görev yapmıştı. musellem.net adlı bir internet sitesinde Öztürk’e yönelik şu ifadelere yer verilmişti:
Sermayesi az evvel yazdığımız çalışma ve gayretleri olmayıp sadece ve sadece Fethullah Gülen aleyhtarlığından ibarettir… Dünkü cuntacıların kalleş hocalarının cunta devrinin bitimiyle tasfiye edildiği gibi o da tasfiye edilecektir paralel yapı muhabbetleri kabak tadı verip de raflarda yerini aldığında.
İhsan Şenocak, 'Charlie Hebdo' ile kıyasladı!
O dönem yine İsmailağa Cemaati’nden İhsan Şenocak, Öztürk’ün cemaat ve tarikatlara karşı eleştirilerini Fransa’da birçok Charlie Hebdo dergisinin Hz. Muhammed karikatürleriyle kıyaslamış ve “Şimdi ben buradan Diyanet İşleri Başkanlığımıza diyorum ki, Fransa’da Kuran’a hakaret edilince cevap veriyorsun da, peki bu şahıs tefsir dersine giriyor, bu milletin evladına Kuran-ı Kerim'i anlatıyor, ilahiyat fakültesinde tefsir dersine giren bu adam, Kuran-ı Kerim’deki bir takım kıssaların hakikat olmadığını söylüyor, peki buna inananın hükmü nedir? Kuran-ı Kerim'deki bazı ayetlerin haşa, masal olduğunu söylemenin hükmü nedir? Soruyorum.” demişti.
Charlie Hebdo çalışanları, çizdikleri bu karikatürler sonrası terör saldırısına uğramış ve Paris'teki ofisinde 11 kişi yaşamını yitirmişti.