Çanakkale Ruhu’nda birleşip bütünleşmenin tam zamanı!..

Uğur Dündar Çanakkale Ruhu'nu yazdı.

Hainlerin iç savaş çıkartıp yurdumuzu işgal ettirmek için başlattıkları kalkışmanın yıldönümündeki etkinlikleri izlerken aklıma yargı camiasında engin bilgi birikimi ve dürüstlüğüyle ünlenmiş FETÖ mağduru değerli bir hukukçu dostumun anlattıkları geldi. FETÖ denilen zehirli ahtapotun dostuma ve ailesine yaşattığı acıyı aynen aktarıyorum:

“İki gündür bir Güneydoğu kentimizin cezaevine gidip geliyorum. Çünkü anamın gözyaşlarına dayanamadım…

Benim bir ‘teyze çocuğu' var; öğretmen…

30 yaşındaki bu akrabamın babası, o henüz iki yaşındayken rahmetli olduğundan, anamın ve teyzelerimin kucağında büyüdü. Kendi çocukları gibi bakarak el birliği ile yetiştirdiler…

*  *  *

Nasıl mazlum, nasıl saf bir yüzü ve yüreği var anlatamam…

Annesi onu, 10 yaşlarında iken, ‘cemaat' denilen şer yuvasının dershanesindeki çay ocağına, çalışsın diye koymuş. Tabii o zamandan beri kafese girmiş çocuk!..

Okurken de peşini bırakmamışlar, çalışmaya başlarken de!.. Yetinmemişler, kendi buldukları bir kızla da evlendirmişler!..

*  *  *

Üç hafta önce FETÖ operasyonunda, etkin pişmanlıkta bulunan iki şüphelinin, ‘Akrabamın, yaşadığı kentte bir semtin sorumlu “abi”liğini yürüttüğü, sonrasında da Kalkınma Bakanlığı'nın SODES projesinden sorumlu il “abi”liğine terfi ettiği' yönündeki itirafları üzerine tutuklanmış… (Bu arada ByLock kullanıcısı olduğu da belirlenmiş…)

*  *  *

Başsavcı ile dosyasına baktık ki, yapacak bir şey yok! Ben‘İtirafçı olursa etkin pişmanlıktan yararlanabilir mi?' diye sordum. Başsavcı ‘Çok iyi olur. Vereceği isimler ve ifadesi işimize yarar' dedi. ‘O halde cezaevi

müdürü bir nabzını yoklasın, eğer eğilim görürse ben görüşürüm' dedim.

Müdür görüştü, sonra ben iki kez giderek ‘durumunun vahametini' anlattım, ‘kendisinin satıldığını' söyledim.‘Üstündekilerin umurunda bile olmadığını' belirttim.‘Olsun, beni satsınlar, ben kimseyi satamam! Ben iman ettiğimin dışında bir şey yapmadım, isterlerse assınlar'dedi.

Bunun üzerine ‘Ananın ve anamın, seni sevenlerin gözyaşının vebalini alma, yazık olur sana, hayatın söner!.. Çocukların var onlar ne olacak? Bari onları düşünerek pişman ol' dedim ama gördüm ki, öyle katı, öylesine duvar gibi ki, ne ailesinin ve ne de kendi hayatının hiçbir önemi kalmamış!

Varsa yoksa ABD'deki şarlatan!..

Son bir umutla dün ablasını gönderdim bir kez daha yanına. O da yalvarmış, ağlamış ama nafile!..

*  *  *

Diyeceğim o ki…

Bu çocuk ve onun çocuklarıyla bu devlet ve bu toplum nasıl bir araya gelecek artık?..

Bu ülkeye ve çocuklarına hangi amaç için ve neden bu kadar büyük bir kötülük yapılır?..

Günlerdir içim yanıyor…” (Sözcü-29 Ekim 2016)

*  *  *

15 Temmuz'u anma etkinliklerini izledikçe ve dostumun yaşadığı acıları hatırladıkça, bir kez daha Kuvay-ı Milliye ve ‘Çanakkale Ruhu'na sıkı sıkıya sarılmamız gerektiğini düşündüm. Geleceği kurmanın ve küresel sarmaldan kurtulmanın tek yolunun “Çanakkale Ruhu”nu yeniden canlandırmaktan geçtiğine inandım.

Çünkü Çanakkale Ruhu, etnik kökeni, dini ve mezhebi ne olursa olsun tüm vatan evlatlarının omuz omuza vererek tarihin akışını değiştirdikleri eşsiz bir destandır. Milli Mücadele'nin ve Büyük Önder Atatatürk'le silah arkadaşlarının kurduğu laik Cumhuriyet'in önsözüdür.

*  *  *

O halde yine ve yeniden Çanakkale Ruhu'nda kenetlenmenin, tek beden olmanın tam zamanıdır.

Bunu iktidar yapmadığı takdirde birlik ve bütünlük bayrağını, tıpkı “Herkes İçin Adalet Yürüyüşü”nde olduğu gibi Cumhuriyet Halk Partisi taşımalıdır.

CHP, şehit kanıyla sulanmış bu kutsal topraklarda gerçekleştireceği geniş katılımlı bir çalıştay sonucunda; ülkenin tüm sorunlarıyla sarmaldan çıkış yollarını Adalet Mitingi'ndekine benzer bir manifesto ile ortaya koymalıdır.

“Çanakkale-2017 Manifestosu” ile hem kurduğu Cumhuriyet'e, hem de kutuplaştırılmış toplumun birlik ve bütünlüğüne sahip çıkmalıdır.

*  *  *

Başta Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere tüm şehitlerimizi minnet ve rahmetle anıyor, “Ne darbe, ne dikta! Yaşasın demokrasi ile taçlanmış laik Cumhuriyet, yaşasın Türkiye” diyorum.

Haberleri